Bir anlığına translate English
1,309 parallel translation
Evde bir anlığına birbirlerini görüyorlardı.
They'd just taken a second on the house.
Komiser Brass yaklaştığında, gözlerini bir anlığına şüpheliden ayırıyor.
When Captain Brass approached, he momentarily took his eyes off the suspect.
Sabah kalkınca bir anlığına o olay hiç olmamış gibi hissediyorum.
I wake up in the morning, and it's like, for a second,
Memur Jackson emin olamazdı, ama bir anlığına, Martha Huber'ın cesedinin, gülümsediğini gördüğünü sandı.
Officer Jackson couldn't be sure, but for a brief moment, he thought he saw the corpse of Martha Huber... smile.
Gel buraya, sana bir anlığına sarılmama izin ver.
Come here, let me just hold you for a while.
Bir anlığına kendini tanrı gibi hisset.
You'd think you were God himself.
Onu sadece bir anlığına gördüm ve herif ödümü patlattı.
I only saw him for a second, but this guy scared the hell out of me
Ve bir anlığına, Sadece etrafıma dönüp bakarsam, onun benim yanımda olacağını hissediyorum
And for an instant, i feel like if i just turn around and look, she'll be there beside me.
Az önce, neredeyse bir anlığına beni inandıracaktı, bir anda uyanıp kehanetin kokusunu aldım.
He almost had me going for a second just now, then I woke up and smelled the prophecy.
Bir anlığına, çok zeki olduğunu sanmıştım.
Phew! For a moment there, I thought you were smart.
Ve bir anlığına gerçekten mutlu olurlar.
And for a moment... they're truly happy.
Bir anlığına buradan yirmibeş binlikle öylece çekip gitmene izin vereceğimizi mi sandın?
You think for one second that we are going to let you... swan out of here with £ 25,000?
Belki de bir anlığına işi bırakıp kişisel hayatına önem versen, Monica ve benim yaşadığımız şeyin ne kadar özel ve nadir olduğunu anlarsın.
Maybe if you, uh, stopped working for a second and found a personal life, you'd see how rare and special it is to find what Monica and I have found.
Bir anlığına herşey yolunda gibi gözükür ama sonra hiçbirşeyin yolunda olmadığını anlarsın -
And one minute everything's okay, and then the next minute you just fall apart so -
- Silecekleri anlamaya çalışıyordum. Bir anlığına gözümü yoldan ayırdım.
I was trying to figure out the wipers took my eyes off the road for a second.
Bir anlığına beni özlediğin için geri istediğini düşünmüştüm.
For a moment I thought you wanted me back because you missed me.
Bir anlığına kolum tamamen uyuştu.
Whole thing went to sleep Sleep there for a second.
Sanırım bir anlığına kalbinde ne olduğunu görebildim, ve hayatım boyunca hiç kimseye hiç bu kadar yakın olmamıştım.
I think for a moment I felt what was inside your heart. And I've never felt closer to someone in my entire life.
O, beni memnun etmeli Keyifli bir an için Sadece bir anlığına
I know that you've suffered and spilled many tears
Bir anlığına istediği Don Juan'ı kılıçtan geçirmekti
I have the future engraved in your hand
Beni bir anlığına korkuttun, hem de birçok açıdan.
Oh, you scared me for a second. In more ways than one.
Bir anlığına oradaydım.
I was up there a while.
Kehanete göre bu Tanrısal enerjiyi bulup onunla bütünleşmek bir anlığına geleceği görebilmek gibidir.
Why? Well, the prophecy says when you find this true connection with the energy of God it's like a glimpse into the future.
Ama kendinizi bir anlığına onun yerine koyun,... dürüst bir insan olarak.
Could you please leave politics aside when you watch them?
Seni yok edebilmek için, sadece bir anlığına senden şüphe etmeleri yeter.
Because you know they will destroy you. People can't just live on faith.
Ve bir anlığına, onun o olabileceğini düşündüm.
