Değiller translate English
12,012 parallel translation
Messala, önemli değiller.
Messala they don't matter.
Ama, Judah, madem önemli değiller, o zaman kim olduklarını söyle.
But Judah if they don't matter, then tell me who they are.
Baba affet onları yaptıkları şeyin farkında değiller.
Father, forgive them, for they know not what they do.
O kadar hızlı değiller.
They're not that fast.
Çok güzel değiller mi?
Huh, pretty good stuff, right?
Çaylak değiller.
They aren't rookies.
Sadece şu an iyi değiller.
It's just that they aren't nice right now.
Tavuklar çok salak ve aileden değiller.
They're too stupid, and they're not family.
Bence farkında değiller.
Ooh, I don't think they know they're on. What?
Vietnam gazileri gibi... orgazm olduğunun farkında değiller.
Is getting off at massage parlors... Like a goddamn Vietnam war veteran.
Fena değiller.
they're kind of good.
O kadar taze değiller.
That's not that fresh.
- Önemli değiller.
They are not.
Göreceğiniz şeyin karşısında değiller. Çünkü size geleceği göstereceğim.
Not considering what you see, because I will show you the future.
Gevşemeyi ve partiyi seviyorlar, ama aynı zamanda fahişe de değiller.
They love to get loose and party, but they are not prostitutes.
Yani, evet, eğer ödevlerinin kendilerini görünmez yapmakla bir ilgisi yoksa burada değiller.
So, yeah, so unless their project has something to do... - Dad! -... with making themselves invisible, they're not here.
17 yaşında değiller.
They're not 17.
Diğer insanların yaşamı geçip gidiyor. Ve onlar bizim sahip olduklarımıza sahip değiller.
Other people, they, they go through life, and they don't have what we have.
O insanlar sen ve ben gibi değiller.
And those people aren't like you and me.
Ancak artık daha güçlü değiller, Ve şimdi beni koruyamazlar.
But they're not strong anymore, and they can't protect me now.
Ruslar kendi elçiliklerinden hamle yapacak kadar aptal değiller.
The Russians aren't stupid enough to try making a move from their own embassy.
Uzun saçlı öküz değiller Profesör buzul çağı esnasında, bu bölgede yaşayan bizonlar.
They aren't hairy oxen, Professor, but bison which inhabited this region during the Ice Age.
Buradakiler gibi değiller.
Nothing like this.
Çünkü Paleolitik değiller.
Because they aren't Paleolithic.
Buraya ailemi görmeye geldim. Ve artık burada değiller.
I've come here to see my family but they're not here now.
Ailen burada yaşadıysa bile, artık burada değiller.
If your family did lived here, they're long gone now.
Ama artık burada değiller.
But they're not here now.
Olmaz, akıl yoksunu sümüklü böcekler değiller.
No. They're not like mindless ground slugs.
- Koltukları kana bulayacak değiller. - Doğru.
Look, they're not gonna get blood all over the seats.
Yarısında orada değiller.
Half the time, they're not there.
Biliyorum. Kaygılanmalarını istemiyorum çünkü muhtemelen birinci lige alışkın değiller. Ama onlara Bay D. Brent'le ilgili önemli söylentilerin döndüğünü, bundan grubundaki herkesin yararlanacağını söyle.
I don't wanna, you know, worry'em'cause they're probably not used to the big league, but, you know, let them know there is a big buzz around Mr D. Brent, ipso facto, anyone on his team.
Benden daha iyi değiller.
They're no better than me.
Revirde değiller, telsizi çalışmıyor.
They're not in the infirmary, and his radio is not working.
Bende değiller.
I don't have them.
Biliyorum, biliyorum, benim yapabileceğim gibi değiller.
I know, I know, but they're nothing like what I can do.
Bunun arkasındaki insanlar, senin benim gibi değiller.
The people behind this, they are not like you and me.
Tehlikeli değiller!
They aren't dangerous!
Lütfen, tehlikeli değiller!
Please, they are not dangerous!
Zararlı değiller!
They are not dangerous!
Bir çeşit şey değiller mi, bilirsin?
Aren't they kinda, you know?
Gerçekten orada değiller Jack.
They're not really around anymore, Jack.
Arkadaşın filan değiller Willie.
They're not your friends, Willie.
Arkadaşın değiller.
They're not your friends.
Bilirsin, büyük bile değiller.
You know, and they're not even that big.
Aslında doktor değiller.
- They're not real doctors.
Harika değiller mi?
Aren't they great?
Sizi temin ederim ki bayan, bunlar iyi çocuklar değiller, bana gelince de, bu, biraz karmaşık bir durum.
I can assure you, ma'am these ain't good boys I got here. And I myself, well
Hanımefendiler düzgün insanlar değiller midir, Annecim?
Ain't any lady is the proper way, Mama.
Ancak fiziksel görünüşlerinin henüz farkında değiller. Bence...
I mean, how does a letter like this go out and no one know about it?
Bilim insanları bir şeye karar verememiş değiller.
"yippee, now, we have this to do."
Bilim insanları bu konuda hala bir karar verebilmiş değiller.
We're gonna regret this.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56