Senin gibi değilim translate English
1,006 parallel translation
Ben senin gibi değilim.
I'm not like you.
- Senin gibi değilim.
- Well, I'm not like you.
Hiç olmazsa ben senin gibi değilim.
At least I don't.
Hayır. Ben senin gibi değilim. Ben...
No, I'm not like you.
Ben senin gibi değilim Sam, hepsi bu.
I'm not like you, Sam. That's all.
Senin gibi değilim.
Besides, I'm not like you.
Ama ben senin gibi değilim, Dufton'da halan var, senin için neden zorluk çıkarmayayım?
But I'm not like you, aunt in Dufton, why should I make it difficult for you?
Senin gibi değilim.
I am not like you.
Ben senin gibi değilim, Kelly.
I'm not like you, Kelly.
Ben senin gibi değilim!
I'm notlike you!
Ben senin gibi değilim.
I'm not like you. That's one thing I do know.
Senin gibi değilim.
I'm not like you.
Ben senin gibi değilim anne.
Please say I'm not like you, Mama.
Senin gibi değilim!
I am not like you.
Senin gibi değilim, Mayo.
I'm not like you, Mayo.
Bak, Skip, ben senin gibi değilim.
Look, Skip, I'm not like you.
Senin gibi hayalci ve ülkücü değilim.
I'm not a dreamer, an idealist, like you.
Senin de dediğin gibi Pip, bundan sorumlu değilim.
As you say, Pip, I am not at all responsible for that.
- Tedirgin olsam da, senin gibi ödlek değilim.
- Yes, but I'm not a coward.
Senin gibi bir şey yokmuşçasına davranmaya çalıştım ama ben senin kadar cesur değilim.
I've tried hard to make believe the way you do, Porter, but I'm not as much of a man as you are.
Belki bunu söylememin bir anlamı yok ama ben senin düşündüğün gibi biri değilim.
Maybe there's no use in my saying so but I'm not like you think I am.
Senin de işaret ettiğin gibi, henüz beyefendi olmuş değilim.
As you have pointed out, I am not yet a gentleman.
Senin de söylediğin gibi, ben o karakterde bir adam değilim.
As you have pointed out, I am not a man of character.
Çantadan senin gibi mükemmel bir kadın çekecek kadar şanslı değilim.
I'm not that lucky, to get a perfect woman, just like that, out of the grab bag.
Senin gibi genç olsam, yakışıklı olsam sorun olmazdı. Ama değilim. Yaşlı ve çirkinim.
It wouldn't be a problem if I were young and handsome, but I'm old and ugly.
Senin gibi alçağın teki değilim ben!
I'm not a dog like you.
Ben yaparım. Senin gibi değilim.
I manage.
Gördüğün gibi Jeykll, ben senin o takdire değer saygınlığına sahip değilim.
You see I don't have your highly laudable respect for life, Jekyll.
- Tatlım, benim tüm istediğim... Ben itiraf ediyorum bebek yüzlü, platin bebek gibi sırıtan genç birisi ve senin için onun kancaları gibisine de sahip değilim.
I'm not as young as that simpering, baby-faced, platinum doll who's hooked you.
Evli değilim. Aynı senin gibi. Sen nasıl yaşıyorsun?
I am not married, like you are.
Tek bilen de benim. Ben senin yaptığın gibi her şeyi herkese... anlatacak kadar yüzsüz değilim.
The difference is that I would never have the impudence to tell everybody the way you do.
Senin gibi bir domuzla muhatap olacak değilim!
I'm not dealing with pigs like you
Bu kadar sene kızımı koruduktan sonra senin gibi senin gibi senin gibi bir mahlûka verecek değilim.
I ain't watched over my girl all these years to have some... to have some... to have some creature like you take her away.
Fakat hala anlamış değilim senin gibi duygusuz bir adam kendini ilgilendirmeyen bir sebep yüzünden neden hayatını riske atmak istesin ki.
What I didn't understand yet is why a callous man like you is willing to risk his life - for a cause that's not his own.
Senin gibi genç değilim ama gayet iyi duyuyorum.
I may not be as young as you, but I still hear well.
- Ben senin gibi bir kukla değilim.
I'm not a puppet, Korob, like you.
- Ben senin gibi kral değilim.
- I'm not a king like you.
Ben senin gibi değilim!
I'm not like you!
Gan Wen Bin, liderlik peşinde değilim ama senin gibi hileci biri bu konumu hak etmiyor!
Gan Wen Bin, I have no one in my mind and I don't want to take advantage of you
Ben senin gibi ödlek değilim.
Harvey would walk fire for you.
Ben Song soyundanım, senin gibi hain değilim önünüzde eğilmektense, ölmeyi tercih ederim
I'm a Song subject, not a traitor like you I'd rather die than kneel before you
- Ben kaybedenim, senin gibi adamlardan değilim!
- I'm the loser, not guys like you!
Çünkü ben senin gibi hayvan değilim.
Because unlike you, I am not an animal.
Biliyorsun, ben senin gibi genç değilim.
You know, I'm no longer young.
Siz nazik bir yaşlı bayan gibi görünüyorsunuz, fakat ben senin torunun değilim.
I got to say this, you seem like a really nice old lady and everything, but I ain't your granddaughter.
Ama senin gibi bir korkak tavuk değilim.
Well, at least I'm not chickenshit like you!
Wolfgang tatlım, bana öyle geliyor ki sanki ben senin için... bir eş, bir sevgili gibi değilim.
Dear Wolfgang, I have the feeling that I haven't been for you what a wife and a lover should have been.
Ben senin gibi iyi bir kimse değilim.
I'm your well wisher.
Senin gibi bir Nazi fanatiği değilim.
I'm no damn Nazi fanatic like you.
Bir kahraman değilim. Senin istediğin gibi bir kahraman değilim.
I'm not a hero, not the way you wanted.
Ben senin gibi bu işte meslek sahibi değilim.
I'm not a professional like you.
senin gibi 304
senin gibi biri 17
senin gibi değil 30
senin gibi mi 26
senin gibileri bilirim 21
değilim 815
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
senin gibi biri 17
senin gibi değil 30
senin gibi mi 26
senin gibileri bilirim 21
değilim 815
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
seninleyim 95
senin derdin ne 338
seninle gurur duyuyorum 314
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
seninleyim 95
senin derdin ne 338
seninle gurur duyuyorum 314