Bir yudum al translate English
380 parallel translation
Sanırım viskimizin tadına bakmadınız, bir yudum alırmısınız?
I suppose you wouldn't be having a snifter of whiskey, just a wee drop?
İşte, şundan bir yudum al.
Here, have a spot of this.
Bir yudum alırım öyleyse.
Well, I'll just take a sip.
Gel, Idabelle, bir yudum al.
Come on, IdabeIIe, have a little sip.
- Şundan bir yudum al.
- Take a little sip of this.
Bir yudum alın.
Have a drop.
Bundan bir yudum al.
Here, take a swig of this.
Büyük bir yudum al, evlat.
Take a mouthful, Kid.
Bir yudum al da, neyim varmış söyle.
Take a sip and give me your diagnosis.
Bir yudum alır mıydın Nori-chan?
Nori-chan, would you like a sip?
Benny, bundan bir yudum al.
Here, Benny, have a drink of this.
Bir yudum al.
- Have a sip.
Bir yudum alın.
Just a kick.
Çabuk bir yudum alın, yavaşça yutun beyler.
Quick draughts, long swallows, men.
Şundan büyük bir yudum al.
Take a good stiff jolt.
Yarın sabah kahve içmek için oturduğunuzda, kahvenden bir yudum al, sanki senin için gerçekten önemsiz bir şey söylüyormuş gibi konuş onunla.
Tomorrow morning when you're sitting down drinking your coffee, just sip on your coffee, real easy like, and talk to her like what you're saying ain't really that important to you.
Bir yudum al, rahatlatmana yardımcı olur.
Have a little. Helps with all of life's sorrows.
Arkadaşlar bir yudum alın.
Have a drink, my friends.
- Bir yudum al, benden.
- Have another drink, on me.
Haydi Prenses, bir yudum al.
Come on, princess, take a swig.
Şundan bir yudum al.
Taste it.
- Bir yudum al, tadı hoş.
- Taste it. It's nice.
Bir yudum alır mısınız Profesör?
Have a sip, professor!
# Bir yudum al, sonra iki yudum
Swallow once then swallow twice
Şundan bir yudum al da bana herşeyi anlat bakalım.
Here, take a sip of this and just tell me all about it.
- Evet. Knichi yerken tarihten bir yudum alıyorsun.
When you eat knichi, you take a bite into history.
Cinzano'dan bir yudum alınca İtalya'ya gidiyorum sanki.
One sip of Cinzano, and I'm in Italy. Mmm.
Bir yudum al, iyi gelir.
Have a snort, it'll do you good.
Ara sıra bir yudum alıyorum.
I take a drop now and again.
Bir yudum al. Kralın iyi dilekleriyle.
Have a sup of gin with His Majesty's compliments.
Mataradan bir yudum al.
Take a swig from the flask
Bundan bir yudum al.
Take a swig of this.
evet, bir yudum al
Yes. swallow it
İşte, bir yudum al.
Here, take you a sip.
- Sadece küçük bir yudum al.
- Just sip it. Sip it. Sip it.
- Bir yudum al Sven.
- Have a dram, Sven.
Lanet bir yudum al ve insan ol.
You'll bloody well have a dram and be human.
Bir yudum alın Sör.
Have a little nip, Sir.
Çeşitli törenleri bahane ederek bir iki yudum alırdı arada.
On various ceremonious occasions she used to take a few drops of it.
Bir yudum viski alın Bay Tarzan.
Try a nip of whiskey, Mr. Tarzan.
Bir yudum daha al.
Have another sip.
Bir yudum daha al.
Take another pull.
İşte, hemen bir yudum al.
Here, take a quick one.
Sadece bir iki yudum al.
Just take a sip or two of this.
Bir yudum daha alın!
Another toast to you!
Al Inez, şundan bir yudum daha iç.
Here, Inez, take another sip of this.
- Bir yudum viski alır mıydın?
- Would you like a shot of bourbon?
Bir yudum al.
- Sip this.
Al bir yudum, daha iyi hissedersin.
You'll feel better.
Al, iç bir yudum!
Here, have a drink!
- Al bir yudum.
- Here, a sip.
bir yudum 17
bir yudum ister misin 16
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
bir yudum ister misin 16
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39