Francis translate English
5,032 parallel translation
Francis nasıl? Peşinden gitmeyi düşünüyor.
He's half a mind to go after her.
- Sarhoşsun sen Francis.
~ I think you must be drunk, Francis.
Sen ve evlendiğin o arsız kadın!
You and that impudent brat you married! ~ Francis!
Francis! Verity'le o alçak arasında mektup taşısın diye kullandın onu!
~ You've been using her to carry letters between Verity and that skunk!
Onu geri çağır Francis, o senin kuzenin.
Call him back, Francis. He's your cousin.
Francis ile ilişkimizi bitirdiğimizi söyleyecek kadar, muhtemelen temelli.
Suffice it to say Francis and I have broken. Possibly for good.
- Francis'i görmeye gittim.
I went to see Francis. What the devil for?
Francis'le nasıl gitti?
How did it end with Francis?
- Ama Francis affetmeyecek.
But Francis will not.
Francis ile ilişkimiz bitti, muhtemelen temelli.
Francis and I have broken. Possibly for good.
Francis'i bir daha asla affetmem ama en kötü düşmanım bile kuşpalazına yakalansın istemezdim.
I may never forgive Francis but I would not wish the putrid throat on my worst enemy.
Francis'le barışacak mısın?
Will you make it up with Francis?
Petrov, Francis'i dinlemeyecek.
Petrov won't listen to Francis.
Francis, ne dedi?
Francis, what did he say?
2014-CR-4929 numaralı dava. Carl Francis G.'nin aleyhinde kamu davası.
Case number 2014-CR-4929, The People v. Carl Francis G.
Bu kişinin adı Francis J. Underwood'du.
His name was Francis J. Underwood.
Biraz gevşe Francis.
Relax for a minute, Francis.
Onun adı Faith değil, Francis.
Its name is not Faith, it's Francis.
Çok üzgünüm Francis.
I'm so sorry, Francis.
Francis?
Francis.
- Ben Francis Dolaryhde.
I'm Francis Dolarhyde.
İşte bundan hoşlanıyorum, Francis.
Here's what I like, Francis.
Ben Francis Dolarhyde.
I'm Francis Dolarhyde.
Şapkanı al, Francis.
Get your hat, Francis.
Francis Dolarhyde'ın yakalanmasında işbirliği yaparsan kitaplarını, çizimlerini ve tuvaletini geri alacaksın.
If you cooperate in the capture of Francis Dolarhyde, you get your books, your drawings, your toilet.
Merhaba, Francis.
Hello, Francis.
Hayatı seçmen beni çok mutlu etti, Francis.
I'm so happy you chose life, Francis.
- Doktor Francis Dulmacher.
Dr. Francis Dulmacher.
Beni Francis'e yönlendirdi.
Led me to Francis.
Francis, rica etsem bizi içeri alır mısın?
Francis, would you be so kind as to let us in?
O zaman Francis Noche'yi gerçekten seveceksin.
Well, then you'll really like Francis Noche.
- Francis.
Francis.
Teşekkür ederim Francis.
Thank you, Francis.
- Hayır, sağ ol Francis.
No, thank you, Francis.
Francis?
Francis?
Görevi bir kenara atma Francis.
Don't toss the mission aside, Francis.
Francis, düşüncelerime önem verdiğini biliyorum.
Francis, I know you value my opinion.
Gitmenin hata olduğunu söylemiştim, Francis.
I told you it was a mistake to go, Francis.
Francis, sadece içeri girip kovulduğumu söylemeni tercih ederdim.
Francis, I would've preferred if you had walked in and just told me I was fired.
Francis ve ben henüz yolun yarısındayız. Ama bahse girerim, kocalarınızı en az kendinizi bildiğiniz kadar bilirsiniz.
Well, Francis and I are only halfway there, but I bet you know your husband as well as you know yourself.
Francis Underwood'u tanırım.
Well, I know Francis Underwood.
Tabi Francis için, başkan olarak tüm odağının Amerikan ailelerinin ilerlemesine odaklanması dışında.
Except... Francis, as President... his focus is on the progress of all American families.
Francis Underwood iyi bir adamdır.
Well, Francis Underwood is a good man.
Francis J. Underwood.
Francis J. Underwood.
Francis'in benden beslendiğini düşünüyor musun?
You think Francis feeds off me?
Sen ve Francis, siz...
You and Francis, you've....
- Francis!
~ Francis!
- Francis, yeter!
~ Francis, stop!
Francis.
Francis?
Gelebilir Francis.
It's all right, Francis.
- Francis?
- Francis?