Doğru söylüyorum translate English
949 parallel translation
- Doğru söylüyorum.
- lt's the truth.
Doğru söylüyorum, başka yok.
Honest. I ain't.
Doğru söylüyorum!
That's the truth!
Ama, ama, doğru söylüyorum.
Well, well, it's true anyway.
Doğru söylüyorum, ama gerçekler çok mantıksız görünüyor.
You caught me in a truth, and it seems there's nothing less logical than the truth.
- Doğru söylüyorum.
- What's this? - It's the truth
- Kes şunu! - Bu doğru. Doğru söylüyorum.
Sounds silly.
Doğru söylüyorum.
I give you my word.
Yok bir şey, elimde de yok George. Doğru söylüyorum.
I ain't got nothin in my hand, George, honest.
- Evet, doğru söylüyorum...
- Sure, I can tell you the truth.
- Haydi. Doğru söylüyorum.
I'm telling you the truth.
- Doğru söylüyorum.
- It's the truth.
Doğru söylüyorum.
It's true.
- Doğru söylüyorum.
- It's true.
İnan, doğru söylüyorum.
Believe me, it's true.
- Hayır, doğru söylüyorum.
- No, I'm on the level.
Doğru söylüyorum.
That's correct.
Doğru söylüyorum.
But it's true. I don't know.
Doğru söylüyorum, yapamam.
I tell you true, I can't do it.
Doğru söylüyorum efendim!
It's the truth, sir!
- Doğru söylüyorum.
- I'm telling the truth.
Sana doğru söylüyorum.
I'm telling you true.
Doğru söylüyorum! - Otur. Baban gitmek için hep olabilecek en kötü zamanı seçiyor.
Your father always goes away at the worst possible moment.
Doğru söylüyorum.
It's the truth. Please!
Sana, doğru söylüyorum.
I'm leveling with you.
Kesinlikle doğru söylüyorum.
Because I know I'm right.
Doğru söylüyorum.
You will.
Yeni kazandığı 20.000'i var. - Hayır. - Doğru söylüyorum.
HE'S GOT A BUSINESS WORTH 20,000.
Doğru söylüyorum.
That's the truth.
- Doğru söylüyorum Cody.
- It's the truth, Cody.
- Ama doğru söylüyorum anne.
You don't look like you went to bed
Doğru söylüyorum.
It's the honest truth.
Ama doğru söylüyorum.
Well, it's true.
Doğru söylüyorum, Tony.
It's true, Tony.
Doğru söylüyorum.
That's right.
- Hayır, doğru söylüyorum teğmenim.
- No, that's a fact, lieutenant.
Doğru söylüyorum Paul, çıkıp onu bulmalıyız!
It's true, Paul, we must get out and find him!
Eğer olanları geri alabilsem... iki kolumu da dirseğimden keserdim, doğru söylüyorum.
If I could only take it back, I'd cut off both my arms up to the elbow.
Doğru söylüyorum, değildi.
Honest, I didn't.
Doğru söylüyorum, yoktu.
Honest, I didn't.
- Doğru söylüyorum!
- Yes, I do!
- Doğru söylüyorum.
- It's the truth!
- Doğru olduğu için söylüyorum.
- I'm saying it because it's true.
Ama sizi doğru anladığıma emin olmak için söylüyorum.
But simply to be sure that I understand you correctly.
Bu sefer doğru söylüyorum.
It's the truth this time.
Yani, doğru kişilerin kulağına gidecek şekilde... çalıntı para almakla ilgilendiğimi orada burada söylüyorum.
You know, just dropping a word in the right ear... that I'm interested in picking up a few odd dollars.
Doğru söylüyorum.
I'm telling you, there must be a glitch.
- Doğru olanı sana söylüyorum.
- I'm telling you what's right.
Sana söylüyorum, Bu sefer doğru olanı bulucaz.
We'll get the right one this time, I'll tell you that.
Micah, sana kendi yolunu bulman için izin verdim, ama bu doğru değil, sana söylüyorum...
Micah, I have allowed you to take your own way but not in this, I say to you...
Doğru söylüyorum.
Honest.
söylüyorum 133
söylüyorum sana 22
söylüyorum işte 19
söylüyorum size 22
doğru 10892
dogru 95
doğru söylüyorsun 77
doğrudur 303
doğru mu 1537
doğru söyle 45
söylüyorum sana 22
söylüyorum işte 19
söylüyorum size 22
doğru 10892
dogru 95
doğru söylüyorsun 77
doğrudur 303
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187
doğru mu söylüyorsun 24
doğru mu anladım 18
doğruyu söyle 121
doğru değil 421
doğru diyorsun 34
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187
doğru mu söylüyorsun 24
doğru mu anladım 18
doğruyu söyle 121
doğru değil 421
doğru diyorsun 34