Biri translate English
235,346 parallel translation
Orada biri mi var?
Is somebody there?
Üzerimden bir geçiş yapıyordum... Sana ya da... arkadaşlarından biri.
I was makin'a pass over... to you or... one of your friends.
Ya onlardan biri, ama önemli değil.
Either one of'em, but it doesn't matter.
Bu arada biri sorarsa asansör boşluğunda hep ağaç vardı.
By the way, if anyone asks, the elevator shaft always had a tree in it.
Ben de çözülmesi zor biri olduğumu sanıyordum.
And I thought I was tough to crack.
Ve sen... Agrabah'ı nasıl geri alacağını biliyorsan... belki de oradaki biri bana yardım edebilir.
And if you, uh, really know how to get Agrabah back, then maybe somebody there can help me.
Ulaşabileceğimiz biri varsa... Storybrooke'a sinyal gönderebiliriz.
We can get a signal back to Storybrooke if there's anyone there who could pick it up.
Bir bağlantı ararken Sean Clark diye biri çıktı.
I've been searching for connections, and one name popped up... Sean Clark.
Onun için önemli biri olmalı.
That means that he's important to her.
İyi biri gibi.
Something warm.
Hedef herhangi biri olabilir.
Any one of them could be a target.
Bu koltukta başka biri oturuyor olsaydı Ajan Boyd'un programını erkenden farketmiş olabilirdi.
If someone else was sitting in that chair, they might have seen Agent Boyd's program sooner.
Biri dinliyor olabilir.
Someone could be listening.
Şeker biri gibi.
Oh, she seems sweet.
Sen bırakan biri değilsin, sen bunun tam tersisin sen başarılı bir yönetmensin " derken buldum.
You're not a quitter, u'rehe opposite of that, you're a successful film director. "
bu içmemin yarı nedenlerinden biri.
this is half the reason I drink.
Şuna bak, Tüm olaylar gerçekleşirken uyumuş biri var.
Oh, look, there's one guy who slept through this whole thing.
Biliyorum, biri kişi için tüm o şeyleri arkamızda bırakmaya hazırım.
I know I, for one, am ready to put all this behind us.
8.Sınıfa giden ve yeni sevişmiş biri gibi hissediyorum
I feel like an eighth grader who just had sex.
New England Patriots'un sıkı yıldızlarından sadece biri. ve Amerikanın en atletik Polonyalısı.
Only the star tight end of the New England Patriots and America's most athletic Polish.
Tanrım, bunun bizim steroitli arılarımızdan biri olduğunu mu düşünüyorsun?
Oh, God, do you think that's one of our steroid bees?
Artık Seattle'ın başında çocukları zombiye çevirip ailelerine şantaj yapan biri var.
And the guy running Seattle right now is a guy who turns kids into zombies and blackmails their parents.
Müslüman şeylerinden biri işte.
One of those Muslim thingamabobs.
İnsan hayatına saygı duymayan biri gibi görünüyordu.
You know, he just seemed like a person with no regard for human life.
Astım veya solunum cihazı gibi bir şey veya bir parfüm kullanan biri gibi?
If anyone used anything, like, say, an asthma inhaler or perfume?
Senin gibi görünen biri neden benimle konuşsun diyordum.
I mean, I was saying that that's why you would talk to me... Um, looking like you do.
Birlikte çıktığı adamlardan tarif edebileceğiniz herhangi biri var mı?
Do you think you'd be able to describe any of the men she left with?
Robot resimleri beklerken birinci sınıf yolculardan biri daha merkeze geliyor, işin var mı?
While we wait on our sketches, I've got another one of the first class passengers coming to the station later, you free?
Veya ailesinden biri.
And a parent, maybe?
Sen veya bu evdeki herhangi biri bu kadınla görüştü mü?
Were you or anyone in this house approached by this woman?
Fikrini paylaşmak isteyen başka biri var mı?
Anyone else have an opinion they want to share?
İnan bana Kanan istenecek kolay hocalardan biri değil fakat onun niyeti kötü değil.
Believe me, Kanan's not the easiest teacher to have, but he means well.
