English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bebek gibi

Bebek gibi translate English

2,488 parallel translation
Dickie, tetiği ben çekmedim ama bebek gibi uyuyacağımı bilmelisin.
Dickie, I didn't pull the trigger, but I'll sleep like a baby knowing he will.
En iyisi gibi görünmek isteyecek, tıpkı oyuncak bebek gibi.
She's gonna want to look her best, like the little doll she is.
Adeta bir bebek gibi.
Like a baby.
Baba, bebek gibi mi konuşuyorum?
Dad? Do I get a talking doll?
Oyuncak bebek gibi duruyorsun.
You look like an adult over there.
Aynı bebek gibi dövüşüyor.
He fights like a baby.
- Çok mu yanlış böyle birşey? - Hayır. Herkes Barbie bebek gibi görünüyor.
Everybody looks like a fucking Barbie doll.
Bebek gibi eller?
Baby hands?
12 yaşında görünüp 15 yaşında olmasına rağmen hızlı büyüdüğünü düşünüyorsunuz ve ona bebek gibi davranıyorsunuz.
You will find that she has grown, but she has the body of a 12-year-old. And you treat her like a baby.
En basitinden bebek gibi zırlamanı kesecek.
Stopped you from crying like a baby, for one.
Bensiz siki tuttuğunuz gayet ortada. Size içki ısmarlayacaktım ama bebek gibi davranacaksan siktir git.
Well, you're clearly fucked without me, so I was going to offer to pay for your drinks, but if you're going to be a baby about it,
Şu hâlime bir bakın, koskoca adam bir bebek gibi ağlıyor.
Oh, look at me, a grown man, crying like a baby.
Ağır cesetle oyuncak bebek gibi oynamış.
That's pure dead weight, to be thrown around like a rag doll.
Yüzü bir porselen bebek gibi.
Looks like a sad clay figurine.
Bebek gibi mi?
Like a baby?
Dede buraya kadar onu bebek gibi taşıdı.
Abuelito carried him like a baby all the way here.
- Çok hoş mu? Oyuncak bebek gibi.
I mean, she's a living doll.
Bebek gibi mi?
- Like a baby?
Nasıl bebek gibi?
How like a baby?
Bebek gibi davranma.
Don't be such a baby.
Bense pek bir işe yaramayan Macaroni tırıyla uğraşıyorum ve bebek gibi arkadaşımın kucağına oturmuş durumdayım.
And meanwhile, I have negative-one macaroni trucks, and I'm sitting in my friend's lap like a baby chimp.
Bebek gibi uyursun artık.
You'll sleep like a baby.
Baba olacağım o yüzden beni bir bebek gibi giydirdiniz.
I'm gonna be a father, so you dressed me up like a baby.
- Oyuncak bebek gibi.
- She's just like a doll.
Odanın içinde bez bebek gibi dağıttı beni.
He threw me round the room like a rag doll.
Hâlâ bebek gibi, çok tatlı...
Still the baby fat, so cute...
Onu boynundan tuttu etrafta bir ileri bir geri sürüklemeye başladı. Onu oyuncak bebek gibi ileri geri sürüklüyordu.
He grabbed her by the ankle and he starts dragging her, running back and forth, literally like a rag doll, just pulling her back and forth.
Bebek gibi davranıyorsun.
You're acting like a baby.
Ne zaman şeytan tırnağın çıksa bebek gibi sızlanıyorsun.
You whine like a baby every time you get a hangnail.
Bu konuda yetişkin gibi davranmalıyız, konuyu düşünmeli ve bebek için en iyisini yapmalıyız.
We need to be adult about this, figure it out, and do what's in the best interests of the baby.
Tamam, bebek, dediğim gibi, bir şeye ihtiyacın olursa Joe'ya söyle.
OKAY, BABY, LIKE I TELL YOU, YOU NEED ANYTHING, YOU TELL JOE.
Böyle partiler sana bebek bakıcılığı gibi geliyor olmalı. Ne
- Parties like this must feel like you're babysitting.
Koca bir bebek gibi.
- Like a big shot.
Ve cildini çok iyi... çok güzel yapar. Bebek poposu gibi.
- And it make your skin very good, is very beautiful, like baby's ass.
Tanrı aşkına dostum önlerindeki yemekle bebek kremiymiş gibi oynayıp duruyorlar.
For fuck's sake man I while they are playing with the food as if it was baby cream.
Bu bebek elimdeyken bana deliymişim gibi bakıyordu.
I was holding that doll and she looked at me like I was insane.
Tıpkı bebek uzaylılar gibi.
Just like a little baby alien.
Süt, kaka ve bebek bezi merhemi gibi kokuyor o.
She smells like milk, puke and diaper ointment.
Bebek kusmuğu, hemen hemen anne sütü gibi.
Baby puke is pretty much just breast milk.
- Bebek poposu gibi yumuşak.
- Soft as a baby's bottom.
Sen bir barbie bebeği hayal ediyorsun, ki bu benim kimsenin oynamadığı çirkin, şehirli ama trol bebek olan kuzeni gibi hissetmemi sağlıyor.
You are fantasizing about a Barbie doll, which makes me feel like her ugly, urban troll doll cousin who nobody wants to play with.
Bu sabah kontrole gittiğimde, öğrendim ki bebek düşündüğümüzden erken gelecek gibi görünüyor.
I had a checkup this morning, and, um looks like your baby's gonna be here sooner than we thought.
Ben düşünmeden bir şeyler alırım bebek, elektronik eşya gibi.
I impulsively get things
Karnımdaki bu bebek de senin gibi bencil olur diye çok korkuyorum.
I'm really scared this child in my stomach will be selfish like you.
Angelina Jolie gibi yabancı bir bebek alabilirsin.
You can get a foreign baby like that Angelina Jolie.
Tamam, iyi de, üç bebek olacak gibi.
Okay, well, that's, like, three babies.
Bebek ölümleri oranı yükselir. ... ve bunun gibi görebileceğiniz her şey.
Infant mortality rate - everything you could look at.
Kimya dersindeki herkes cenin sorunlarını adı gibi bilir ama iş bebek bezi değiştirmeye gelince herkes iğrenir.
All the kids in chemistry class could dissect a pig fetus no problem, but you change one diaper on a lab table and everyone's disgusted.
Bebek kokain gibi.
He's like baby cocaine.
Bizi takip ediyordunuz! Bebek bakıcısı gibi!
You were following us!
Demek istediğim, 2 kişiden biri bir bebek dünyaya getirmek istemiyorsa anne gibi mesela.
I mean, I think you don't bring a human being into this world if one of the parties, like the mother, doesn't want it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]