English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ H ] / Her neyse

Her neyse translate English

26,423 parallel translation
Güven fonlarıyla veya her neyse satın alınan üniversite diplomaları.
Degrees bought and paid for by trust funds or whatever.
Her neyse... Ben ve o şu Skype denen şeyi denedik ama ilişkinin kayıp gittiğini hissedebiliyorum. Yani şu an, dibe vurmuş vaziyetteyim.
Anyway... he and I tried to do the Skype thing, but I can just feel it slipping away, so right now, I'm just about as low as I've ever been.
Her neyse, hem acılı hem acısız yapacağım.
Anyway, I'm making spicy and mild.
Umarım kapının ardındaki her neyse bütün bunlara değer.
I just hope that whatever you got on the other side of this door is worth it.
Her neyse, bugün çok özel biriyle görüşeceğim.
Anyway, I'm going to meet someone very special today.
Mesele her neyse buraya gelip söyleyin.
Whatever the matter, tell him to come here!
Her neyse, bilmiyormuş gibi davran.
Anyway, just pretend that you dont know.
Her neyse, önce o ihtiyarı bulmam lazım.
Anyway, I need to find that old man first.
- Her neyse! Uygun biri varsa para gönder bana.
Just send the money over if there's someone available.
Her neyse.
Whatever.
Her neyse.
There's something else.
Özgürlük, her neyse.
Freedom, whatever that is.
Bana vermek istediği her neyse, istemiyorum.
Anything he wants to give me, I don't want it.
Dışarıdaki sevgiliniz ya da her neyse Şarj istasyonuna bunu asmasını istedim.
Well, your boyfriend or whatever is out there, and I wanted to go put this sign on the charging station,
Her neyse, rahatsız ettim, kusura bak...
Anyway, sorry to bother you... whoa.
Her neyse, seni arıyor, muhtemelen biliyorsun.
Anyway, he's looking for you, which you probably already know.
Her neyse, burada kendimi güvende hissetmiyorum.
Anyway, I don't feel safe here.
Gördüğünü sandığın her neyse, gerçek değildi.
Whatever it was you think you saw... it was not real.
Bak Mario, yapacak işlerim var, yani bu her neyse...
Look, Mario, I have a job to do, so whatever this is...
Her neyse, içinde zengin tembel bir adam var ve bu adam bir şarkı için evinden vazgeçebilir.
Anyway, it's filled with rich, sleazy men that'll give up their whole house for a song.
Her neyse...
Anyway...
Amenadiel'le birlikte Silver City'e dönmek istiyorlar ama orası benim evim değil. Evet, her neyse. Hiç olmadı.
Yes, well, anyway, her and Amenadiel want to get back to the Silver City, but it's not my home.
Her neyse, sanırım gidip yeniden deneyeceğim.
Anyway... I think I'll go try again.
Her neyse o artık şeytan.
Anyway, he's the Devil now?
Her neyse şu kelimelere bir bak.
Anyways, uh, looked at those words.
Her neyse büyük bir şey.
Whatever it is, it's big.
Her neyse saat Hitler'in ruhunu mu barındırıyor?
Anyways... so the watch holds Hitler's soul?
Ortam Kim Kardashian veya Justin Bieber mi her neyse ona kalıyor.
It takes a Kim Kardashian, a whatever Justin Bieber is.
Crowley Lucifer ile ilgili büyük bir haber olduğunu söyledi artık her neyse.
Crowley called, said he had some big news about Lucifer, whatever the hell that means.
Her neyse, lütfen.
Never mind. Please.
Aynen aynen, her neyse.
Yeah, yeah, whatever.
Her neyse, satacak başka şeyler arıyorum. Kurtulmak istediğiniz eşyanız var mı?
Anyway, I'm looking for other stuff to sell, you guys got anything you want to get rid of?
Tabi, her neyse.
Yeah, whatever.
Her neyse, onu aradım.
Anyway, I called him, you know the rest, so...
Yanındaki her neyse çok para vereceğim.
I'll pay a lot for whatever you got.
Her neyse, faks yazıdırlıyor ve o yazdırılana kadar da oda anahtarınızı vereyim.
Anyway, it's printing out, And while it's doing that, here's your room key.
Yapmak istediğin her neyse onu yap.
Do whatever you want to do.
Benimle olan adam, biliyorsun, her neyse. - Nasılsınız?
This is the guy I've been, you know, whatever.
Her neyse, gidelim...?
Anyway, shall we...?
Ha? Amber, Keaton, Jordan veya... Benadryl, ya da adın her neyse.
Amber or Keaton or Jordan or... or Benadryl or whatever the hell your name is.
Her neyse sonra hadi benim eve gidelim biraları orada içeriz dedi
Anyway, so he like, "Man, come on, let's go up to the house and drink'em."
Her neyse bu adamdan ne istiyorsun?
What's this guy to you anyway?
- Her neyse.
- Whatever.
Her neyse saygın biri varsa, ona fantastik bir şey vaat ettiğini bilecektir.
If he's in anyway reputable, he'll know what you're promising him is a fantasy.
Her neyse, ben gideceğim.
Anyway, I'll see myself out.
Yaptığı her neyse bundan eminim, sorun yok.
I am sure whatever you have, it's fine.
Moskova'da her neyse gerçekten önemlidir.
Whatever's in Moscow is really important.
"Bu" her neyse artık işte.
Selina, if we're gonna do this, whatever this is,
Kusacağım. Neyse, her gece bana haber vermesi gerekiyordu, ama bu gece vermedi.
She's supposed to check in every night, and she hasn't.
Her neyse.
Anyway, okay.
İlk sırada olan her neyse.
Whatever comes first.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]