Bir cinayet translate English
8,539 parallel translation
Ama ayrıca masamda açmak istemediğim bir cinayet dosyası daha var.
But I also don't want another open homicide on my desk.
Elimizde, bir cinayet mahaline araba koyabilecek bir tanık, ve seni o arabaya sokacak birini biliyoruz.
We've got a witness who can put a car on the scene of a homicide, and we've got somebody who can put you in that car.
Açık şekilde, baş şüphelisi olduğun bir çifte cinayeti soruşturmak için 3500 kilometre yol gelen bir cinayet büro dedektifiyle konuşuyordum.
You were speaking to a homicide detective who flew 2000 miles to investigate a double murder for which you are clearly the prime suspect.
Bu hikayede bir cinayet söz konusu.
This story's taken on a life of its own.
Bu bir cinayet teşebbüsüdür.
That makes it attempted murder.
Bu benim için bir cinayet hükmünden daha da fazla.
This is about more than a murder conviction to me.
Ama onlar önyargılı bir cinayet seviyesine ulaşmaz.
But they don't rise to the level of a bias-motivated crime.
Bu estetik bir cinayet tarzı.
This is the modus operandi of an aesthete.
Başka bir cinayet mahalli daha bulmuş olabiliriz.
We may have found the murder scene.
Larry, şunu anlamalısın, Danny bir cinayet soruşturmasında baş şüpheli.
Larry, you understand that Danny's a person of interest - in a murder investigation. - That's not a problem.
Kim bir cinayet öz çekimine karşı koyabilir ki?
Who can resist a murder selfie?
Ben bir cinayet suçlusuyum Alice.
I'm guilty of murder, Alice.
Elimizde sadece bir cinayet uzmanının ön bulguları vardı.
We only had the preliminary findings of one criminalist.
Üstüme bir cinayet yüklemeye çalışıyorlar, bununla nasıl mücadele edeceğimi bilmiyorum.
They're trying to put a murder on me, and I don't got a way to fight it.
- Pekala, bir kamu davası genellikle bir cinayet soruşturmasını takip eder.
- Well, a civil suit usually follows a criminal investigation.
Küresel bir yatırım şirketi, bir cinayet şüphelisi dosyasına kolay kolay yardım etmez.
It's not every day a global investment firm picks up the tab for a murder suspect.
- Bir cinayet davası vardı.
There was a murder case, actually.
İki katil, bir cinayet. Hadi lütfen.
Come on, work with me here.
Benzer bir cinayet davasını araştırıyorum.
I'm investigating a murder that was carried out the same way.
Bir saldırı oldu ama bu bir cinayet değildi.
There was an assault. It wasn't a murder.
- O zaman bu bir cinayet.
- So he was murdered.
Batı Hollywood'daki bir dairede bir cinayet mahali.
A murder scene in an apartment in West Hollywood.
Bir cinayet suçlaması daha olması benim için ne fark eder ki?
What difference would one more murder charge make to me?
Bowling pasajında bir cinayet oldu.
There was a murder in a bowling alley.
O bir cinayet dedektifi.
She is a homicide detective.
Düşünüyordum ki, yani bilirsin, ben olsam ne yapmalıyım gibisinden? Eğer bir cinayet silahından kurtulmam gerekseydi, ondan nerede kurtulmak isterdim, varsayalım ki?
If I had to get rid of a murder weapon, where would I get rid of it, hypothetically?
Sokağın karşısındaki kadınla yattın ve bir cinayet şüphelisisin.
You slept with the woman across the street, and you're a suspect in a murder.
Hükmüm altında, cinayet yeniden bir eğlence olacak.
Under my rule, murder will once again become entertainment.
Çözmemiz gereken bir cinayet var.
We got a murder to solve.
5 yaşındaki Tom Murphy'nin cinayet davasında yeni bir gelişme var.
A new development in the murder case of 5-year-old Tom Murphy.
Görev ve cinayet arasında hiç de ince olmayan bir çizgi var.
There's a fine line between duty and murder.
Biri zalimce bıçaklanma, diğeri de kimsenin cinayet olduğundan şüphelenmediği bir kalp krizi.
One of them's a-a brutal stabbing, the other's a heart attack that no one even suspected was a murder.
