Görmek translate English
86,860 parallel translation
Sadece işlerin nasıl yürüdüğünü görmek istedim.
I just wanted to see how things... worked.
Kendi başınıza neler yapabileceğinizi görmek istiyorum.
I want to see how you operate on your own.
Kimse karanlık bir kafesteki hasta bir kızın fotoğraflarını görmek istemiyor!
No one wants to see photos of a sick girl in a dark cage!
Patron seni görmek istiyor.
Boss wants to see you.
Beni mi görmek istediniz bay G?
You wanted to see me, Mr. G?
- Yürüdüğünü görmek isterdim - Biftek parçası ♪
- ♪ I like to see you walk ♪ - ♪ Beef log ♪
O şeyleri barımda görmek istemiyorum.
Hey, hey, hey, I do not like to see that going on in my bar.
Bunu görmek isterim.
Oh-ho, I'd like to see that.
Kendinize geldiğinizi görmek çok güzel.
It's so nice to see you back on your feet.
Beni görmek istedin.
You wanted to see me.
Eğer bir yansıması baktığınızda görmek asla tek şey nedir?
What's the one thing you never see when you look in a reflection?
Onu o küçük çocuğun peşinde koşarak görmek, Bir şey tersledi.
Seeing him chase after that little buy, something just snapped.
Kimse beni görmek için orada olamayacak.
Nobody's gonna be there to see me off.
- En kötü yanı, Kimse beni görmek için orada olamayacak.
- The worst pan is, nobody's gonna be there to see me off.
Neler olduğunu görmek ister misiniz?
Do you want me to see what's what?
Sadece nasıl yaşadığınızı görmek istedim.
Well, I just wanted to see how you were.
Bununla nasıl baş ettiğini görmek ilginç olacak... Efendim.
Sure gonna be interesting to see how you handle this... sir.
- Babamı görmek istiyorum.
- I want to see my daddy.
Babamı görmek istiyorum.
I wanna see Daddy.
- Sizi görmek güzel.
- Good to see you.
Meisner'ı tekrar görmek isterim.
I wanna see Meisner again.
Ama yine de görmek istiyorum.
But I'd like to see him anyway.
Küçük kızını tekrar görmek istiyorsan, dikkatli dinle.
If you ever want to see your little girl again, listen carefully.
Ölümünden önce ve ölümünden sonra bulunduğunuz yeri belirlemeliyiz, Onu hayatta görmek için son kişi olduğun gibi görüyorsun... Onu kim öldürdü.
We have to establish where you were before and after her death, seeing as how you were the last person to see her alive... besides whoever killed her.
- Aynayı görmek istiyorum.
- I wanna see that mirror.
Wu'nun görmek istediğimiz bir şeyi var.
Wu's got something he wants us to see.
Neyin var olduğunu görmek zorunda kalıyoruz.
We need to see what's there.
Tünel görmek istiyorum.
I wanna see the tunnel.
Nick, seni ofisimde görmek istiyorum.
Hey, Nick, I need to see you in my office.
Bu sembollerin bulunduğu tünel görmek istiyorum.
I wanna see the tunnel where these symbols are.
Bu sembollerin bulunduğu tünel görmek istiyorum.
I want to see the tunnel where these symbols are.
Ve görmek istiyor, Ama Nick Renard'ı tünel göstermeyecektir Bu arkadaşıyla konuşamazsa,
And he wants to see it, but Nick won't show Renard the tunnel unless he could talk to this friend, and of course he wouldn't let him talk to this friend until he could see the tunnel.
Kaptan Poldark gibi iyi bir adamla, böyle ferahlık içinde yaşadığını görmek beni çok sevindirdi, kardeşim.
It did gladden the heart to see how'ee live now, Sister - - in such contentment and with so fine a gent as Cap'n Poldark.
- Seni görmek bana babamı hatırlattı. Ben de "Neden gidip babamın madenini ziyaret etmeyeyim?" diye düşündüm.
- Seeing you reminded me of Papa, so I thought, "Why should I not go and visit his mine?"
- Onu şimdi görmek istiyorum.
- I want to see her now.
Kendilerini nasıl ayrı tuttuklarını görmek midemi bulandırıyor. Kendilerini nasıl da üstün görüyorlar.
It disquiets me to see how they set themselves apart, as if thinking themselves superior.
Görmek ister misiniz?
Would'ee care to see it?
- Elbette görmek ister!
Of course she would!
Ayak takımı tarafından yönetilmek, sivil ve dinsel özgürlüklerin sonunu görmek demektir. Şu beyefendiler size bunu anlatacaktır.
To be governed by the mob is to see the end of civil and religious liberties, as those gentlemen would tell you.
Doğru olup olmadığını görmek için geldim.
I came to see if it were true.
Hepinizi güvende ve iyi görmek, bu kadarını umut etmeye cesaret edememiştim.
To see'ee safe and well, I never dared hope.
Agatha Hala'yı görmek için, evet.
To see Aunt Agatha, yes.
O halde Tanrı gözünü bu aşkın güzelliğini görmek için daha çok açmalı.
Then mayhap the Lord should open his eyes wider and see the beauty of the thing.
Seni görmek istiyor, o yüzden buraya seni almaya geldim.
He wants to see you, so I'm here to take you.
Hayley'i sadece bir dakikalığına görmek istedim.
I just wanted to see Hayley, just for a minute.
Ameliyatı görmek istedim.
I wanted to see the operation.
Çocuklar, bunu görmek isteyebilirsiniz.
Uh, guys, you're gonna want to see this.
Summer Hill Memorial'dan sırf beni görmek için neden geldiniz?
Why you'd move from Summer Hill Memorial to see me?
Çok fazla kan olacağı için görmek zor olacaktır.
Okay, there's gonna be lots of blood, so it'll be hard to see.
"Tanrı'yı görmek" mi?
"Saw God"?
Sizi görmek güzel.
Good to see you.