Bakmak yok translate English
370 parallel translation
Bakmak yok.
No peeking.
Bakmak yok Smitty.
No fair peeking, Smitty.
Bakmak yok.
No have to look.
Bakmak yok, tamam mı?
Without looking up, OK?
Şey, ben yokken bir paket gelirse, bakmak yok.
Well, if a package comes while I'm away, no fair peeking.
Anahtar deliğinden bakmak yok.
No peeking through the keyhole.
Öyle ezberleyecek kadar bakmak yok.
I'm not talking about no memorizing job.
Onlara bakmak yok!
Don't stare at them!
Yukarıya bakmak yok, tamam mı?
Don't look up there.
Dokunmak yok, tadına bakmak yok, bahsetmek yok.
No touching, no tasting, no telling.
Gizlice bakmak yok, efendim.
No peeking, sire.
Sağa bakmak yok.
Don't look right.
Sola bakmak yok.
Don't look left.
Oyunbozanlık yapmak ve bakmak yok.
No cheating and don't look.
Sağa sola bakmak yok!
We'll go outside from the front door. - How?
Artık, başka yana bakmak yok yeğen!
No more looking aside for you, nephew.
Bakmak yok.
No peeking, now.
Ama öncelikle, daha fazla aynaya bakmak yok.
But first of all, no more looking in mirrors.
Bakmak yok, dostum.
No looking now.
Bakmak yok.
Now, no peeking, huh?
Bakmak yok.
No peeking now.
İleri veya yana bakmak yok!
No looking forward... or to the side
Gözlerini kapa! Ve kar tanelerini düşün ve ay ışığını ve yavru kedilerin bıyıklarını... Bakmak yok!
Close your eyes and think of snowflakes, and moonbeams, and whiskers on kittens.
Bakmak yok!
No peeking.
Bana bakmak yok. Hadi gel dışarı.
YOU NO LOOK AT ME.
Gizlice bakmak yok.
No peeking.
- Geliyorum. - Bakmak yok.
All right, no peeking.
Hayır, bakmak yok.
Nope. No peeking.
Çelik bir kapı ardına saklanıp kapı deliğinden bakmak yok. Burası büyük bir işletme.
This isn't the Four Kings,'no hiding out behind a steeldoor and a peephole.
Onun gibi aptallara bakmak yok - Kopya çekmek zorunda kalmak yok
# No more lookin at losers like him #
- Bakmak yok ama!
No fair peeking.
Pekala, bakmak yok.
All right, no peeking.
Bakmak yok!
No peeking!
Etrafta adamın dönüp de ikinci kere bakmak isteyeceği hiçbir kız yok.
There are no girls around a man would want to take a second look at.
Her ne zaman eve uğrayıp arabaya bakmak istersen, bence sakıncası yok.
Any time you want to drop over the house and look at that car, it's okay with me.
Teşekkürler, ama ona bakmak için kimseye ihtiyacım yok.
Thanks, but I don't need anyone in order to look after him.
Okuldan sonra hiç vaktim yok. Çocuklara bakmak zorundayım.
There ´ s no time after school, and I ´ ve got to look after the kids.
Bir bakmak istediğini söylüyorsun, ama senin bakmak için gözlerin bile yok ki.
You sayyou want a look, butyou don't even have eyes to see.
Önüne koydukları yemek dolu tabağın altına bakmak istiyorsun ama... buna gerek yok.
You want to look under the plate they put the food on. There's no need for that.
Yok, Sadece yakıt tüketimine bakmak istedik.
No, we just want to keep track of the rate of fuel flow.
Bakmak serbest, ama dokunmak yok.
You look, but don't you touch.
Bir şey yok. Bir şey yok. Neye bakmak istersin?
NEHEMIAH, THE LITTLE HORSE THAT PEGGY MADE YOU.
Sağa bakmak yok. Sola bakmak yok.
- They didn't want the exam and they pilfered it.
Yine de, kimseye karşı tepeden bakmak burun kıvırmak veyahut kaş çatmak yok.
Nevertheless, I don't want to see any supercilious glances, snootiness, or raised eyebrows.
İçeriye gelip sakladığımız bir şey var mı yok mu diye bakmak ister misiniz?
I'm sorry, lady. What you want me to do? Do you wanna come in and look around all the stuff we're hiding?
Bakmak var, dokunmak yok.
Looksies, no feelsies.
Bakmak var, dokunmak yok.
I'm talking lookie, no touchie.
Ama senin icabına bakmak için buna ihtiyacım yok, Wayne.
But I don't need it to take care of you, Wayne.
Kardeşine bakmak için vaktimiz yok!
We don't have time to look for his brother!
- Bakmak ve dokunmak yok.
- No looking and no touching!
Burada dadılar veya nineler yok Sağlığına bakmak için Vahşi Orman'dasın Ve her çocuk sana söyleyecektir ki Burada olmamalısın
No nannies here d - d Or grannies here to look after your health d d You're in the wildwood d d And every child would tell you that you've got no business to be here d
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73