Aynen senin gibi translate English
306 parallel translation
Genç olan, aynen senin gibi durumuna sinirlenip evi terk eder.
The younger frequently resents his position and leaves home, just as you did.
Bu da tıpkı diğerleri gibi. O da aynen senin gibi oldu.
She's become just like you.
- Aynen senin gibi.
- He's exactly like you.
Aynen senin gibi...
Same as yourself.
Aynen senin gibi, ben de bir anlam veremiyorum.
Like yourself, I don't understand it either.
Aynen senin gibi, Henry'nin sofrasında baş köşeye oturdu.
Like you, she headed Henry's table.
Aynen senin gibi ; Uzay gemisi, maymunlar şehri, metro..
Spaceship, ape city, subway..
Sevgili dostum, onunla biraz alakam olsaydı aynen senin gibi görünürdüm şu anda.
My dear fellow, if I weren't a faintly interested party, I'd appear for you myself.
Benim adım Fred ve ben de insanım, aynen senin gibi.
My name is Fred and I'm just a man, same as you are.
Ama annem gitmeyecek, aynen senin gibi, Martha.
But my momma won't budge. Just like you don't, Martha.
Ben olmak istediğim kişi olamam. Aynen senin gibi.
But I can't be what I want any more than you can.
Ben bir sanatçıyım, aynen senin gibi.
i'm an artist, like yourself.
- Evet aynen senin gibi, garip çocuk.
Yeah, that's what you are! A weird kid!
Aynen senin gibi.
Like you.
Bir yıl önce, Mjnari'nin özel güçleri ortaya çıktı,... aynen senin gibi, Storm.
A year ago, Mjnari developed special skills, like you, Storm.
Onu alır ve saklardım ve kimseye söylemezdim, aynen senin gibi.
I would've taken it and hidden it, and not told a soul, just like you did.
Aynen senin gibi, gitti.
Just like you. Gone.
Ve seninkiler, aynen senin gibi, çok güzeller.
And yours, like you, are beautiful.
Beni istediğin gibi avlayabilirsin, ama bu sevimli mor duvar kağıtları olan, içinde kocaman yeşil yastıkların olduğu, kapısında da Carrigan adında aynen senin gibi... fahişe bir köpeğin bulunduğu, görkemli, büyük ve pahalı bir evin içinde olacak.
Oh, you can haunt me all you want, but it's gonna be in a great big, expensive house... with lovely purple wallpaper... and great big green carpets... and a little dog called Carrigan... a bitch just like you.
Aynen senin gibi ha?
Just like you?
Onunkiler de aynen senin gibi.
She got'em, just like you.
Ben aynen senin gibi hissediyorum.
I, uh... I feel exactly the same as you.
Bana kalırsa, şu, ana kapılardan aynen senin gibi, yeni subayların girmesi, beni çok memnun eder.
If I may say so, it's been my special pleasure to see many new officers like yourself come through these portals.
Aynen senin gibi, istasyon tarafından kaçırılıp, buraya getirildim.
I was kidnapped from the Array just like you were.
Görüyorsun ya, aynen senin gibi, o da benim bir canavar olduğumu düşünüyordu.
You see, like you, she thought I had become a monster.
Aynen senin gibi bir domuz.
He's a pig, and so are you.
Aynen senin istediğin gibi akşamı burada geçireceğim.
I'm going to spend the evening here with you just as you want.
Bir kaç yıl önce bir başkasına aşık oldu... ve onun bir hata olduğunu anlayınca... tekrar bana aşık oldu... aynen senin botun tekrar çalışması gibi.
She fell in love with another guy a few years ago... and when that turned out to be a mistake... she fell back in love with me... just like your motorboat starting up again.
Sadece insan kalmak istediğimiz zaman, insanlığın kıymetini anlıyoruz. Aynen senin önemini anladığım gibi.
Only when we have to fight to stay human... do we realize how precious it is to us... how dear... as you are to me.
"Aynen baban ve büyükbabanın yaptığı gibi senin West Point'e gitmeni istiyoruz." dedi.
She said "We expected you to go to the Point like your father and his father."