Eğer bu doğruysa bu seni gereksiz biri yapar.
If that's true, that makes you expendable.
İnsanlara işkenceler eden biri... zevkine.
Someone who wants to torture people for... fun.
Yanında biri mi var?
You with someone?
İşte o noktada fark ettim ki, okyanusla ilgili en büyük sorunlardan biri, gözden ırak, gönülden ırak olması. Bu da özünde bir reklamcılık sorunu.
And that's when I realized one of the biggest issues with the ocean is it is completely out of sight and out of mind, and that, essentially, is an advertising issue.
Tamamen birbirlerine bağlıdırlar ve biri olmadan, diğeri de olmaz.
They are completely reliant on each other, and you don't have one without the other.
Montiporas resif üreten önemli mercanlardan biri.
[Mendelow] But the Montiporas are the important reef-building corals.
Dikkatinizi çeken şeylerden biri de çatırdama sesidir.
One of the things you notice is the sort of crunching noise.
Bu, doğada en nadir görülen olaylardan biri ve kimse bunu fark etmiyor.
This is one of the rarest events in nature happening... and everyone's just oblivious to it.
Ben gerilmeni gerektirecek biri değilim.
I'm not the sort of person to be nervous about.
Her biri yapıyor.
Every single one of'em.
LABORATUVAR ETİK KURALLARI Çünkü herhangi biri laboratuvara numunesini gönderebilirse herkes sistemde hile yapmanın yolunu bulabilir.
Because if somebody could just send their samples into a lab, then anybody could figure out how to game the system.
Testlere ilişkin en büyük endişelerimizden biri 1400'ünün Moskova laboratuvar başkanı tarafından yok edilmiş olmasıdır.
One of our big concerns about tests were the 1,400 that were destroyed by the director of the Moscow laboratory.
Kesinlikle olası sonuçlardan biri de bu.
Well, that is certainly one of the potential outcomes here.
Bir numaralı olimpiyat sporu topun ağzında, dünyanın en başarılı olimpiyat ülkelerinden biri topun ağzında, şu anda sadece atletizm konusunda olsa da öyle.
You've got your number one Olympic sport in the crosshairs, and you've got one of the major Olympic countries in the world in the crosshairs, even if it's the crosshairs only on athletics at the moment.
Davaya getirildiğimde yetkililerden öğrendiğim ilk şeylerden biri, Rus hükûmetinin kaynaklara sahip ve azimli olduğuydu.
One of the first things that I learned from authorities when I came onto the case was that the Russian government has the resources and the will.
Rodçenkov şu anda Rusya'da soruşturma altında olan biri.
Rodchenkov himself is a person who's under investigation in Russia currently.
Ama sonra beni başka biri için terk etti.
Until he left me for someone else.
- Neler olduğunu biri açıklayacak mı?
Could somebody tell me what the hell is going on?
Göletin saldırdığı biri olarak bana bile tuhaf geldi bu durum.
Because even I think that's weird, and I've been attacked by a puddle.
birisi 209
birini 32
biri var 29
birim 66
birinci gün 16
birine 18
birinci katta 19
birinci 55
biri bana 23
birincisi 390
birini 32
biri var 29
birim 66
birinci gün 16
birine 18
birinci katta 19
birinci 55
biri bana 23
birincisi 390
birinci kat 30
birisi var 21
birinin 43
birinci dünya savaşı 32
biri burada 17
biri geliyor 129
birini arıyorum 33
biri vardı 17
birini bekliyorum 30
birinci kural 18
birisi var 21
birinin 43
birinci dünya savaşı 32
biri burada 17
biri geliyor 129
birini arıyorum 33
biri vardı 17
birini bekliyorum 30
birinci kural 18
birinci bölüm 38
biri gitti 31
birim 01 25
biri mi öldü 17
birini seç 19
birinci manga 18
birini öldürdüm 16
birinci subay 32
birinci sınıf 101
biri hariç 30
biri gitti 31
birim 01 25
biri mi öldü 17
birini seç 19
birinci manga 18
birini öldürdüm 16
birinci subay 32
birinci sınıf 101
biri hariç 30