Ben de varım translate English
2,359 parallel translation
Ben de varım.
Sorry. I'll do it.
Anlıyorum, arkadaşların var ama ben de varım.
I understand, you have your friends, but you have me, too.
Arada bir gözlerine görünmek iyi olur, artık gelecekteki işler için kafalarında ben de varım artık.
It's always good to get their perspective on things, and, you know, now I'm in their minds for any future...
Ben de varım.
Count me in too.
- Ben de varım!
- I'm in, too!
Eğer sen varsan ben de varım.
I'm game if you are.
Ben de varım.
I'm down.
* Ben de varım arada *
♪ Yeah! Well, it's between me, too ♪
Sen varsan, ben de varım.
I'm in if you are.
Geç kalamayız, ot temizleme işinde ben de varım.
We can't be late. I am in the wedding.
Fotoğraflarda ben de varım.
I'm in them.
Daha önce KTA olan bir hastamda bu yöntemi denememiştim ama sen varsan, ben de varım.
I've never done this surgery on somebody with CTE before, but I am game if you are.
İyi ama ben de varım.
I can be there for you, too.
Söylediğim gibi ruhsatlı ve taşıma iznim var. Ben de silahımı çektim.
So I drew my weapon.
Bir de diğer ben var. Olmam gereken kişi.
And t-then there's the other me, the one I'm supposed to be.
Esirimiz mi var? Ben de bakayım.
We have a prisoner?
Bak sen beni tanımıyorsun, ben de seni ama düşündüğünden çok daha ortak noktamız var.
Good, then you can listen. Look you don't know me, I don't know you, but we got a lot more in common than you think.
Ben de değilim Jack. Ama buna ihtiyacım var.
I'm not a rat either, Jack, but I need this.
Evet, gelecekteki işleri için ben de kafalarında varım. Sürekli yeni işler yazıyorlar ve yapımcılığını yapıyorlar. Tanıdığıma memnun olduğum insanlar yani.
Yeah, now I'm in their minds for any future work and stuff, cos they're always writing and er, and producing stuff, so they're the people to know.
İnanılmaz yetenekli bir sürü küçük insan var, ve ben de dünyaya bunu göstermeye çalışıyorum.
There's loads of little people with immense talent, and that's what I'm trying to show the world.
Ben de bilgisayarı var mı diye diğer taraflara bakacağım.
Just look. I'm gonna check out the rest of the place, see if he's got a computer.
Prensip sahibi adamım ben ama başka prensiplerim de var.
Those are my principles, but I have others.
Ben de daha çok tümör var!
I'm more tumor than person!
Dürüst olayım üstünde çok seksi bir elbise var ve ben de biraz sarhoşum.
In all fairness, you have a very- - a very sexy dress on, and I'm a little drunk.
Vay canına. Ben de Araplık da mı var?
Whoa, like I'm arab?
Evet, ayrıca seyyar bir yerimiz de var. Cuma akşamı mutfakta ben olacağım.
Yeah, we also have a mobile truck and I'll be manning the kitchen friday night.
Helal olsun sana! Fakat bilesin, ben bir ofis çalıştırıyorum. Sekiz hesabım var ve de otuz insanı yönetiyorum.
Oh, okay, well, there you go, but that's why I run an office, you know, and I have eight accounts and I manage 30 people, because I have control issues, and they tend to work toward my advantage.
Masada bir şişe 89 yılından Cristal var ve ben de Alexander Wang giyiyorum.
Well, there is a bottle of'89 cristal on the table and I'm wearing Alexander Wang.
Ben de varım.
I want in on this.
Ben de burda kalırım o zaman! Evlilik için bir sürü şey var!
Then I will also stay here I have to do a lot of marriage works
Şimdi senin de yardıma ihtiyacın var baba. Ve ben de bunu almanı sağlayacağım.
Now you need help, dad, and I'm gonna help you get it.
Bir oda arkadaşına ihtiyacım var, eğer olur ben de kalmak istersen.
I need a roommate, if you want to crash.
Hani güya Hanna "Yogi'den büyük ben varım" demiş de Barbera onun bir güzel canına okumuş.
and Barbera slapped the shit out of him for saying that?
Ben de gidip etrafta hendek var mı diye bakacağım.
I'm gonna go see if there's a moat.
pek çok yönetmenin işe reklam filmiyle başladığını biliyorum ben de düşündüm ki senin tanıtıma benim de deneyime ihtiyacım var
I know a lot of directors get started in commercials, so I was thinking : you need to advertise, right? I need experience.
- Bir ben varım, bir de Nancy var.
Just me and Nancy.
Bakın Bay Shue, katılımcı olmaya varım ama Shay daha çok Park'N Bark gibi olduğumu söylüyor ve ben de katılıyorum.
Listen, Mr. Shue, I'm all for participating, but Shay says I'm more of a park and bark and I tend to agree.
Seni düzeltecek doğru erkeğe ihtiyacın var ve ben de tam bu işe uygunum.
You just need the right guy to straighten you out, and I'm just the man to do it.
Bir fikrim var. Siz gidin mucizevî şekilde saat üçe kadar bana bir bebek bulun ben de sizin limon dilimi sorununuza yardım edeyim.
You guys go magically find me a baby by 3 : 00 in the afternoon, and then I'll-I'll help you out with your lime problem.
Evet, Bundan haberin var mı bilmiyorum ama ben de kendimi yaşlılara adamış biriyim.
Yeah, well, I don't know if you knew this, but I'm quite involved with seniors myself.
Ben Lambert Ödülü almış çok tecrübeli bir memurum 5 takdirnamem, sayısız tutuklamam üstelik bir de belediye başkanından aldığım bir teşekkürüm var.
I am a veteran officer with a Lambert Award, five commendations, countless arrests, and a thank you from the mayor.
Tamam sonuçları gönder bana, ve ben de bakayım FBI veritabanında bir eşleşme var mı.
Okay, send me the results, and I'll see if I can find a match in the FBI database.
Ben de bunu isterdim, fakat gün boyunca toplantılarım var.
I'd love to, but I have meetings all day.
Ben de varım.
Count me in.
Prensin odasından alınan tüm kayıtların saat ve tarih etiketi var. Ben de doğrudan cinayet gecesi saat 03 : 00'a baktım.
All the tapes from the prince's room have time and date stamps, so I went right to 3 : 00 a.m. the night of the murder...
18 yaşında bir çocuk var. Diyalize bağlı yaşıyor ve böbreğe ihtiyacı var ama ailesinden kimsenin böbreği çocuğa uygun değil. Ben de bir şey yapmalıyım dedim ve hastaneye gidip test yaptırdım.
There's this 18-year-old kid, he's on dialysis, and he needs a kidney, but nobody in his family was a match, so I had to do something.
Onu çeken biri var, ve ben de kamyonete binmek zorundaydım.
There's somebody towing that, and I had to get the truck.
Bir de bize bak. Tişörtünde kusmuk var. Ben ise hamile taytı giyiyorum.
And, like, you know, you have vomit on your shirt, and I'm wearing maternity leggings.
Bar-Bar'da çıkacağına dair bir söylenti var, ben de Twitter'dan araştırıyorum.
There's a rumor he's gonna be at bar bar tonight, so I'm just checking Twitter.
Eminim babanız harika ama ben de en az onun kadar varım.
Sure, your dad's great, but I'm fun, too.
- Ben de filminde var mıyım?
Yeah, am I in this movie of yours?
ben de seni seviyorum 508
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de seninkini 17
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de seninkini 17