English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Diye bağırdı

Diye bağırdı translate English

922 parallel translation
"Yiyecek bulmalıyım", diye bağırdı Big Jim.
"I must have food!" yelled Big Jim.
" Bravo diye bağırdı Adam da burnuyla asılı kaldı, büyük numara
" And she hollered bravo And he hung by his schnozzle from above
Eğer değilse, taziyede neden "Uzak durması için uyardım." diye bağırdın?
If not, why did you shout at the wake that you'd warned him to stay away?
"Amerikan gemisi Ranger," diye bağırdı Jones. O da bayrak çekti.
"American ship Ranger," roars Jones, and up go his colors.
"Doğaya dönüş!" diye bağırdılar.
They kept hollering, "Back to nature!"
Ama şimdi birinin "Yeter" diye bağırdığını düşün.
But now... suppose someone cried, " Halt!
"Yaşasın bu kasabanın belediye başkanı olan kocam" diye bağırdı.
"Long live my husband who was the mayor of this town."
Tren harekete geçtikten sonra Canterbury diye bağırdığını gayet net duydum.
I heard you with my own ears calling out Canterbury after the train started to move.
Bana pis Yahudi diye bağırdılar!
They called me a dirty Jew!
Ağlayarak, "En kısa zamanda eve dön!" diye bağırdı
Crying, she shouted "Come home as soon as you can!"
Biri uykuda güldü, öteki "Adam öldürüyorlar" diye bağırdı.
There's one did laugh in's sleep, and one cried'Murder! '
O da "vur onu, Willie" diye bağırdı.
And he yelled, "Beat it, Willie!"
Biri, "Nelson, eldivenini düşürdün" diye bağırdı.
I know the kid is a gone gosling, an amateur! Somebody yelled, "Yoo-hoo, Nelson, you dropped your glove!"
"Kimdir kendilerini böyle feda edenler" diye bağırdı İspanyol'un biri.
Who are these men who are so fond of death, one Spaniard cried.
Bayım tüm gücünüzle eğeri tutun diye bağırdım
I says, "You gotta keep your strength up, sir," I says.
Silahımı çektim ve üç kez kımıldama diye bağırdım.
I pulled out my gun, and I called halt three times.
- Sanırım biri Pat diye bağırdı.
- I think somebody's yelling "Pat."
Yat diye bağırdılar.
They're calling their cat.
Bunu duymamla, hiç soyunmadan suya atlamam bir oldu. "Gel ardımdan." diye bağırdım Sezar'a.
Upon the word, accoutered as I was, I plunged in and bade him follow, so indeed he did.
Ama karşı kıyıya ulaşmadan "Yetiş Cassius, boğuluyorum." diye bağırdı Sezar.
But ere we could arrive the point proposed, Caesar cried, "Help me, Cassius, or I sink!"
Handa o adamların yemek diye bağırdıklarını duydukça bir kişiye yemek yapmak ve ona bakmak ne müthiş olur derdim.
Back at the inn, when I'd hear the men yelling for their dinner I'd think how wonderful it would be to cook and care for one man.
Konuşması bittiğinde, benim birkaç adamım salonun alt ucundan başlıklarını havaya fırlattılar ve on kişi kadar, "Tanrı Kral Richard'ı korusun!" diye bağırdı.
When he had done, some followers of mine own... at lower end of the hall, hurled up their caps... and some 10 voices cried, "God save King Richard!"
"Şövalye" diye bağırdı. " Şövalye aç ve susuz kalmışsın.
"'Knight,'she called.'Knight, come eat...
... diye bağırdığını duydum.
Get out be-before I killyou! "
Ve çocuğun "Seni öldüreceğim" diye bağırdığını duymuş.
And he heard the kid yell out "I'm gonna kill ya."
"Teyzen Lila bunu bitirmek için bütün gece çalıştı," diye bağırdım.
"Your Aunt Lila worked all night to finish this," I cried.
Bu akşam birinin "Üzerinde kalsın" diye bağırdığını duydum.
Tonight one yelled, "Leave it on!"
" Heffner, Salas'ı göstererek'Bu o'diye bağırdı.
"'That's the one,'cried Heffner, pointing at Salas.
ve kapıya saklandı. Karı silkeledin ve "domuz".. diye bağırdın.
You brushed the snow away and called me : "A pig".
Yıldırımı duyamıyorum diye bağırdı.
He screamed he couldn't hear the thunder.
Bir çocuk "onlar benim" diye bağırdı. Dövüştük, ben kazandım.
Then some kid yells, "Them's my shoes!" So we fight.
Bize "hainler" diye bağırdılar. Babamı dövmeye çalıştılar.
They called us traitors and they tried to...
- Bay Binkley yardım edin diye bağırdı...
Let me have it, please.
Kalabalığın "Oley!" diye bağırdığını işitirdi
He heard the crowd shouting, "Ole!" ¡ Ole!
'Diye bağırdı köylü atıyla konuşmaya alışıktı. "
'shouted the peasant, who was accustomed to talking to his horse. "
diye bağırdı rahibelerden birisi...
'Cried out one of the nuns...
"Örtülerini çıkart" diye bağırdı biri emreder bir şekilde.
"'Drop the masks! 'she said imperiously
"Buraya gel, Yoshitsune!" diye Bağırdı.
"Come on, Yoshitsune!" he called
"Heike klanın kaderi diye bağırdı".
Thus he cried out two times, three times
"Sabrım tükendi!" diye bağırdı.
"I've lost patience!" he cried.
Salı günü "Katil ABD" diye bağırdığımızda bize verebildikleri tek cevap "Katil Kızıl Muhafızlar" demek oldu.
When we screamed "US killers", all they could answer was, Red Guard killers.
"Korkmuyor musun Nemeçek?" diye bağırdı.
He shouted'Aren't you afraid, Nemecsek? '
- Yoksunuz diye bütün öğlen bağırıp çağırdı.
He's been yelling for you all afternoon.
Ve benim ihtiyar, akşam yemeğinden önce ellerini yıka, Luke, kahrolası diye bağırırdı.
And my old man yelling'at me to "Wash your hands before supper, Luke, doggone it."
Bunu başka biri yapmış olsaydı suratına "cahil" diye bağırırdım.
If anyone else did it, I would shout, "ignorant swine!"
Biri bağırdı bütün müziği bastırıp "Sezar" diye.
I hear a tongue, shriller than all the music, cry "Caesar."
Gerçekten çocuğun bunu tüm komşular duyabilsin diye böyle avazı çıktığınca bağırdığını mı düşünüyorsun?
Do you really think the boy'd shout it out so the whole neighbourhood could hear?
Herbert! " Diye bağırırdı.
Herbert! "
Bize "İskelenin sonuna yanaşmayın" diye bağırırdı.
He / it always told you : "You still end at the scaffold."
Ne diye bağırdı biliyor musun?
I felt something for somebody besides myself.
"Çarmıha gerin!" diye bağırdılar.
"Crucify him!" they shouted.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]