English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bebeklerim

Bebeklerim translate English

378 parallel translation
- Bebeklerim!
- My babies!
Bebeklerim!
My babies!
Gelin, bebeklerim.
Come on, babies.
Benim küçük canlarım, bebeklerim.
My little loves, my babies.
Kanatlı bebeklerim, tane alın.
My winged kiddies, take a grain,
Benim canım bebeklerim.
My beautiful little dolls.
Oyuncak bebeklerim nerede?
( woman, drowsily ) Where are my dolls?
Küçük bebeklerim.
My little dolls.
Oh, bebeklerim, yazıklar olsun size!
Oh, my babies, shame on you!
Parlayın bebeklerim, parlayın.
Glow, babies, glow.
Bebeklerim, hadi!
Babies, come on.
Hadi bebeklerim.
Come on, babies.
Bebeklerim gibiler.
They like my babies.
Bebeklerim var!
I've got babies!
Yani, bir gün küçük bir kız, öbür gün evliydim. Sonraki gün bebeklerim oldu.
I mean, one day I was just a little girl, the next day I was married, the next day I was having babies,
Akşam yemeğiniz orada bebeklerim.
There's your dinner, sweethearts!
Bebeklerim çok satılıyor.
My dolls are selling well.
Bebeklerim iyi satıyor.
My dolls are selling well.
Ah, benim bebeklerim.
Ah, my little ones.
Bebeklerim, elmacıklarım!
My babies, my little apples!
Neyse, benim bebeklerim çok mutluydu.
Well, my babies were very happy.
Bebeklerim?
Babies?
Bebeklerim, lütfen bana cevap verin!
Babies, please answer me!
Benim değerli küçük bebeklerim neredeler?
Where are my precious little babies?
Bebeklerim gidip ateşböceği yakalamak ister mi?
You little dolls want to go outside and catch fireflies?
Tamam, bebeklerim.
OK, my babies.
Selam bebeklerim!
- ( animals squeak ) - Hello, babies.
Haydi bebeklerim.
Come on my babies.
Bebeklerim.
My babies.
Göz bebeklerim terledi de.
I was sweating into my eyes.
Haydi gidelim bebeklerim.
Come on, babies.
Bebeklerim dışarıda yapayalnızken asla.
Not with my babies out here all alone.
Zavallı küçük bebeklerim.
Babies! My poor little poopsies.
Ne yazık, öyle değil mi ne tatlı bebeklikleri vardı bir örnek giysileri içinde otururlardı benim küçük bebeklerim, Natalie ve Nicola...
Shame though, innit? They were such lovely little dolly wotsits, sitting there in their matching outfits.
- Bebeklerim!
- My children.
Ah, bebeklerim!
Oh, my babies!
Bebeklerim!
Oh, babies!
Bebeklerim.
Oh, my babies!
Tabi sonra mumya gibi heryerimi sardılar. Tek görebileceğin yer göz bebeklerim ve dudaklarımdı.
They had me all taped up like one of those mummies... and all you could see were my eyeballs and my lips.
Bebeklerim tehlikede.
My babies are in danger.
Sence sağlıklı bebeklerim olamaz mı?
You think that I can't have healthy babies?
Ancak benim bebeklerim ölmeyecek... çünkü onları seveceğim ve onlarla ilgileneceğim.
Only my babies won't die because I will love them and I will take care of them.
Bebeklerim mutlu olacak, çünkü onlara mutlu olmayı öğreteceğim.
My babies will be happy because I will teach them to be happy.
Sert ve soğuktur, ben bebeklerim için bunu istemiyorum.
It's hard and it's cold, and I don't want that for my babies.
Merhaba bebeklerim!
Hi, babies!
Zahmet edip de size yanıtı bile sormayacağım ormandaki sevgili bebeklerim
I won't even bother to ask you the answer, which is, my dear babes in the wood,
Onlar benim şişme bebeklerim mi?
Those are my dummies.
İyi geceler, benim tatlı bebeklerim.
Nighty-night, my sweet little foundling-a-dings.
Üç kere ebem oldular ve bebeklerim ellerinde can verdi.
They were midwives to me three times and my babies shriveled in their hands!
- Bunlar benim bebeklerim.
These are my babies
- Bebeklerim! - Kaçın!
- My babies!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]