English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bacaklarını aç

Bacaklarını aç translate English

574 parallel translation
Bacaklarını aç!
Spread your legs!
Babamın dediği gibi bacaklarını açıp oturan bir domuzun çite dolanma olasılığı yoktur.
Like my old pappy used to say, a hog that straddles a fence ain't likely to wind up no place.
Hayır, onun bacaklarını aç.
... No, with your legs spread.
Bacaklarını aç.
Legs apart.
Bacaklarını aç!
Spread!
Eller duvara. Bacaklarını aç.
Palms up on the wall and spread'em.
Bacaklarını aç!
Get your feet apart!
Bacaklarını aç.
Spread your legs.
Ve şimdi, bacaklarını aç.
And now, spread your legs.
Yalnızca bacaklarını açıp tavana bakıyor...
Just spreads her legs and stares at the ceiling...
Bacaklarını aç.
Open up your legs.
Bacaklarını aç, hepinize söylemem mi gerekiyor?
Spread your legs. Do I need to say to everyone.
Yat ve bacaklarını aç!
Spreadeagle!
Tamam. Şimdi çok yavaş bir şekilde silahı yere bırak merdivene dayan ve bacaklarını aç.
Okay, now, I want you very slowly to put down the weapon then on the deck and spread them.
Bacaklarını aç, yaslan şuraya!
Piernas asi. Manos encima del bar. Atras!
Fabrikadan çıktığında, koltukaltlarını yıkamalısın. Buraya geliyorsun, düdüklenmek için bacaklarını açıyorsun ve evine gidiyorsun.
You come outta that factory, you wash under your armpits, you come down here and spread your legs for a poke and then you go on home.
Bacaklarını aç.
Open your legs.
Aç şu uzun bacaklarını!
Keep those long legs goin'!
- Senin bacakların acımıyor mu?
- Don't your legs hurt?
Onu kaybetmenin acısını konyakla geçiremezsin, bacaklarının acısını da geçirememiştin, sadece kendini öldürebilirsin.
You cannot kill the pain of losing her with cognac... the way you can the pain in your legs. You can only kill yourself.
Aç bacaklarını.
Frisk him.
Bacaklarım biraz açılsın.
I think I'll stretch my legs.
Dişlerinizi iyice sıkıp, bacaklarınızı açın.
Legs apart and grit your teeth.
Hatun bacaklarını iki yana açınca bizimki heyecandan titremişti!
The gal spreads her legs wide, and he stands there shaking!
Beş dakika dolaşın bacaklarınız açılsın.
Stretch your legs for five minutes.
Kalçamın ve bacaklarımın sızısı çok acıtıyor.
My hip and my leg ache me something awful.
Diyorlar ki, celladın havaya kaldırdığı baş hâlâ yaşarmış gözler hâlâ görür dil hâlâ acıdan kıvranır ve yerdeki kollarla bacaklar da hâlâ titrermiş.
They say that the head held high in the executioner's hand still lives that the eyes still see that the tongue still writhes and that down below the arms and legs still shudder.
güzel Sally sokaklarda bacaklarını erkeklere gösterir... ama fazlasını istersen para ödenir eteğini kaldırırken nerede duracağını bilir... um-pa-pa, bu işler böyledir um-pa-pa, bunu herkes bilir... ister gizli olsun isterse açık... hiç fark etmez um-pa-pa... saf bir genç kız hamile kalmış bir erkeğin evine sığınmış, o da onu ayartmış... sızlanmanın alemi yok, bu yola girmiş bir kez o da paralarını sayar ve şarkı söyler...
♪ Pretty little Sally Goes walking down the alley ♪ Displays her pretty ankles for all of the men ♪ They can see her garters But not for free and gratis
Bacaklarınızı açın!
Spreadeagle!
- Aç bacaklarını, kıpırdama.
Still! - Legs wide, don't move.
Gözlerini yuvarlayacaksın kollarını ve bacaklarını çevireceksin kısa süreli hareketlerle ve kontrol dışı acı içinde kıvranacaksın.
You will roll your eyes... you will move your arms and legs... in short, spastic jerks... and generally writhe around out of control.
En etkili sonucun alınması için, bacaklarınızı açın.
To insure complete effectiveness, spread your feet apart.
Hadi bakalım açılsın bacaklar!
Come here. Open the legs.
Haydi, aç bacaklarını.
Come on, loosen up.
Onlar artık sadece kolların ve bacaklarındaki yorgunluk can sıkıcı migrenin ve Nescafe'nin acılığına dönüştü.
they are now just the heaviness of your limbs, your nagging migraine, the bitterness in your Nescafe.
Bacaklarınızı açın.
Spread your legs.
Mesela, bir kadının kukusu, ıslak ve güzeldir bacakları sonuna kadar açıktır.
For example, a woman's pussy, nice and wet... her legs wide open.
Bacaklarını başka bir yerde aç!
Spread your legs somewhere else!
Bacaklarını ve kollarını aç.
Out with arms and legs now.
Bacaklarınızı açın.
Spread them out.
Aç bacaklarını.
Be sure your legs are spread far enough apart.
Öyleyse bacaklarını aç.
So, open your legs.
Sadece bacaklarını mı açıyordun hepsi bu mu?
Is that it, you only spread your legs?
Senin bacaklarını sabahtan geceye kadar açık görmek istiyorum.
I'd like to see you in my shoes, with legs spread from the morning to night.
- Aç bakalım bacaklarını.
- Spread your legs.
O bacakların, ıslandığında açılmasını.
Them long legs all jacked up juicy-like.
- Bacaklarını geniş aç, Arnold.
- Open your legs wide, Arnold.
- Biraz daha aç bacaklarını.
- Open your legs a little more.
Aç bacaklarını!
De rodillas!
Bacaklarını iyice açıp "Baba" demişsin.
You spread your legs wide and said "Father."
Bacaklarımızın arası hafifce açılmış... Şimdi zıplayıp atlıyoruz.
" We place it so we can straddle it... in order to jump up and down.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]