Dert değil translate English
1,274 parallel translation
Hiç dert değil.
Oh, never mind.
Dert değil.
No bother.
Hayır, hiç dert değil.
No, not at all.
- Benim için dert değil.
£ lt's fine with me.
Bunlar dert değil.
These aren't problems.
Dert değil.
Oh, not at all.
Neresi olduğu dert değil tabii.
Not that it matters.
Dert değil. - Evet, dert değil.
- It's cool.
- Dert değil, Cuse.
- No biggie, Cuse.
Gömleğine süt döktüğüm için üzgünüm. - Dert değil.
Oh, that's okay.
Hayır, hayır, dert değil.
No. No, it's fine.
Arada sırada ölü gibi yere yıkılmak dışında dert değil.
Besides falling down dead every now and then, it's no trouble.
Hiç dert değil.
Nothin'to it.
Dinle, benim için dert değil.
Listen, I don't mind.
Bu seferlik dert değil..... ama birlikte olduğumuza göre davranışların değişmeli.
It's all right this time, but your manners will have to improve since we're going steady.
Dert değil.
( SCOFFS ) No problem.
Dert değil.
Oh... that's OK.
- Dert değil.
- It's no problem.
Dert değil.
Don't worry.
Hiç dert değil.
I don't mind.
Gerçekten, çok da dert değil.
It's no big deal, really.
- Dert değil evlat.
No problem, son.
- Dert değil.
- It's no trouble.
Dert değil. Brookstone'dan tartı aldım.
No problem. I went to Brookstone and got a scale.
Tamam, dert değil.
Yeah, no problem.
Evet, dert değil, Binbaşı.
Yeah, no sweat, Major.
Ben - - Hayatımı kontrol edebiliyorum, Hayatım kontrol altında, bu benim için dert değil.
I am - - I'm in control of my life, my life is-is in control, that is not a problem for me.
- Dert değil.
- lt's all right.
Bana dert değil!
That's not my problem!
Dert değil.
No problem.
Dert değil, detektif.
That's fine, Detective.
Hayır, dert değil.
No, that's fine.
Dert değil.
That's fine.
- Dert değil.
- It's fine.
Dert değil.
That's okay.
dert değil.
That's okay.
Dert değil.
It's fine.
Beyaz bir adamla kalmak dert değil.
I could care less about rooming with a white man.
Dert değil!
No sweat!
dert etme, önemli değil.
No worry. There's no rush.
- Ayrılmış olmanıza üzüldüm. - Dert edecek bir şey değil.
- I'm sorry about your separation.
Dert değil.
Well... Well, all right, no matter.
Dert etme. Senin suçun değil.
It's all right. lt's not your fault.
Dert değil hiç dert değil.
I appreciate that.
Tabi hayalet ve şeytanlarla hala orada kol gezdiği söylenir. Ama sen bunu dert etmezsin değil mi?
Except she haunts the place now with phantoms and demons, but you don't care about that, do you?
Hayır, dert değil.
Don't bother.
Dert değil.
- So? It's okay, huh?
- Sorun değil, dert etme.
- It's all right, don't worry about it.
Hayır, dert değil.
No, it's no trouble.
- Dert etme. - Sorun değil.
- It's no problem.
- Dert edilecek bir şey değil.
- It's no bother.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66