Diğeri de translate English
2,024 parallel translation
Çıkaran annesi onu çuvala koyup denize atmak yerine onu doğuran annesi. Diğeri de... Diğeri işte.
Vagina mom is the one that actually gave birth to him as opposed to putting him in a sack and tossing him in the sea and the other one is the other one.
... ve diğeri de bir grup ıslahhane kızı.
- And a group of juvie girls.
Biri kırıntıdan diğeri de tükürükten.
One from the fragment and one from saliva.
Biri diğerinin bölgesine girdi ve diğeri de korumaya çalıştı.
While both of them thought the other had tried to threatened its territory.
Biri arabasının tekerleğinin içinde, diğeri de kaputun altında.
One in the tire well of his car and the other under the hood.
İki küçük hap, sarı olanı senin için ve diğeri de benim için.
Two little pills, the yellow one for you and another for me.
Biri Wurtz diğeri de Konrath.
One was Wurtz and second was Konrath.
Diğeri de "E-7".
The second one's e-7.
Diğeri de onunkinin.
The other was hers.
- Ehliyetlerine bakarsak... biri burada çalışan Jessica Miller, diğeri de Doug Taylor olmalı.
Judging by the driver's license, one of them's a waitress here. it says Jessica Miller, And the other one's probably Doug Taylor.
Diğeri de, N-H.
The other one says n-H.
Sonra içlerinden biri mikrofonu kaptı ve rap yapmaya başladı. Bu arada diğeri de enstrüman sesi çıkarıyordu.
One of them grabbed a mic and started rapping while the other one did the human beat box.
Demek istediğim, herkes bir sonraki kişiyle konuşuyorsa ve diğeri de sonrakiyle konuşuyorsa bu olsa olsa telefon zinciri olur. Bu bir telefon zinciri.
I mean, if each person talks to the next person, and then they talk to the next person, that's a phone Chain, that's a phone Chain.
Diğeri de, minyon tipli, kot pantolon ve siyah tişörtlü.
The other's a small build, jeans, black t-shirt.
Ya da birimiz burada bekler diğeri de devriye gezer.
Or maybe one of us could stay here While the other one patrols- - alternate? Yep, that's better.
Torunlarımız var, harika torunlar... Bir diğeri de yolda...
We have grandchildren, great-grandchildren, another one on the way...
İşte diğeri de geliyor!
Here comes another one!
diğeri de, droidin içine yerleştirdiğim güvenlik çipi.
For another, a security chip that I've placed in my droid.
Alın bakalım, biri eski sevgilime, diğeri de babacığa.
Okay, one for the ex, one for the baby daddy.
İlk ikisi dün gece yediğim çörek çubukları içindi. Diğeri de bu sabah mikrodalganın tepsisinde kalan... -... kekin üstündeki şekerlemeleri yaladığım için.
The first two were for this big honking sticky bun I ate last night, and the other one's for licking the frosting off my microwave tray this morning.
İki casus ile ilgili bir hikaye var, biri Fransız bir dük, diğeri de İtalyan Kontu.
There's this story about these two spies. A French duke and an Italian count.
Diğeri de muhtemelen eşiydi.
So the other one was probably his wife.
- Diğeri de oral seks yaparken.
- The other's cunnilingus.
- Diğeri de oral seks.
- The other is cunnilingus.
Uzun boylu ve kesin hedefleri olduğunu biliyoruz. Bir kurşun kalbe, diğeri de boyundaki artere.
One shot in the heart, the other in the carotid artery.
Bir kopya Bernardi'ye, diğeri de yargıca gidiyor.
One copy's going to Bernardy, another to the judge.
Biri bedenin ele geçirilmesinden, bir diğeri de Kutsal Ruh'tan bahsediyor.
Someone says she's possessed and someone says she's the Holy Ghost.
Bir diğeri de denizci.
Another one was a sailor.
Diğeri de elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
And another one is out there.
Diğeri de böyleydi "Ben de."
And the other guy was like, "me neither."
Şişkonun teki, noel baba gibi giyinmişti ve diğeri de saksafon çalıyordu.
Some fat dude dressed up like Santa Claus and another guy playing the sax.
Bizimki hayvan gibi asılırken diğeri de hafifçe oynuyordu ve birbirlerini seyrediyorlardı.
He was wanking, she was flicking her own bean, right in each other's face.
Dale etrafı dağıttı, diğeri de bizi yukarı çıkardı.
Dale trashed the place, And the other guy took us upstairs.
İlki hız, diğeri de zıplama için.
One for blinding speed, and another to increase flight.
Biri Amerika'da diğeri de rahibe manastırında mı?
One is in America and another in a convent?
Gerçek bilgeler, öz bilgiye ulaşanlar ve şamanlar ise ikisini de gerekli görürler, çünkü bilirler ki eğer bunlardan biri olmasaydı, diğeri de olmazdı
The original sages, adapts and shamans taught that both are necessary and one would not exist without the other.
Biri benim için, diğeri de matmazel için.
One for myself and one for the mademoiselle.
Bizi bebek bakıcısı diğeri de küçük bir melek.
One a built-in babysitter, the other a little angel.
Askerin diğeri de eceliyle ölür giderse, savaşta öldü diyoruz. Olayı biraz duygusallaştırmak için.
Another soldier dies slipping into a ditch, we call it a combat death... just to give it a meaning.
Diğeri de "All-American" takımında oynuyor.
And the other one was that All-American running back.
Artık sadece ebeveynlerim orada... İki kız kardeşim evli. Biri Delhi'de ve diğeri Dehradoon'da.
My two sister got marriage... first one is in Delhi..
Kadının zevkleri nelerdir'de diğeri.
How to pleasure a woman, for another.
Tamam biri Lois ama diğeri... Belki de hayal görmüyordu.
Lois explains one of them, but the other... maybe she's not delusional.
Elbette ikisi de diğeri neden buradaydı bilmiyordu.
Neither of them knew why the other one was there, of course.
Biri 28. Cadde'de diğeri 23. Cadde'de.
There's one on 28th and there's one on 23rd.
biri mavi, dana derisinden diğeri de kahverengi, timsah derisinden
That's right.
Kuşlardan biri menzil dışına çıkarken diğeri de suya kaçıyor.
it's the musk-oxen rut.
Bir Çin'de diğeri Meksika'da üretilmiş ama ikisi de aynı dükkandan alınmış.
One was made in China, the other in Mexico, bought from the same store.
Diğeri de polisler.
The other one's the cops.
2 Mayısta, Amerikan 2 nadide savaş gemimizi de içeren geçici denizci gücü, Japonları Coral Sea dolaylarında kıstırdı, bir Amerikan uçak gemisi battı, bir diğeri hasar aldı.
In May, 2 American naval task forces, including 2 of our precious aircraft carriers engage Japanese task force in the Coral Sea, one American carrier sunk, another damaged.
İkisine de iki el ateş edilmiş. Bir tanesi omurgaya, diğeri kafaya.
Stagg and Sando were both double-tapped, one bullet in the spine, one in the head.