Bakma translate English
28,844 parallel translation
Yanlış hatırlıyorsam kusuruma bakma.
Forgive me if I get it wrong.
Kusura bakma.
I'm sorry.
- Kusura bakma.
- Sorry.
- Kusura bakma.
- Sorry about that, man.
Kusura bakma.
Sorry.
Kusura bakma ama yanılmıyorum Bay Arguella... -... sen evli bir adamsın.
I'm sorry, but, if I'm not mistaken, Mr. Arguella, you are a married man.
Kusura bakma Jimmy ama gelemem.
Sorry, Jimmy, I can't come.
Kusura bakma edebiyat dünyası.
Sorry, literature.
Kusura bakma.
Sorry about that.
Ha siktir, kusura bakma ya.
Oh, shit. I'm sorry.
Haber vermeden geldiğim için kusura bakma ama seninle konuşmam gerek.
- I'm sorry to drop by unannounced, but I need to talk to you.
Kusura bakma da bu köpek yatta üstsüz şekilde tüttürebilir mi?
I'm sorry, does this dog smoke blunts topless on a yacht like a boss?
Tabii ki kusura bakma.
Oh, of course, so sorry.
Kusura bakma sen başına ne geldiğini söylüyordun?
Huh. And, I'm sorry, what... What is it you said happened to you?
Arkana bakma, haksız mıyım?
Don't look back, right?
O yüzden oturup senin bir şeyler yapmanı beklemediğim için kusura bakma.
So you'll forgive me if I don't stand around and wait for you to drop the hammer.
Kusura bakma Jessica ama...
Oh, I'm sorry, Jessica,
Küreği sen çek ve asla arkana bakma, tamam mı?
I want you to paddle, and I don't want you to ever look back, okay?
Bir yığın manyak tarafından işkence gördüm! Kafamı toparlayamıyorsam kusura bakma!
I've been mutilated by a carousel of maniacs, so forgive me if I cannot get my [bleep] shit together!
Kusura bakma ortalık biraz dağınık.
Look, I'm, er, sorry about the mess.
Bana öyle bakma.
Don't look at me like that.
Bakma, bakma.
Don't look. Don't look.
Bakma, şu tarafa bak.
Don't look. Look away.
Kusura bakma, Trace dün gerçekten dagilmistim.
Ah, sorry, Trace, I was really fucked up last night.
- Beklettigim için kusura bakma.
- Sorry for the hold up.
Bana öyle bakma.
Oh, don't look at me like that.
- Hayır, hayır. Bakma.
Oh, no, no, no, no.
Hayır hayatım, bakma sen. Bakma, bakma.
No, honey, don't look, don't look, don't look.
- Bakma sakın.
Don't look.
Kusura bakma anne.
Sorry, Mom.
Kusura bakma ama benim için gözcülerden -
Sorry, but for me, nothing is more pressing than...
Kusura bakma, benzinim bitmişti.
I'm sorry. I, uh... I-I ran out of gas.
Kusura bakma, cidden üzgünüm.
Sorry. I am s... sorry.
Bana bakma ama.
But don't look at me.
Sert oldu, kusura bakma.
That was rough. Sorry.
Öpücük muhabbeti için özür dilerim, kusura bakma.
Sorry about that kiss thing. I apologize.
Sen bunun kusuruna bakma, adamın... kontrol sorunları var.
You got to uh, excuse him, see he's got uh... control issues.
Kusura bakma, Harry.
Sorry, Harry.
Kusura bakma, arkadaşım. bunun pek ona göre olduğunu sanmıyorum
Sorry, mate, I don't think that's really her thing.
Bana öyle bakma bir part daha hazırla.
Don't look at me like that, And load us up another bowl.
Kusura bakma, yemek sırasını kutsamam gerek.
I-I am sorry. I have to bless the food line.
Buradan çıkıp gittiğin zaman, arkana bakma.
When you get out of here, don't look back.
- Bana bakma.
Don't look at me.
- Beklettiğim için kusura bakma.
- Sorry to keep you waiting.
Hayal kırıklığına uğrattığım için kusura bakma ama hayır.
Sorry to disappoint, but no.
Bana öyle bakma.
Don't stare at me.
Kusura bakma da nasıl aşacaktım acaba?
- How can I be over it?
Kusura bakma.
Yeah.
Dağınıklık için kusura bakma.
Sorry about the mess.
Ona bakma, bana bak.
Don't look at him.
Kusura bakma ama gelemem.
Uh, sorry, I-I can't come.