Diye soruyor translate English
727 parallel translation
Bekleyip güneş doğduktan sonra gidebilir misiniz diye soruyor.
He wants me to ask if you can wait and go on after sunrise.
Müfettiş Lohmann hastaneleri araştırdınız mı diye soruyor.
Inspector Lohmann asks if you had the hospitals searched.
Bay Jordan, müsait misiniz diye soruyor.
Mr. Jordan wants to know if you'll see him.
Yakalanırsan bir ödül var mı diye soruyor.
He's asking if there's a reward if you get catched.
Bayan Carlisle, yemekte kaç kişiyiz, diye soruyor.
Miss Carlisle wishes to know whether there will be three for tea or just two.
Annem sınıfınızda yeni bir çocuğa yer var mı diye soruyor.
My mommy says have you room for a new boy in your class.
- Aç mısın diye soruyor.
- She asked if you're hungry.
- Ondan hoşlandın mı diye soruyor.
- She asks me if I like him.
Rheba yemek isteyen yok mu diye soruyor.
Rheba say you want something to eat, somebody?
Gömlekleriniz kolalansın mı diye soruyor.
He wants to know if you want starch in your shirts.
- Hayır, kabak ister misiniz diye soruyor. - Ah!
No, she's asking if you want some zucchini.
"Hala gitmedin mi" diye soruyor.
He says "Haven't you gone yet?"
"Bayan Peaches La Tour, benimle evlenir misiniz?" diye soruyor.
He says, "Miss Peaches La Tour, will you marry me?"
Annem gelecek haftasonu onlara gidecek miyiz diye soruyor.
Mother says, can we come down the weekend after next.
Ve dönmeye karar verdiğinde, masum bir sesle "Sizi buraya ne attı, bayım?" diye soruyor.
And when she decides to return, she asks innocently, "What brings you here, sir?"
" Hep'Babam ne zaman gelecek? 'Diye soruyor.
" He keeps asking,'When's Daddy coming home?
- Doğru mu diye soruyor.
- He wants to know if it's true.
Harvey burada mı diye soruyor.
He wants to know if Harvey's here.
Ustabaşı biraz vaktiniz var mı diye soruyor, efendim.
The foreman would appreciate a word with you, if you could spare the time, Sir.
-... evet, bu işte var mısın diye soruyor.
American, eh eh, yes, he wants to know if you go for it.
Kamalı pim defolu olabilir mi diye soruyor?
Mr. Miller will you answer the juror? He asks, might not the cotter pin have been defective?
O hayatta ve bana mutlu muyum diye soruyor?
Happy? He's alive and you ask if I'm happy?
Karısının poliçesinden ne kadar çekebilirmiş diye soruyor.
Says he wants to find out how much he can get on his wife's policy.
Sana bu ilk evliliğin mi diye soruyor.
He means, is this your first experience with marriage?
Çünkü adam tüm denizleri dolaşıyor ve her tanıştığı kadına "Altı ay sonra nerede olacaksın?" diye soruyor.
Because he sails the seven seas, and to every woman he meets, he says "Where will you be in six months?"
Doların üstündeki kartal tanrılarımızdan biri mi diye soruyor.
She's asking if the eagle on the dollar is one of our gods.
"Kalkınma nedir?" diye soruyor.
He asks, "What is progress?"
Annem vitamin haplarını alıyor musun diye soruyor.
My mother wants to know, am I taking my vitamin pills?
"Ne yapıyorsun?" diye soruyor. "Büyük bir otelim var." diyorum. Önemli kişi.
He says "What's doing?" "I got a big hotel." Big shot.
Bu, tanrılarının bir tapınağı mı, diye soruyor.
He's asking if that was a temple to their god?
O konuşan kim diye soruyor.
She wants to know who says.
Annem, öğle yemeğine bizimle katılmak ister mi, diye soruyor.
Mother's asking if you want to have lunch with us.
Neyse, Lolita'yla Kenny de gelir mi diye soruyor.
Anyhow, she wants to know if Lolita and Kenny can come.
"Bu gece yine gelecek mi?" diye soruyor.
He says, "Will it come back tonight?"
Aşçı kadın, beyefendi de öğle yemeğine kalacak mı diye soruyor. Evet Charles.
Does the gentleman stay for dinner?
Sonra kız : "Beni ısırmanın amacı nedir?" diye soruyor. Adam da : " O, ben değildim.
She said "What's the idea of you pinching me?" and he said "Well, it wasn't me."
Kararını verdin mi diye soruyor.
He asks if you have thought it over :
- "Var mı?" diye soruyor!
- "ls there?" he asks!
Başka bir şey ister misin diye soruyor.
She wants to know if you want something else.
- Annen, güzel mi diye soruyor.
- Your mother says, "Is she pretty?"
Annen, kaç yaşında diye soruyor. Ne önemi var?
Your mother says, "How old is she?" What's the difference?
Rüzgar "Ne zaman" diye soruyor Rüzgar "Yakında" diye yanıtlıyor
The wind said, "When?" The wind said, "Soon"
Yoldaşlar, bize ne hakla diye soruyor?
comrades, he's asking us by what right?
Mike, tamir etmek için mesaiye kalması gerekiyor mu diye soruyor.
Mike wants to know whether to work overtime to repair'em.
Sıraya gireceksek neden "sadece iki mi" diye soruyor?
Why does he say "just" two if we gotta get in line?
Hey Johnny, annem yumurta ister misin diye soruyor?
Hey, Johnny, Mom says do you want an egg?
İş var mı diye soruyor.
He's asking for work.
Herkes ablamın ne diye grev yaptığını soruyor.
Everybody's always asking what your sister's doing going on strike.
Buna göre, siz Sayın Lorduma soruyor, bu gördüğü tehlikeden kaçmak için, onunla birlikte derhâl atlara atlayıp son sürat kuzeye gitmek ister misiniz diye.
Therefore he sends to know your lordship's pleasure... if you will presently take horse with him... and with all speed post with him toward the north... to shun the danger that his soul divines.
"Neden?" diye soruyor.
Alec, suppose you tell him.
Çocuklar soruyor, Sıcak Dudak yatakta nasılmış diye.
A bunch of the boys asked me to ask you what Hot Lips was like in the sack.