Aslına bakılırsa translate English
198 parallel translation
Aslına bakılırsa pek hata yapmayız.
As a matter of fact, we don't make mistakes.
Aslına bakılırsa, içeride birazcık kestiriyordum.
As a matter of fact, I was just lying down here.
Aslına bakılırsa istediğimi hiç sanmıyorum.
As a matter of fact, I don't think I care for any.
Aslına bakılırsa, birkaç taneye daha başlamıştım ama daha hiçbirini bitiremedim.
As a matter of fact I've started several, but I never seem to finish one.
- Aslına bakılırsa Washington Square'deki çok çılgın bir partiye gidiyordum.
- As a matter of fact... I'm going to an extremely crazy party on Washington Square.
- Aslına bakılırsa istemiyor.
Ah, but you see, she doesn't.
Aslına bakılırsa burası evlenmeye karar verdiğimiz yer.
As a matter of fact, this is where we became engaged to be married.
Aslına bakılırsa seni bekliyordum.
I've been sort of expecting you.
Aslına bakılırsa, hayır, bulmadım.
No, I haven't... actually.
Aslına bakılırsa, var.
I have, as a matter of fact.
Aslına bakılırsa, bir yer biliyorum.
As a matter of fact, I do know of a place.
Aslına bakılırsa, şimdi anlıyorum. Çok açık.
In other words, with the benefit of hindsight, it's obvious.
Aslına bakılırsa, yanaklarının yeniden kızarmasını sağlamanın yolunu bulmuştu.
The truth is, he'd recently found a way to buff that sheen.
Aslına bakılırsa yaptıklarını düşünürsen bütün bunlara değer miydi?
But the thing is, when you think back, was it worth his taking it that far?
Aslına bakılırsa, böyle bir güzelin çirkin bir hayvan tarafından incitildiğini görünce... kocasının neden geçici olarak aklını kaybettiğini anlamak kolay.
As a matter of fact, it's pretty easy to understand why her husband became temporarily deranged, seeing such beauty bruised and torn by a beast.
- Aslına bakılırsa var.
- Yes, I am.
Aslına bakılırsa bence doğaüstü bir şey değil.
As a matter of fact, I don't think it is anything supernatural.
Aslına bakılırsa, Braddock da değildi zaten.
Come to think of it, it wasn't Braddock at all.
Aslına bakılırsa, ben yazdım.
Come to think of it, it's a line of mine.
" Ama işin aslına bakılırsa...
" But few of them really are justified...
Aslına bakılırsa ne diyorsunuz ona, şu şeyin etkisini önlemek için yürümek zorundayım?
As a matter of fact I must walk in order to prevent the effect of what is that word?
Aslına bakılırsa, siz yarı kral değilsiniz.
As matters stand, you are but half the King.
Aslına bakılırsa Noel'le bayağı içli dışlılar.
Actually he's obviously very, very deeply involve with Noel.
Aslına bakılırsa başka türlü var olan hiçbir şey yoktu.
Truly nothing was there, which might otherwise have existed.
Aslına bakılırsa ondan daha iyi.
In fact, it's even better.
Aslına bakılırsa altı aylık hamileyim yani benimle biraz daha ilgilenmen gerekiyor.
In fact, I'm six months pregnant, so you're just gonna have to pay a little more attention to me right now.
# Aslına bakılırsa, evet.
As a matter of fact, I am.
Aslına bakılırsa, evet.
As a matter of fact, I do :
Aslına bakılırsa sizce, artık evlenmeyi düşünme zamanım gelmedi mi?
The truth is don't you think it's time I considered marrying?
Aslına bakılırsa Daimi Sekreterim kendi itibarını riske attı.
And, in fact, my Permanent Secretary has staked his reputation on it.
Aslına bakılırsa beni hiçısırmadılar.
I don't think I've ever been bitten by one of'em.
Ve aslına bakılırsa haklılarda :
And as it turns out, they're right :
Aslına bakılırsa her şeyi bize bıraktı.
Actually he left the whole thing up to us.
Aslına bakılırsa, neredeyse eminiz ki... gulyabaniler ve kurt adamlar belediyede yüksek mevkilerde.
As a matter of fact, we're almost certain that ghouls and werewolves occupy high positions at City Hall.
Bunlar tavuk aslına bakılırsa.
Those are cornish game hens.
Aslına bakılırsa, onun genetik yapısından başka hiçbir şey yok.
In fact, nothing indicates any genetic patterns other than hers.
Aslına bakılırsa, 50,000 papellik bir bahse girdim!
As a matter of fact, I'm betting 50,000 bucks that it has.
O mükemmel Staffordshire köpekleri... Aslına bakılırsa, çoğu Staffordshire'ı ben buldum.
Those wonderful Staffordshire dogs... ln fact, most ofthe Staffordshires, I found.
Aslına bakılırsa...
In point of fact...
- Aslına bakılırsa seni sorgulamaya geldim.
- thing is to say, I came to interview you.
Aslına bakılırsa Olenski cömert davrandı.
As things go, Olenski's acted generously.
Şey, aslına bakılırsa son yarım saat gerçekten berbattı.
Well, actually the last half hour's a real garbage dump.
Aslına bakılırsa, pek çoğunun durumu oldukça umutsuzdu.
In fact, most of them were pretty hopeless.
Aslına bakılırsa, dışarısı artık pek de güzel değil.
Fact of the matter is, it's not too nice out there anymore.
Şey, aslına bakılırsa bu gayet iyi bir açıklama.
Mm-hmm. Well, actually, that's- - that's a pretty good explanation.
- Aslına bakılırsa, evet.
- Well, as a matter of fact, I am.
Aslına bakılırsa... doğru düzgün insanların çoğu buradan kaçtı.
Tell the truth... most of what they call decent folks have been run off.
Aslına bakılırsa o da sorunun... bir parçası denebilir değil mi?
Matter of fact, it might be fair to say... that he's part of the problem, right?
Aslına bakılırsa, bu olay pek gökyüzüyle ilgili sayılmaz.
Actually, this event isn't strictly celestial.
- Aslına bakılırsa...
- The fact is...
Aslına bakılırsa istediğimi hiç sanmıyorum.
I'm not much of a daytime drinker.
aslında 4149
aslinda 29
aslında var 51
aslında öyle 29
aslında evet 75
aslında bilmiyorum 26
aslında ben 85
aslında yok 26
aslında o 17
aslında bu 28
aslinda 29
aslında var 51
aslında öyle 29
aslında evet 75
aslında bilmiyorum 26
aslında ben 85
aslında yok 26
aslında o 17
aslında bu 28