Bilemedin translate English
398 parallel translation
Yazık dokuz dolarlık soruyu bilemedin.
Too bad you missed, that was a $ 9 question.
İki, bilemedin üç yıldan uzun sürmez.
Won't take more than two, three years, I reckon.
- Bilemedin 250-260 km kadar.
- About 150 or 160 miles.
— İki-üç ay, bilemedin en fazla dört.
- Two or three months. Four at the most.
Buraya ilk geldiğimde, 30 bilemedin 60 gün kalırım diye düşünmüştüm.
When I came here, I thought this was gonna be a 30-day stretch, maybe 60.
- Bilemedin, onda.
- You're wrong, it's his.
Eğer şanslıysak, Apaçilere rastlamadığımız takdirde 2 bilemedin 3 gecede oraya varırız.
If we're lucky, we oughtta make it in two nights, maybe three, if we don't run into more Apaches.
bir, iki hafta bilemedin 1 ay için dert edinirler... sonra her şeyi unuturlar.
Maybe it'll bother'em for a week or two or even a month... but then it'll all be over for them.
- Bilemedin.
- Wrong.
Ama hiçbir zaman tam olarak ne istediğini bilemedin.
But you were never quite sure what you were asking for.
Gene bilemedin barones.
You're wrong again, baronessa.
Bilemedin!
You didn't find it.
Sen iki, bilemedin üç dakika yaşarsın.
You have two, maybe three minutes to live.
Zorlu olduğunu bilemedin.
Didn't realize it's rough.
Nasıl yapabildin, Efendinin yokluğunda... yardımcısı ve idare memuru arasında gerçekleşen rüşveti bilemedin.
"Why overlook the corruption of your vice-chamberlain and provincial steward in the daimyo's absence?"
- Yirmi sekiz, bilemedin yirmi dokuz.
How old about she? Maybe 28, 29.
İki bilemedin üç gün sonra bizi ele vereceksin.
After two or three days, you'll give us away.
Drew durumu öğrenince temiz isminin bizimkiyle birlikte anılmasından korkup seni terk edeceğini de bilemedin.
And you couldn't have known that when Drew found out, he was so frightened of having his fine name linked with ours that he'd walk out on you.
15 bilemedin 20 adam bulabiliriz.
We can find 15, perhaps 20 men.
Eğer seninle gelirsem bir hafta, bilemedin bir ay içinde sana karşı heyecanım da kaybolacak. Artık o gizemli adam olmayacaksın.
If I were to go with you,... in a week, or a month you would no longer be the mysterious man or the unknown woman.
Ben aynı papağan gibi 200, bilemedin 300 sene yaşayacağım.
I would like to be a parrot I would live 200 or 300 years.
Gerçek bir erkek nasıl olur hiç bilemedin!
You've never known what a real man is like!
Dört, bilemedin beş saat.
Four, maybe five hours.
Bir, bilemedin, iki yıl yersin.
You'll get a year, maybe two years.
Sanırım japon malı bunlar... 1,000 bilemedin 1,200 liret eder.
I think they're Japanese. 1,000 or 1,200 lire.
Bilemedin mi?
No? Okay.
- Hadi, hadi. Aptal herif! Bilemedin geç yerine.
- These rules are for the students not for me.
- Bilemedin, cahil.
- Ignoramus.
Evet. Bilemedin 8 : 15.
8 : 00, maybe 8 : 15.
Bilemedin mi?
You don't know, huh?
Bilemedin.
No! You missed.
Ne olduğunu bilemedin, değil mi?
- Can't quite place it, can you?
Ne yapacağını bilemedin.
You didn't know what to do.
Ve sen bilemedin!
and you didn't know!
Ama sen demeden önce Sen onu bilemedin.
But before you said you didn't know him
Bir, bilemedin iki yıl çalışırsan oturma izni alabilirsin.
You work for her one year or two, and you can be legal.
Kıymetimi bilemedin.
- You didn't appreciate me.
Ama bu teşekkür etmelerin değeri bir veya bilemedin iki gün.
A day or two worth of thank-yous is plenty.
Çünkü yüreğini alevlendiren o aşk denilen şey bilemedin en fazla iki yıl çiçek göndertir sana.
Love, the kind that makes your hean race... makes you send flowers... lasts 2 years at best.
Sen asla zevk nedir bilemedin, ne de onu verebildin.
You never knew pleasure, nor gave it.
- Yarım saat, bilemedin üç çeyrek Hadi git artık, durma. Yarım saat mi?
Half an hour?
Henüz bilmiyoruz. Ayrıntılar hakkında detaylıca çalışırsak belki 10 bilemedin 20 kişi olabilir...
- We don't know yet. 10 people, perhaps 20 when we work out the details...
Dünyada sekiz, bilemedin on kişi o atışı yapabilir.
Maybe eight or even ten guys in the world could have made that shot.
Benim seni ne zaman izlediğimi hiç bilemedin.
And you never knew when it was me?
Bir, bilemedin iki.
One, maybe two.
- Ha-ha, bilemedin!
Ha-ha, you lose!
Bilemedin.
Wrong.
Nerede olduğum için endişelenmene gerek yok çünkü bir, bilemedin iki kere yaptım.
You don't have to worry about where I've been because I'm a two-time-or-less. It's up to you.
Ama bilemedin.
How stupid of me!
Bir gün daha bilemedin iki gün.
Another day, maybe two.
- Bilemedin!
You got it wrong!
bilemem 161
bilemezsin 104
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
bilemezsin 104
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26