Bir soruşturmaya karışmak istersen onlarca cinayet soruşturmam var.
You want to muscle in on a case, I got a dozen open homicides.
Valley Hastanesi doktorları cinayet kurbanı Matt Skokie'nin eşi Gwen Skokie'nin durumunda herhangi bir iyileşme olmadığını bildirdi, bu ikili yaklaşık bir ay önce bir ev baskını soygununda saldırıya uğramışlardı.
Doctors at Valley Hospital reported no improvement in the condition of Gwen Skokie, the wife of murder victim Matt Skokie, nearly a month after the two were attacked in a home-invasion-style robbery.
Restorantı olan bir adam mı ne varmış, bıçakla cinayet?
Some guy owned a diner or something, stabbed to death?
Cinayet yalnız bir oyundur, biliyorsunuz.
Well, murder's a lonely game, you know.
Aman Tanrım, bir blogger cinayet için başka bir motivasyon.
Oh, my god, a blogger... another motivation for murder.
Cinayet kurbanımla senin bir ilişkin vardı.
You had a relationship with my murder victim.
Mütevazı fikrime göre kimse bir kereliğine bu şekilde maske takıp da cinayet işlemez.
In my humble opinion, nobody puts on a mask and commits a murder like that just once.
Sayın Skokie, ben Chuck Palmer, Modesto kenti soygun / cinayet bölümü. Üzerinde bir beden olan bir masa göreceksiniz.
Mr. Skokie, this is Chuck Palmer with the city of Modesto Robbery / Homicide Division.
Halkı yakın bir tecavüz, kundaklama ve cinayet tehditine karşı uyarmak için senin iznine ihtiyacım yok.
I don't need your permission to alert the public - to an imminent threat of rape,
Eğer bu isim aklıma sayısız cinayet getirmeseydi bu dediğin ne de güzel bir iltifat olurdu.
Gosh, that would be such a nice compliment if it didn't link me to so many homicidal lunatics.
Adamın karısı kaybolmuş, cinayet şüphesi var. Ailesi bir falcı çağırdı.
Wife went missing, suspected homicide, and the family brought in a clairvoyant.
Bu da ona bir sürü sebep, ve cinayet planı için bir sürü zaman verir.
Yeah, which gives her plenty of motive, Gives her lots of time to plan this murder.
Altı hafta önce mahkeme dışında anlaşmışlar. Ve onun cinayet günü çok geçerli bir gerekçesi var.
They settled out of court six weeks ago, and he has an airtight alibi for the day of the murder.
Her analiz yapışım da cinayet silahının, karyola başı olmasını söylemesi dışında iyi bir fikir gibi gelmişti.
It seemed like a great idea, except every time I run the analysis, it keeps telling me that the murder weapon was the footboard.
Cinayetten bir gün önce ve cinayet sonrasında tren ve otobüs istasyonlarındaki kayıtlarda da bir şey bulamadık..
Can't find her on the cameras at the train or the bus station the days before and after the murder.
Bunun gibi bir şey cinayet silahımız olabilir.
So something like this might be our murder weapon.
Odun parçalayıcının yanında büyük bir yığın cinayet silahı talaşı buldun mu?
Did you find a big pile of murder weapon shavings next to a wood chipper?
Belki de Caspere o kadar çok pisliğe batmıştı ki kimin saldırdığını anlamak mümkün değildir. Çünkü sana bir şey diyeyim, orası daha cinayet mahali olmadan önce çok boktan bir psikolojinin ürünüydü.
Or maybe Caspere was into so much dirt, there's no telling which side the ax came from, because let me tell you, there was some fucked-up psychology at work in that place before it was a murder scene.
Bir kuyumcu, çifte cinayet.
Jewelry store, double homicide.
bir cinayet işlendi 18
cinayet 342
cinayetler 19
cinayet mi 95
cinayetten 20
cinayet masası 86
bir çocuk gibi 16
bir çocuk 115
bir cevap istiyorum 17
bir canavar 53
cinayet 342
cinayetler 19
cinayet mi 95
cinayetten 20
cinayet masası 86
bir çocuk gibi 16
bir çocuk 115
bir cevap istiyorum 17
bir canavar 53