Görmeliydin translate English
1,711 parallel translation
Bana bakışlarını görmeliydin.
You should've seen the way they looked at me.
Nubia'lın hakkından geldiğimde O'nu görmeliydin Sırılsıklam ıslanmıştı!
SHOULD'VE SEEN HER WHEN I DONE THAT NUBIAN. WET AS OCTOBER!
Bakışını görmeliydin. Acayip...
You should have seen the look on her face, it was just...
Çocuklarının çığlığını duyduğunda yüzünü görmeliydin.
You should have seen his face when he heard his children scream.
- Yüzünü görmeliydin.
You should have seen his face. Yeah,
Kendim zar zor kaçabildim, korumaları halletmeyi başardım. beni görmeliydin!
I was barely able to escape myself, but I managed to take out the guards. Oh, you should have seen me!
çünkü korumaları halletmem gerekiyordu ve hallettim. Beni görmeliydin, inanılmazdım!
I took a lot of the enzyme, because I had to, because I had to take out the guards, which I did, and you should have seen me, I was amazing!
Burayı bir de dün görmeliydin.
You should have seen this place yesterday.
Kurbanın gözlerini görmeliydin.
Oh, yeah. You should have seen the victim's eyes.
Evet, sevinçten çığlık atmasını ve zıplamasını görmeliydin.
Yes and you should have seen all the squealing and jumping around!
Randevumdan bahsettiğimde, Eric'in yüzündeki ifadeyi görmeliydin..
you had to see eric's face when I told him about my date.
Tanrım, onlara haber verirken görmeliydin beni.
God, you should've seen me earlier when I called them to break the news.
Öbür adama olanları görmeliydin.
Yeah, you should see the other guy.
Beni dün akşam görmeliydin.
You should have seen me last night.
Dostum, geçen senenin hasatını görmeliydin.
Dude, you should've seen last year's crop.
Şuna bak. 7000 Dolar. Tanrım, görmeliydin.
God, You... are going to fucking LOVE me for this... 7 Grand!
Öyle inanılmazdı ki onu görmeliydin.
I mean she was so amazing. You should have seen her.
Yüzündeki ifadeyi görmeliydin.
Oh, man, you should have seen the look on your face.
Beni görmeliydin.
You should have seen me.
Beni görmeliydin. "
You should have seen me. "
Görmeliydin Dairesindeki şeyler!
You should see all the shit he has in there!
Aman Allah'ım. Riya, bunu görmeliydin.
Rhea, you should have been here...
Bugün beni görmeliydin.
You should've seen me out there today.
Kaybettim. Bir tepeden Colerado Nehri'ne atlarken kayboldu ama onu görmeliydin.
Um, well, I lost it, jumping off a cliff into the Colorado River.
Adamı görmeliydin.
You should have seen this guy.
Bugün beni işte görmeliydin.
You should have seen me at work today.
Yüzündeki ifadeyi görmeliydin.
I got us one. You should have saw your face.
Amerikalıları görmeliydin son teklifleri olan 400`ü 420`i yapıp anlaştık dediğim zaman.
You should have seen the Americans when I topped their last offer of 400 with 420.
Tedarikçilerin nasıl da yığılıp, hepsini alıp boyun eğdiklerini görmeliydin.
You see these suppliers buckling and bowing and scraping.
Onu Ana ile birlikteyken görmeliydin.
You should have seen him with this Ana.
Beni görmeliydin, etkileyiciydim.
You should have seen me, I was magical.
Otobüsün oradayken görmeliydin onu.
You should have seen him back at that bus!
Bir de onu arabada görmeliydin.
You should've heard her in the car.
Patlamadan önce nasıI koştuk, görmeliydin.
You should've seen us all runnin'for our lives before the damn thing exploded.
- Bu adamı görmeliydin.
- You should have seen this guy!
Adamın savuruşunu görmeliydin.
This guy, you should see his swing.
Dostum, yüzünü bir görmeliydin, Dean.
Oh, man, you should have seen your face, Dean.
Vaughn'un öldüğünü söylediğimde Will'in yüzünü görmeliydin.
You should've seen his face when I said Vaughn was dead.
Onu görmeliydin.
You should have seen her.
- Hikayemi nasıl beğendiğini görmeliydin.
- You see how much he liked my story.
McGee'yi görmeliydin.
You should have seen McGee.
Bu sabah ulusal meteoroloji merkezinden daha fazlasını bildiğime ikna etmeye çabalarken şehir meclisindekilerin ifadesini görmeliydin.
You should have seen the look on the face of the city council this morning when I was trying to convince them that I knew more than the national weather service. It was crazy.
Yüzünün halini bir görmeliydin.
- Oh, man, guys. - You should have seen your face.
Onu görmeliydin.
You should have seen it.
"Oh, Tanrım, şu şişko seksi fıstığı görmeliydin."
"Oh, God, you should've seen this one hot chick."
Kyle'ın seni ne kadar heyecanlandırdığını görmeliydin.
You should've seen how pumped up you got over Kyle.
Teslim ederken yüzlerindeki sırıtışı görmeliydin.
Mind you, they were giggling when they delivered.
- Ortalıkta kanı görmeliydin.
You should've seen the blood.
Bu adamı görmeliydin.
You should've seen this guy.
Boston'daki kız onu tanıdığında yüz ifadesini görmeliydin.
You should've seen the look on his face when that girl in Boston recognized him.
O çocukların nasıI canlarına okuduğumu görmeliydin.
You should have seen me whipping these kids'asses.