Düşündüğünüz gibi değil translate English
284 parallel translation
Hiçbirşey sizin düşündüğünüz gibi değil.
Nothing what you thought.
Hiç düşündüğünüz gibi değil. Bir...
It isn't what you think at all.
Düşündüğünüz gibi değil.
Not the kind you think.
Düşündüğünüz gibi değil.
Not the way you think.
Düşündüğünüz gibi değil... burada sadece... paramı eğleneyle harcamaya geldim... ama siz ortamı gerip... zevki kaçırıyorsunuz
It wasrt supposed to be but I have come here to have some fun with this money But you guys look so fierce that I dare not go in
Düşündüğünüz gibi değil.
It's not what you think.
Sizin düşündüğünüz gibi değil.
It's nothing to do with what you're thinking.
Düşündüğünüz gibi değil peder.
I am not what you may think father.
Onu gördüm ama düşündüğünüz gibi değil.
Okay, I have seen her, but not like you think.
Düşündüğünüz gibi değil.
That wasn't what you think.
- Düşündüğünüz gibi değil, tamam mı?
- It's not what you think, OK?
Düşündüğünüz gibi değil.
This is not what you think.
Hayır, efendim, düşündüğünüz gibi değil.
No, sir, it's not what you think.
Düşündüğünüz gibi değil.
It ain't what you think.
- Düşündüğünüz gibi değil.
Guess what? - It's not what you think.
Düşündüğünüz gibi değil..
It's not what you're thinking.
Bay Harrison, bizim neslimizin en yüksek piyasa fiyatlarının olduğunun farkında mısınız? Hayır, efendim, düşündüğünüz gibi değil.
We are in the middle of the biggest bull market our generation or any other ever witnessed.
- Düşündüğünüz gibi değil.
- It's not what you think.
Sizin düşündüğünüz gibi değil.
It's not what you think.
Düşündüğünüz gibi değil.
Wait, it's not what you think.
Kesinlikle düşündüğünüz gibi değil.
Well, it's definitely not what you're thinking.
- Oh, hayır, düşündüğünüz gibi değil.
- Oh, no, not what you think.
- Yemin ederim ki düşündüğünüz gibi değil!
- It's not what you think. I swear!
Düşündüğünüz gibi değil.
Not like you think.
Merhaba, bunun garip göründüğünü biliyorum ama düşündüğünüz gibi değil.
Hi, I know this looks weird, but it's not what you think.
Düşündüğünüz gibi değil.
It's not like that.
Hayır, düşündüğünüz gibi değil.
No, it's not what you think.
Fakat düşündüğünüz gibi değil.
But not for the reasons you would like to believe.
Ama düşündüğünüz gibi değil.
It's not what you're thinking.
Sizin düşündüğünüz gibi değil.
It's not what you think it is.
Dinleyin Bayan Tingle düşündüğünüz gibi değil.
Look, Mrs. Tingle, it is not what you think.
Bunun anlamı düşündüğünüz gibi değil dublörün düşüşünün etkisi doğrudan etkiliyor, dublör gerçekten gelmez'sell'.
This means that the audience won't feel the impact of the stuntman dropping through it, so the stunt doesn't really'sell'.
Düşündüğünüz gibi değil!
It's not what you think.
Düşündüğünüz gibi değil.
- It's not what you think. - Oh!
- Düşündüğünüz gibi değil. Gelsenize.
- It's not what you think...
Gerçekten, bu... düşündüğünüz gibi değil.
Really, i-it's... it's not what you think.
Düşündüğünüz gibi değil.
It's not like that...
Düşündüğünüz gibi değil.
It's not what...
Bu düşündüğünüz gibi bir şey değil. Bunun basit bir açıklaması var.
It's pretty easy to explain.
Aurelio sorabilirsiniz O bana burayı tarif etti ah, aurelio az önce burdaydı yukarı çıktı üst katta aurelioyla benimi gördün üzgünüm ama düşündüğünüz gibi değil burası cioti evi, Ama üst katta benimle hiçbir şey yapmıyordu
You can ask Aurelio, he accompanied me back here. Ah, Aurelio was there... I bet you two went upstairs.
Sizin düşündüğünüz gibi değil!
Oh, it's nothing like that.
Bu tam da sizin düşündüğünüz gibi doğru değil.
Well, that's not entirely true, as "you" know.
Düşündüğünüz gibi değil. İyi geceler Bayan Barboza.
It's not what you think.
Evet, ama aslında Ennis grubu yüzünden düşündüğünüz gibi biri değil.
Yes, but actually, Ennis isn't what you'd think from his band.
— Sizin düşündüğünüz gibi bir şey değil.
- It's not what you think.
- Düşündüğünüz gibi değil!
- No guys, it's not what you think
Düşündüğünüz gibi değil.
It's not what you think it is.
Yani, O düşündüğünüz gibi biri değil. Ama, Demek istediğim, Tam olarak ne demeye çalışıyorsun?
But, I mean, what do you mean, exactly?
Ama filmin yapılması kaçınılmaz gibi göründüğüne göre ben size gidip Banky'i bulmanızı ve sizin de düşündüğünüz gibi Tanrı'nın belası film çekinizi almanızı öneririm. Çünkü önemli olan bu değil mi?
But, since it appears inevitable, I recommend that you... go hunt Banky down and get your mother fucking movie check... as you succinctly put it, because that's what's important, right?
Sizin düşündüğünüz gibi bir şey değil ama bu çok eski bir hikaye.
- It's an old story...
Sizin düşündüğünüz gibi değil.
It's not coming through your head.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75