Benim değil translate English
36,486 parallel translation
- Benim değil Mike'ın problemi.
Mike's problem. Not mine.
Benim değil ve bununla işim bitti. Seninle de!
It's not mine, and I'm done with this, and I'm done with you!
O benim değil.
That's not mine.
O benim değil!
That's not mine!
Beyin implantı Mitchell'ın fikriydi, benim değil. - Risklerini biliyordu.
The neural implant was Mitchell's idea, not mine.
Benim değil. Sizin sonunuz.
It's not my end... it's yours.
Benim değil.
Not mine.
Ama evet. Bu şirketin kararı, benim değil.
Firm's decision, not mine.
Bu benim kızım değil.
That's not my daughter.
Benim adım bu değil.
That's not my name.
Bu benim yasa tasarım. ALEC'in değil.
It's not ALEC's bill.
- Benim için mimarlık sadece tasarım ile alakalı değil.
To me, architecture isn't just about design.
- Benim sorunum kitapla ilgili değil.
My problem's not with the textbook. Mike.
Sana bu konuda yardım etmek benim işim değil.
I need your help. I'm sorry, it's not my job to help you do something like this.
- Benim onayıma kalan bir durum değil.
It's not up to me to approve or not.
- Bu benim sorunum değil.
- That's not my problem.
Benim için değil, çünkü onun elinde hiç bir şey yok.
Not to me, because he's got nothing.
Benim için önemli değil.
It doesn't matter to me.
Ama teyzenle arandaki ilişkiyi düzeltmek benim işim değil.
But it's not my job to repair your relationship with your aunt.
- Bir saniye, burası benim evim değil.
Wait. This isn't my house.
O benim hatun falan değil.
She's not my lady.
- Benim hatun falan değil o.
- She's not my...
Başta benim olmama dayanamıyorsun değil mi?
You just can't stand the idea of me being in charge.
- Bu benim içni bir oyun değil.
- This is not a game to me though.
Pekala, gerçek şu ki Roger, Arcadia benim umurumda değil.
Well, truth is, Roger, I don't care about Arcadia.
Ama bunlar benim şeytanlarım Senin değil.
But these are my demons. They're not yours.
Sorun şu ki : Gözcüler benim düşmanın değil.
Only thing is the Watchdogs aren't my enemy.
- Bu benim savaşım, sizin değil.
This is my fight, not yours.
Benim sorunum değil.
Not my problem.
Ama benim eski moda hislerime göre o bir kahraman değil.
But to my old-fashioned sensibilities, he's not a hero.
Aida tam olarak benim asistanım değil.
Aida's not exactly my assistant.
Benim kararım değil.
Not my call.
Benim için sorun değil.
I'm okay with it.
- Evliyken her şey o kadar basit değil. - Benim bedenim, benim kararım.
It's not that cut-and-dried when you're married.
Sen de benim için aynısını yapardın, değil mi?
You'd do the same for me, right?
Benim değil...
Not me...
- Umursamak benim vazifem değil.
It's not my job to care.
Ya o benim gerçek annem değil Ya da Alzheimer hastası var.
Either she isn't my real mother or she's got Alzheimer's.
Bu benim yiyecek yüzünden değil.
It's not because of my food.
- Bu benim yemeğim değil!
- It's not my food!
- Hayır, benim için sorun değil.
- No, that's not a problem for me.
Benim 100 harf değil Onların kızı olduğum gerçeği değil Onlardan uzakta yaşamak Ama başarısızlık onları yaptı Beni dedemden al
Not my 100 letters not the fact that I was their daughter living away from them but my failure made them take me away from my grandparents and back with them, finally.
Kimse benim durumumda falan değil.
No one's in my shoes.
Bu fırsatın elimden alınması benim ya da istediğim hiçbir kız için adil değil.
So when that gets taken away, it's not fair to me. Or to any girl I want.
Onun ebeveynliğini yapmak benim görevim değil.
It... it's not my job to be her parent.
Başkan, Royce ile benim eski dost olduğumu unutmadı, değil mi?
The president hasn't forgotten that Royce and I are old friends, has he?
Sadece sayısız çalışanımın değil, benim de hayatımı kurtardın.
Not only did you save the lives of countless numbers of my employees, but mine as well.
İlham sen veya benim içimizde değil.
The gift doesn't reside in you or me.
Benim olayım gerçekten bu değil.
It's not really my thing.
İnan bana, gerçek bir asker olmadığım konusunda, kimse benim kadar endişeli değil.
Trust me, no one is more worried than I am that I am not a real soldier.
Carol benim annem, ama Henry benim babam değil ve hiç olmadı.
Carol's my mother, but Henry isn't my father and never was.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66