Bilemem translate English
3,030 parallel translation
Kaç sıyrık olmuş bilemem ki.
See how many scratches you get.
Bilemem efendim.
I wouldn't know, sir.
Söylediğim gibi, bunları bilemem.
Like I said, I wouldn't know that.
İçkulakta hasar olabilir ama otopsi yapana kadar bilemem.
Could be an inner-ear injury. But won't know what till I open her up.
Bilemem.
I wouldn't know.
Bilemem artık.
I don't know.
Bilemem.
I can't tell.
Onu bilemem.
I don't know about that.
Grev hattını ne yaparsın bilemem.
I don't care how you feel about picket lines.
- Her şeyi de bilemem ya. Bu alan ne kadar büyük?
How big is this field?
- Sen söylemeden bilemem ki.
Well, I don't know unless you tell me.
Seni bilemem ama Holly, ders çalışmak beni acıktırdı.
I don't know about you, Holly, but studying makes me hungry.
Şey, ne olur bilemem ama bence şimdilik iyi gidiyoruz.
Well... I don't know about that. I think we're doing fine ;
Mike'ı seviyorum, ama geleceği bilemem ki. Ayrıca ona tutamayacağım sözler vermek istemiyorum.
I love Mike, but I can't predict the future, and I don't want to make promises to him that I can't keep.
Nerede ya da ne zaman bilemem Sarah ama sana da olacağını adım gibi biliyorum.
I don't know when, I don't know where but I promise you, it's gonna happen to you.
Orasını bilemem.
I wouldn't know about that.
Bilemem.
No idea.
O zaman ondan nasıl kurtulacağını bilemem. Öğrenmenin başka yolları da var.
Then I will know how to get rid of it there are other ways for learning out
Bunu bilemem ki.
I wouldn't know.
Onu bilemem ama size şunu söyleyeyim ki ; bu cevaplarımı değiştirmeyecektir.
I really don't know, but I can promise you, it wouldn't change my answers one bit.
Bilemem.
- I wouldn't know.
Evet, ben botanik bahçelerini tercih ederim fakat sizi bilemem.
Well, the botanical gardens are pulling me, I don't know about you.
Bu gibi durumlarda ne yapacağımı asla bilemem.
I never know how to act in these awkward-type situations.
Nerede olduğunu bilemem ama pek mantıklı hareket etmediği bir gerçek.
So wherever he is, he's not thinking rationally right now.
Ne kadar sıcaktır bilemem ama.
I don't know how hot it is though.
- Bilemem...
- Act normal.
- Bilemem.
- I don't.
Neler olacağını bilemem.
I do not know what's going to happen.
Bilemem, lordum.
Couldn't say, my lord.
Ona şans dersek bilemem.
Aah, I don't know if I'd call it luck.
Cinsel saldırı belirtileri var. Vajinal morluklar ve yırtıklar mevcut. Ama otopsi yapmadan bilemem.
There are signs of sexual assault... vaginal bruising and lacerations... but I won't know for sure until my autopsy.
Üzerinde bir kaç test daha yapmadan bunu bilemem.
I won't know until I can run further tests.
Ben her zaman onun neye kırıldığını bilemem ki?
Should I live life always wondering what will hurt him?
Daha iyi açıklaman varsa bilemem.
Unless you have a better explanation.
Bilemem.
I don't know.
Bu saçma kontratı kim düzenledi bilemem ama kazmamız gereken tam 1372 parça yer var ve hepsinin aynı derinlikte olmasını istiyorum 15 cm.
I don't know who the hell cooked up this contract division bullshit, but we've got 1,372 plots to get through and on every single one I want the same thing- - six inches.
İnsanların değiştiğini bilemem.
I don't know if people change.
Seni bilemem ama ben açlıktan ölüyorum.
I don't know about you, but I am starving.
Hayatı aydınlanır mı aydınlanmaz mı bilemem ama maddiyat peşinde olmadığı kesin.
His life may unravel, it may not. He's not chasing after material things.
Bakın, deli misiniz nesiniz bilemem,... ama bu mahalleye bir çan kulesi inşa etmeyeceksiniz.
Look - - I-I don't know if you people are crazy or what, but you're not gonna build a spire in this neighborhood.
Bu söz uygun mu bilemem fakat dengeye ulaşmamız çok zaman aldı.
And it took us a long time to reach an equilibrium, as it were.
Orasını ben bilemem.
I wouldn't know.
Bilemem, olabilir.
Uh, I don't know. Maybe.
Orasını bilemem.
I wouldn't know.
Evet, bu benim IP adresim ama şifreli değil. Sinyalden kaç kişi yararlanıyor bilemem.
Yeah, that's my IP address, but it's unsecured, so I couldn't tell you who all uses the signal.
Parker, bu işi nasıl halledeceksin bilemem ama...
Parker, I don't know how you're gonna end up getting - -
Bu sabah buraya inecek bir G4 var mıydı? Bilemem.
Yeah, do you guys have a G4 scheduled to land here this morning?
Bilemem.
Can't tell.
O tuhaf hissin ne olduğunu bilemem ama ama ona bir ayar çektirsen iyi edersin.
Uh, whatever that weird sense thing is you got going on You might wanna get it adjusted.
Romantik mi dersin ne dersin bilemem ama yatak olmadan yapamam ben.
I mean, call me romantic, but I'd need a bed.
Süresini bilemem...
Well, I-I can't quantify- -
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
bilemedin 19
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26