Fena değilmiş translate English
437 parallel translation
Belin fena değilmiş, dostum.
Not a bad fit, my friend.
Evet, fena değilmiş.
Yeah. It's not bad.
- Bu hiç fena değilmiş!
- It's good stuff, right enough.
Şu Perley denen adam hiç fena değilmiş.
That Perley character.... Tin star.
- Hiç fena değilmiş.
- Not bad at all.
Bu yemek hiç fena değilmiş..
You know this is not bad!
Bu gözlükler de fena değilmiş.
These dark glasses aren't bad on me.
Odanız fena değilmiş.
Hey, nice room you got here.
Böyle işe başlamak hiç de fena değilmiş!
My, what a way to go to work!
Fena değilmiş.
She's not bad.
Fena değilmiş.
Not too shabby.
Yine de fena değilmiş.
Not bad, considering.
Fena değilmiş.
Not bad.
"Gerçek sinema" için fena değilmiş.
For "cinema'verite" it wasn't bad.
Çok fena değilmiş.
That's not too bad.
Fena değilmiş.
It's not bad.
Fena değilmiş.
It doesn't sound ugly.
Şarap fena değilmiş.
Not bad, this little wine.
Fena değilmiş.
Hey, not bad.
- Pek de fena değilmiş hani.
- Not exactly down and out.
Baba'nın nişanlısı fena değilmiş.
Not bad, your father's fiancée.
Bu seferki fena değilmiş.
This one is not bad.
Hiç de fena değilmiş.
Do I need to tell him anything else?
- Fena değilmiş.
- Isn't bad.
Fena değilmiş Julian.
Not bad, Julian.
- Hiç fena değilmiş.
She's not bad.
- Bu, büyükbaba, Sophie. - Hiç de fena değilmiş.
That's granddaddy, Sophie.
- Fena değilmiş...
- Not bad...
Fena değilmiş.
That's not bad.
Fena değilmiş.
Not bad!
Hiç fena değilmiş.
Not bad at all.
Delly hiç fena değilmiş.
Delly didn't do so bad, either.
- Fena değilmiş.
- Not bad.
Bu fena değilmiş.
I kind of like this.
Fena değilmiş.
Not bad
Bu şarap hiç fena değilmiş.
You know, this isn't a bad little wine really.
Dansın da hiç fena değilmiş.
Care to come for a swim? There's a lake right over there.
Kung fu'un fena değilmiş, ayrıca cesursunda
Your kung fu is not bad, and you've got guts
Fena değilmiş
Not bad
Hiç de fena değilmiş.
This isn't bad at all.
Fena fikir değilmiş.
That's not a bad idea.
Fena bir ağız tıkacı değilmiş.
Say, that's not a bad gag.
- Fena bir şişe değilmiş.
- It's not bad for a bottle.
Fena da değilmiş.
He's doing all right, though.
Fena degilmis.
That's not bad.
Hiç de fena bir adam değilmiş.
Not bad, that admiral.
- Hiç fena değilmiş.
- Yes.
Burası o kadar fena da değilmiş.
We're quite comfortable here.
Hiç fena bir yer değilmiş.
Hey, it's not bad.
Fena ev değilmiş.
Not a bad drum.
Fena değilmiş!
Not bad.
değilmiş 21
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilsin 18
fena değildi 104
fena değil ha 24
fena sayılmaz 95
fena fikir değil 86
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilsin 18
fena değildi 104
fena değil ha 24
fena sayılmaz 95
fena fikir değil 86