Emin misiniz translate English
6,639 parallel translation
Efendim, bunu yapmak istediğinizden emin misiniz?
Sir, are you sure you want to?
Isaac'in doğruyu söylediğinden kesinlikle emin misiniz yani?
And you're absolutely certain that Isaac was telling the truth?
Bizimle Napa'ya gelmek istemediğinize emin misiniz?
Are you sure you guys don't want to come with us to Napa?
Emin misiniz?
Are you sure?
Yapılması gerekenin bu olduğuna emin misiniz?
Are you sure that's the right move?
- Aşırı kaçmayacağına emin misiniz?
Are you sure it's not too much?
- Emin misiniz efendim?
Are you certain, Sir? Mmhmm. I am.
- Emin misiniz?
Are you sure?
Bundan emin misiniz?
Um... Are you guys sure?
- İyi olduğunuzdan emin misiniz?
You sure you're okay?
- İyi olduğunuzdan emin misiniz?
You sure you're all right?
Bunu yapmak istediğinize emin misiniz?
You're sure this is what you want to do?
- Carroll olduğundan emin misiniz?
And you're sure it was Carroll?
Dün geceki soyguna dair başka... bir şey hatırlamadığınıza emin misiniz?
Are you sure there's nothing else you remember about the night of the mugging?
Emin misiniz?
You sure?
- Bundan emin misiniz?
Are you sure about that?
- Emin misiniz, efendim?
Are you sure, sir?
Başka biri olduğuna emin misiniz?
Are you sure it's this other guy?
Bomba tehditinin gerçek olduğundan emin misiniz?
Are you sure the bomb is real?
Burada güvende olacağımıza emin misiniz?
You sure we'll be safe here?
Onu tanımadığınıza emin misiniz?
Sure you don't recognize him?
Emin misiniz?
Can you be sure?
Pekala, size cubukta et veren insanlarla düşman olmak istediğinize emin misiniz?
Okay, are you sure you want to make enemies with people who spear meat onto sharp sticks?
Gelmedi mi? Emin misiniz?
She didn come in?
Sizi görmediklerinden emin misiniz?
Are you sure they haven't made you as well?
- Emin misiniz?
Are you positive about that?
O olduğuna emin misiniz?
Pischedda? You're sure it's him?
Bay Miller : "Emin misiniz?" Bay Schmidt : "Sus Nick."
Mr Miller : "But are you sure?" Mr. Schmidt : "Shut up, Nick."
Bundan emin misiniz?
Are you sure about that?
Pas olmadığına emin misiniz?
Are you sure it wasn't rust?
Bu kadar olduğuna emin misiniz?
Are you sure that's it?
Bu hikâyeye devam etmek istediğinizden emin misiniz?
Are you sure you want to stick with that story?
- Emin misiniz?
Mm-hmm.
Sizi üzmek istemem ama bu adama güvenebileceğinizden emin misiniz?
Not to be a downer, but are you sure you can trust this guy?
Bay Wallen, hayvanı bu bölgede gördüğünüzden emin misiniz?
Mr. Wallen, are you, uh... Are you sure that you saw the animal in this area here?
Bay McCourt, Decima'yı bilmediğinizden emin misiniz?
Mr. McCourt, you're sure you have no knowledge of Decima?
İşe dönmeye hazır olduğunuzdan emin misiniz?
Are you sure you're ready to be back at work?
- Emin misiniz?
Ooh, are you sure about that?
- Emin misiniz?
You sure?
Bu adamı hiç görmediğinize emin misiniz?
And you're sure you've never seen this man?
- Kimsenin sizi görmediğinden emin misiniz?
You sure no one saw you?
Akşam yemeğinde yine Fransız tostu yemek istediğinizden emin misiniz?
Are we seriously having French toast for dinner again?
- Ona ihtiyacımız olduğundan emin misiniz?
Are you sure we need him?
Fred'in, Sasha'ya ; Jordan'ın seviştiğine inandıracağına emin misiniz?
And you think Fred can convince Sasha he's having sex with Jordan?
- Bunu yapmak istediğinizden emin misiniz?
Are you certain you know what you're doing?
Bunun iyi bir fikir olduğundan emin misiniz?
Are you sure this is a good idea?
Eğer 81 yol hakkına sahip emin misiniz?
Are you sure that 81 had the right of way?
Vincent Keller olduğuna emin misiniz?
Are you sure it was Vincent Keller.
Başının dertte olmadığına emin misiniz?
You're sure she's not in trouble?
- Emin misiniz?
You...? Are you sure?
- Bunu yapabileceğinizden emin misiniz?
- Are you sure you're up to this?