And, for a second, I thought it might've been him.
Bazen, ışıklar söndüğünde, bir siluet kalır, bir anlığına.
Sometimes when the light disappears, an afterimage remains, just for a moment.
Benliğinizden sıyrılabilecek kadar cesursanız, gerçeğin aslında ne olduğunu bir anlığına görme şansınız var.
If you can be brave enough to step out of yourself, you might just get a glimpse of what reality really looks like.
Harika, eski resimler, hani yani, bir anlığına...
Great, old pictures,'cause you know, for a minute...
Bir anlığına durmazsanız kaçırabilirsiniz.
If you don't stop for a minute, you might miss it.
Ama doğrusu bir anlığına "bana doğru koşan bu zeki genç de kim?" diye düşündüm.
But, honestly... for one second I did wonder, "who is this smart young gentleman running towards me?"
Bir anlığına da olsa kendi işine değer verdiğini düşündüm.
For a moment I thought that you considered the moral aspects.
Bir anlığına gerçekten affedildiğimi sandım.
Well, for a second there I thought I was actually forgiven.
Bir anlığına gidiyorsun zannettik.
Had us going there for a second.
Ben de bir anlığına kız arkadaşının önünde sosyal sorumuluğunu... gösterek hava atmaya çalıştığını sanmıştım.
You see, for a moment I thought you were just flapping your social conscience around in front of your girlfriend!
Bir anlığına kendimi bir parçasıymışım gibi hissettim.
For a moment I really felt like part of it.
Bir anlığına tam buraya baktı.
There's one moment right back he did look over here.
Bir anlığına başarıyor gibi görünüyordun.
it did look like I'd run dry.
Lynette, gözelerimi bir anlığına bile kapatmışsam sebebi aldığım şu antihistaminler.
Lynette, if I close my eyeseven for a moment, it's because of theseantihistamines I've been taking.
Bu yüzden seni öpmek istemedi çünkü içinden geçip gidecektin ve bir anlığına soğukluk hissedecektin.
That's why she didn't want to kiss you- - because you'd just pass right through her and feel really cold for a second.
Soğuk. Bir anlığına birini gördüm. Bu, uh, yaşlı bir adam.
I felt cold and for a second I saw someone, this old man.
Ve Justin'in. Sadece bir anlığına.
¢ Ü and all of the people And I don't know why ¢ Ü
Ve bir anlığına benim için olduğunu düşündüm.
I thought it really was going to be for me.
Bir anlığına bile kontrolü elden bırakamıyorum yoksa birisi ölebilir.
Never allowing myself to lose control even for a moment, or someone could die.
"Gece ilerlerken, diyara bir sükunet çökmüş, ve dünyada her şey, bir anlığına dahi olsa iyi olmuş."
"as the night wore on, a calm fell upon the land, " and all was right in the world if only for a moment. "
Birden komadan uyandı bir anlığına ve "kimim ben?", "nereye gidiyorum?" dedi.
- Mm-Hmm. - He came out of the coma for a minute And he said, " who am I?
Ona bakmam gerekiyordu, bende bir anlığına boş verdim, ve tekrar bakıncaya kadar sandalyeden çıkmıştı. Kaçtı mı?
He escaped?
Bir anlık zayıflığına denk gelmiştir çünkü senden değil benden hoşlanıyor.
It had to have been a moment of weakness because he doesn't like you.
Bir anlığına dalmış olmalıyım.
Oh, I must have dozed off.
Bunları anlıyorum. Akli dengesinin yerinde olmadığına dair bir belge alabilir miyiz?
Yeah, I understand all that, I just wanna know can we have him declared incompetent?
İnan anlıyorum ama bu sadece bir haftalığına, cevapları almamız için.
I'm talking one week here, man to get answers.
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir anlamda 46
bir ay içinde 20
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir anlamda 46
bir ay içinde 20
bir adam vardı 32
bir adamın 26