Bir arkadaşım translate English
20,881 parallel translation
Senin gibi bir arkadaşım vardı.
I had a friend like you once.
Bir arkadaşımdan para alamam.
I'm not taking money from a friend.
Hırpaladığım kişi bir arkadaşımdı.
The guy I hurt, he was a friend
Tekneyi kaybettik, bir de bir arkadaşımızı kaybettik.
We lost the boat and... we lost a friend.
Liseden, uyuşturucu satıcısı olan bir arkadaşım vardı.
Old high school buddy of mine was a drug dealer.
Bir arkadaşım etraftaydı, bunu deniz aşırı bir sunucudan buldu.
Friend of mine was scrubbing around, lifted this from an offshore server.
Adı Ed olan bir arkadaşım vardı.
I have a friend whose name is Ed.
Ben bir arkadaşım.
I'm a friend.
Bir arkadaşım.
I'm a friend.
Büyüdüm, bir arkadaşım var.
I mean, I'm older now. I've got a friend.
Senin gibi düşünen bir arkadaşım vardı.
I had a friend who felt like you.
Bir arkadaşım dayak yemiş de...
Friend of mine got beat up, and, um, I-I...
Bir arkadaşımı arıyorum.
Hey, I'm looking for a friend.
Bir arkadaşım vardı. En mantıklı insan değildi ama akıllıydı. Yaratıcıydı, çok yaratıcı.
I had this buddy and- - well, he wasn't the most sensible guy, but he was smart, creative, very creative.
Kaliforniya Körfezi'ndeyken bir arkadaşımız vardı.
Back down in the Sea or Cortez we had a friend with us.
- Bir iş arkadaşınızla cinsel ilişki yaşadınız mı?
Have you ever had sexual relations with a co-worker?
Bir iş arkadaşınızla romantik bir ilişkiniz var mı diye sorduğumda hayır demiştiniz.
I asked if you were in a romantic relationship with any of your co-workers, you said no.
Seni bir arkadaşın evine bırakırım.
I'll drop you off at a friend's place.
Çocuklarımın doğumu çok anlamlı olacaktı, ama bu olay, biliyorsunuz, beni bir baba olarak, bir koca, bir ebeveyn, bir öğretmen bir vatandaş, bir arkadaş olarak etkiledi.
The birth of my children would be very significant, but that event, you know, it impacted me as a father, a husband, a parent, a teacher, um... uh, a citizen, uh, a-a-a friend.
Wes... o bir sınıf arkadaşımızdı.
Uh, Wes was a... he was a fellow classmate.
Bir takım arkadaşımızdı.
He was a teammate.
Bir arkadaş bulamadım, değil mi?
I didn't find a friend, did I?
Buna iki arkadaş arasındaki bir sohbet diyelim, tamam mı?
Well, let's just call this two friends talking, hmm?
Ailemden birinin çalıştığı bir dava üzerinde çalışmamam gerektiğini biliyorum. Ama arkadaşım, babamın kayıt defterlerinden birini görmemi istedi. Omaha'da eğitmeninin siz olduğunu görüyorum burada.
Look, I know I'm not supposed to work a case a family member's worked on, but my friend, she wanted me to see my father's logbooks, and I can see here that you were his handler during Omaha.
Nina'nın erkek arkadaşını bulmak için başka bir yol bulmamız lazım.
We're gonna have to figure out a different way to identify Nina's boyfriend.
- Arkadaşım için bir kopya alabilir miyim?
Can I get a copy for my friend here?
Beni erkek arkadaşımın bir casus olduğuna ikna ettin.
You convinced me my boyfriend's a spy.
Bir ikizler tarafından kaçırılmıştım. Erkek arkadaşım Hector'u öldürdüler.
I got kidnapped by twins once, nearly, uh...
Sarah'nın bir arkadaşıyım.
Friend of Sarah's.
Dönmek istediğim bir kız arkadaşım var.
We have walls, houses.