Tehlikeli bir zehirdir. Bir şey hissetmeyeceksin. Aynen seninki gibi, onbeşinde olduğun zaman senin için düşünülen zehirdir.
This is the best poison you absolutely won't feel anything.
Senin o Sakson derebeylerine. Şimdi onları "oğullarım" diye çağıracağım. Aynen benden istediğin gibi.
Now I'll call them my sons, as you wanted me to, you taught me that too.
Aynen senin dediğin gibi Waco, tren yarın saat 9 : 00'da burada olacak.
Just like you said, Waco, train's due at 9 : 00 tomorrow morning.
Aynen senin bağımlılıktan kurtulman gibi ona kendini çeteden kurtarmalı sadece kendi kendine kurtulabilir
Just like when you kicked the drug addiction You depended on yourself
Senin yaşındayken, aynen Mike gibi bir arkadaşım vardı, Ve ondan istediğim herşeyi yaptığını düşünüyordum. çünkü beni sadece kendine saklamak istiyordu.
when i was your age, i had a friend just like mike, and i think he did everything i told him to do because he wanted me all to himself.
Bir cadillac, aynen senin istediğin gibi.
A CADDY, JUST LIKE YOU WANTED.
Aynen senin caziben gibi.
It's the same with your charm.
Sen de, o murdar olmuş karınla beraber yatağa sürünerek gitmeliydin çünkü aynen onun gibi, senin de belden aşağın ölmüş.
You might as well crawl into bed with that screwed up wife of yours,'cause you're dead from the waist down just like she is.
Senin yaşındayken benim de saçlarım aynen böyle dalgalıydı. Saçlarım seninki gibi olsun istiyorum.
Wavy hair, just like mine when I was your age
Aynen, senin yaşlı adam gibi.
Like your old man.
Hepsi değişiklik arıyor, aynen senin ve benim gibi.
They're all looking for strange, just like you or me.
O aynen senin bana baktığın gibi baktı.
It sure looked to me like you.
Fakat ilacı hastalık numarası yapmak için kullanıyormuş. Aynen senin dediğin gibi Coop.
But they figured he was using the drug to fake his illness, just as you suspected, Coop.
Elbiseleri kurutucuya koyuyordum, aynen senin söylediğin gibi ve Hal, içeriye tam olarak yani tam zamanında kazara karsının külodunu kafama geçirdiğim anda girdi.
I'm putting the clothes in the dryer, like you said... and... Hal, he walks in exactly... I mean, exactly at the exact second that... his wife's panties were accidentally on my head.
O ölü bir kadın, aynen senin ölü bir adam olduğun gibi.
She's a dead woman, just like you're a dead man.
Belki de yapmam gereken, aynen senin de yaptığın gibi,... sanattan para kazanmak, insanlarla tanışmak ve bir ofiste çalışmamak yani.
You know, I was thinking maybe that's what I should do... Is what you do in art, making money out of art, and meeting people and not working in an office.
Aynen senin de bir fakirle evlenemeyeceğini bildiğin gibi. -
Just as you knew you would never marry a pauper, -
Ama belki de, beni bana karşı kullanıyorlardır, aynen senin dediğin gibi.
But maybe they're using me against myself, like you said before.
Ama belki de, beni bana karşı kullanıyorlardır, aynen senin dediğin gibi.
Maybe they're using me against myself, like you said before.
Aynen senin resmindeki gibi asılmıştı.
The way she was hanging was exactly the way you painted it.
Aynen senin benim yanımda olduğun gibi.
Just like you stuck by me.
senin gibi 304
senin gibi biri 17
senin gibi değil 30
senin gibi mi 26
senin gibi değilim 20
senin gibileri bilirim 21
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
senin gibi biri 17
senin gibi değil 30
senin gibi mi 26
senin gibi değilim 20
senin gibileri bilirim 21
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
aynen öyle 1574
aynen 1036
aynen böyle 179
aynen dediğin gibi 18
aynen dediğim gibi 19
aynen böyle oldu 18
aynen öyle 1574
aynen 1036
aynen böyle 179
aynen dediğin gibi 18
aynen dediğim gibi 19
aynen böyle oldu 18