Ben alayım translate English
4,013 parallel translation
Ben alayım onu sizden.
Oh, here. Let me get that for you.
- Ben alayım mı?
- Shall I take those?
Ben alayım onu.
Thank you.
Telefonu ben alayım.
Well, why don't I take the phone.
Bunu ben alayım.
I'll take that.
- Onu ben alayım.
I'll take that.
Çantalarınızı ben alayım mı?
I'll take your bag, please?
Kusura bakmazsanız onu ben alayım.
If you don't mind, I'll take it.
Dur ben alayım.
Here you go.
- Ver, ben alayım.
- Here, I'll buy it.
Bu seferlik ben alayım öyleyse.
I'll take him now.
Onları ben alayım.
Let me take them.
Ben gidip çatıdan biraz kar alayım. - Aman, hasta olursun.
I'll go on the roof and get a chunk of snow.
Ben alttakileri alayım sen de devam et Molly Dawes
Right, I'll take that below and do it. You keep stacking, Molly Dawes.
Para kazanmak gün geçtikçe zorlaşıyor, .. ben de dedim ki bir banka alayım.
It's hard, getting harder to make money, so I thought... buy a bank.
Sen gücünü topla ben de Bobby'yi hapse tıkayım onu Ann'den alayım.
Get your strength, and I will make sure Bobby goes to jail...
- Ben bir tane alayım.
I'll have one.
Ben mahkumu alayım. Kraliçenin çamaşırlarını ve tencerelerini yıka sonra benimle burada buluş.
You tend to the queen's laundry and chamber pots, then meet me back here.
Ben gidip alayım onu oradan.
Oh, I- - I'll go get him.
- Ben gidip kamp çantamı alayım.
I'm gonna go get my camping duffel. Sweet.
- Ben de o ne aldıysa ondan alayım.
I'll have what she's having. Heh, and you will.
Ben sadece kahve alayım.
I'm okay with just some coffee.
- Ben gazoz alayım.
- I'll take a Mountain Dew.
Ben bir Madras alayım.
I'll have a madras, please.
Ben onu alayım.
Let me do it.
Sen Hatfield'leri ben de McCoy'u alayım mı?
You take the Hatfields, I take the McCoy?
Evet. Ben gideyim de şu bulunması zor biradan alayım.
Yeah, well, I'm going to go and get that elusive beer.
Güvenliğini ciddiye almayacaksan ben niye alayım ki? Hadi ama.
If you're not gonna take your safety seriously, why should I?
Ben bir duş alayım.
I'm taking a shower.
Ben bir tane Çatlamalı Patlamalı Şatafatlı Gökkuşağı milkshake'i alayım. Kıvırcık pipetli olsun.
I'll have a Jazzy Pizzazzy Razzleberry Rainbow Milkshake with a swirly straw?
Ben alay ettiğini sanırdım, Mutlu olmak isteyen insanların zayıf ve güçsüz olduklarını sandım
I thought she was being sarcastic, because when I was growing up, I thought people who wanted to be happy were weak...
- Ben de prune danish alayım.
- I'll take a prune danish, too.
Ben sek viski alayım.
Yeah, I'll take a Bourbon, neat. Thank you.
Ben gidip bir bira alayım.
Uh, I think I'm going to go grab a beer.
Ben bir duş alayım.
I'm gonna hop in the shower.
Ben de zencefilli gazoz alayım.
I'll have a ginger ale, please.
Ben iki tane pizza alayım geleyim.
I came to get two pizzas.
Alayına gelirim lan ben seninle.
- You know I'm with you all the way.
Ben sandviç ve kızarmış patates alayım.
And I'll have the BLT with the French fries.
George, sen söyle ben de gidip sana el örgüsü hırka alayım, eğer istediğin buysa.
You just say the word and I'll get you a flaccid, cable-knit cardigan, if that's preferable.
- Süper, eşyalarımı alayım ben.
Great. I'll go get my stuff. Yeah.
Ben gidip tahlil sonuçlarını alayım.
I'll get those labs.
- Ben de aynısından alayım.
I'll have the same.
Ben çok köklü bir üniversitede profesörüm meslektaşlarım, UFO'ları inceleme merakım olduğunu öğrendiklerinde, eminim ki benle alay eder ve arkamdan teneke çalarlar.
I'm a full professor at a relatively major university, and I'm certain that my colleagues at the university laugh at me and hoot and holler behind my back when they hear that I have an interest in studying unidentified flying objects.
Aslında ben soda alayım.
Actually, I-I'll have bubbly... water.
Yazık olmuş ama ben seni şöyle alayım.
You know what, that's lame. But I'll take the collar.
Ben 12 yumurta ve ölü bir hayvandan bir parça alayım.
I'm gonna get 12 eggs and part of a dead animal.
Ve "ben" de çavdar ekmeği arasında kedi balığı alayım.
And I will have catfish and grits, with pumpernickel toast.
Ben onu alayım.
I'll take that.
- Votka alayım ben de.
- I'll take vodka too.
Katherine'i bulmama yardım et, ben tedaviyi alayım, Elena'ya vereyim. Herkes kazansın.
You help me find Katherine, I'll get the cure, I'll give it to Elena, everybody wins.
alayım 65
ben anlarım 24
ben açım 59
ben aşık oldum 24
ben anladım 28
ben anlamadım 23
ben annen 33
ben acıktım 70
ben asla 80
ben anlamam 20
ben anlarım 24
ben açım 59
ben aşık oldum 24
ben anladım 28
ben anlamadım 23
ben annen 33
ben acıktım 70
ben asla 80
ben anlamam 20
ben anlıyorum 29
ben alıyorum 23
ben aptal değilim 98
ben aldım 62
ben amerika 34
ben alırım 306
ben aç değilim 36
ben ayrılıyorum 34
ben annesiyim 25
ben açarım 103
ben alıyorum 23
ben aptal değilim 98
ben aldım 62
ben amerika 34
ben alırım 306
ben aç değilim 36
ben ayrılıyorum 34
ben annesiyim 25
ben açarım 103