Arkadaşını aramasına yardım eder sonra da birlikte onun topluluğuna giderler. Nasıl bir yermiş görürüz.
Help her look for her friend, and then continue on to their community, just... just to see what it's like.
Suratıma güçlü bir ifade koymaya çalışıyorum ama gerçeği söylemek gerekirse, birkaç arkadaşım olmasını çok isterdim.
I'm... I'm trying to put a brave face on it, but to tell you the truth, I could use some friends.
Guam'da bir mektup arkadaşım var.
I have a pen pal in Guam.
Bir şey yok, oda arkadaşım benim.
It's fine, she's my roommate.
Sanırım sonunda her şey düzene girmişti ve nihayet Brick'in bir arkadaşı olmuştu.
I guess it was the natural order of things, and it was good Brick finally had a friend.
Bana bir arkadaşı olduğu söylendi, bir kadın.
I'm told she has a human companion... a woman.
Bir kız arkadaşım vardı.
I had a girlfriend.
Şu an pek iyi bir arkadaş değilim ama.
I'm not good company right now.
Senin atan olan en iyi arkadaşımı son görüşümle ilgili sana bir hikâye anlatacağım.
I'm gonna tell you a tale about the last time I saw my best friend, the man who happens to be your forebear.
Iron Heights'ta duruşmayı beklerken sürekli kaçacağına yemin eden bir hücre arkadaşım vardı.
When I was in Iron Heights awaiting trial, I had a cellmate who always swore he was gonna break out.
Bir arkadaş, bize yardım etti.
He's a friend. He helped.
Sana yardım edebilecek bir arkadaş getirdim.
I've brought in a friend who might be able to help.
Bay Sutherland, o koltuğu bir film yıldızına ve arkadaşına vermenizi rica edeceğim.
Mr. Sutherland, I'm going to have to ask you to give up your seat for a movie star and his companion.
Tanrım, senin için utandırıcı bir durum. Ama benim kız arkadaşım yok.
Oh, God, this is so embarrassing for you, but I actually don't have a girlfriend.
Sana iyi bir arkadaş olamadım.
I don't think I've been a very good friend to you.
Bir kere arkadaşım taşınmasın diye hiphop operasını sabote etmek için karakter oyuncusu Ann Dowd dan yardım istedim.
One time, I didn't want my friend to move out, so I used character actress Ann Dowd to help me sabotage his hip-hopera.
- Arkadaşını bir saniyeliğe ödünç almam lazım.
I need to borrow your fella here for a second.
Arkadaşım Todd Chambers'la betayla ilgili uzun bir konuşma yaptım.
Uh, I just had a long talk about the beta with my friend, Todd Chambers.
Richard, arkadaşın Max Karnow'a davetiye lazım. - Listemde bir yere sıkıştırabilirim.
Hey, Richard, um, if your friend Max Karnow needs an invite, you know, I could probably
En yakın arkadaşımın sikik metal bir kutu olmasındansa hayali bir grup sahte arkadaş olmasını yeğlerim.
I'd rather have a bunch of fake friends than be best friends with a fucking metal box.
Sadece... beni gerçekten destekleyen bir erkek arkadaşım var.
I just... have a boyfriend who really supports me.
bir arkadaşım var 42
bir arkadaşım vardı 16
arkadaşım 498
arkadaşımız 19
arkadaşımdı 18
arkadaşımdır 16
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir arkadaşım vardı 16
arkadaşım 498
arkadaşımız 19
arkadaşımdı 18
arkadaşımdır 16
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir ay önce 34
bir aptal 17
bir araba 43
bir an önce 40
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir ay önce 34
bir aptal 17
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir ay içinde 20
bir anlamda 46
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir anlamı yok 53
bir akşam 28
bir adın var mı 27
bir arkadaş 104
bir adam öldü 19
bir ay içinde 20
bir anlamda 46
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir anlamı yok 53
bir akşam 28
bir adın var mı 27
bir arkadaş 104
bir adam öldü 19