Ben öleceğim translate English
445 parallel translation
Ben öleceğim ama, anlamıyor musun?
But I'm going to die, don't you understand?
- İIk ben öleceğim.
- I'd die first.
Ben öleceğim.
I'm going to die.
Ben öleceğim için o da ölürdü.
For when I die, he dies too.
İlk ben öleceğim.
I'll die first.
Şey, senden daha kolaylıkla ben öleceğim.
Well, I'm gonna die a lot easier than you.
" ve ben öleceğim.
" and I'm going to die.
Eğer o kapıdan girerse, ben öleceğim. Bırakın gideyim.
Yes!
Eğer o kapıdan girerse, ben öleceğim.
Fats brown, that's what i get, fats brown.
Eğer o kapıdan girerse, ben öleceğim.
Not bad. That was great.
Eğer o kapıdan geçerse, ben öleceğim.
You ought to get out a little see what's going on.
Ben öleceğim ama bu utanç sizin, yazıklar olsun, amigo
I'm going to die but it is you I pity, amigo
Ben öleceğim! Öl.
I'm going to die!
Ah ben öleceğim.
It will pass.
Ben öleceğim, adi herif, ama kurtlar leşinle semirecek!
I won't die, bastard, but the worms'll grow fat on you!
Ben de bir gün bir pansiyonda öleceğim.
I'll die in a flophouse too, someday.
- Ben mutlu olduğum şekilde öleceğim.
- I'll die as I please.
Ben Casablanca'da öleceğim.
I'll die in Casablanca.
Ben de Casablanca'da öleceğim.
I'm gonna die in Casablanca.
Ben, dünyayı Johnny Rocco'dan kurtarmak için mi öleceğim?
Me, die to rid the world of a Johnny Rocco? !
Fakat ben bir korsan gibi yaşayamam, bir korsam gibi öleceğim.
But if I can't live like a pirate, I'll die like one.
Ben yakında öleceğim.
I know that I'm dying.
Benim ne düşündüğümü görüyorsun, Baron, ben nasılsa öleceğim, çocuk da, Ellen de, Pop da ölecek.
I'm scared. You see, the way I figure it, Baron, I'm a dead man anyway.
Griswold'le evlenmeden önce ben de öleceğim ve sen de.
Before I marry Griswold, I will die, and so will you.
Ben de öleceğim.
I'm going to die too.
Ben de öleceğim.
I'll die'[ 00.
Ben haklı bir amaç için öleceğim.
I will die for a righteous cause
Ben vatanım için öleceğim. Ben, ben..
I will die for my country I, I?
Amerikalı kız, yönetmen. Ben de öleceğim.
The American girl, the actor, myself
Eğer o kapıdan girerse, ben öleceğim.
But you fooled them, right?
Ama ölecek olurlarsa ben de öleceğim.
But if they are killed...
B... Ben de çok yakında öleceğim.
M-Me too soon.
Hiç olmazsa ben, sebebini bilerek öleceğim.
At least I'll know why I'm being murdered.
Ben yaşlı bir adamım ve eğer ölürsem burada öleceğim.
I'm an old man and if I'm to die, - I will die here.
Ben de : "Yakında öleceğim, sensiz." dedim.
I said : "I shall die soon, without you."
Ben de seninle öleceğim.
I'll die along with you.
Ben burada öleceğim.
I die here.
Ben burada doğdum ve uzaklara uçup gidemezsem yine burada öleceğim!
I was born here, and I'll die here, until I fly away.
Ben gidip bir uçurumun dibinde öleceğim
I'II go and die under a precipice,
Ben bir hendekte gömüleceğim ve boğularak öleceğim.
I'm gonna get buried in a trench cave-in and smothered to death.
Ben yakında öleceğim
Ere I die now
Şimdi ben de öleceğim.
Now I shall die.
Muhtemelen ben de orada sıkıntıdan öleceğim.
It'll probably kill me, too.
Kahretsin, burada doğdum ben, burada büyüdüm... ve burada öleceğim.
Hell, I was born here and I was raised here and goddamn it, I'm going to die here!
Ben sadece bugünkü... hayranlarım için değil, onların çocukları... ve torunları için de öleceğim.
I'm not going to die... only for my fans of today... but for their children and grandchildren.
Ben birlikleyim Öleceğim güne kadar
I'm stickin'to the union - Till the day I die
Ben birlikleyim Öleceğim güne kadar
I'm stickin'to the union Till the day I die
Bu adamı öldürürsen sanırım ben de öleceğim. - Belki çocuk da ölecek.
If you kill this man, maybe I will die, too... and maybe the child.
Ben kötü doğdum ve eminim kötü öleceğim.
I was born bad, and I warrant I'll die bad.
O zaman kendine bunları dert edersin : "Nasıl aşık olurum?" "Ben niye aşık olmuyorum?" Veya, "Neden yaşlanıyorum, neden öleceğim?"
So then your problems become how can I fall in love, or why can't I fall in love, more accurately, and why do I age and die, and what meaning can my life possibly have?
Ben de öleceğim.
I'm going to die, too.
öleceğim 150
öleceğimi sandım 17
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben olsam 77
ben özür dilerim 55
öleceğimi sandım 17
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben olsam 77
ben özür dilerim 55
ben onu 25
ben öyleyim 27
ben öderim 70
ben olsaydım 38
ben öyle düşünmüyorum 172
ben onun karısıyım 17
ben öyle demedim 40
ben öyle değilim 30
ben oradaydım 70
ben onun annesiyim 16
ben öyleyim 27
ben öderim 70
ben olsaydım 38
ben öyle düşünmüyorum 172
ben onun karısıyım 17
ben öyle demedim 40
ben öyle değilim 30
ben oradaydım 70
ben onun annesiyim 16