Neyse ne translate English
2,842 parallel translation
Neyse ne mi?
"Whatever?"
- Bu ne demek oluyor? - Neyse ne işte.
What does that mean, huh?
Neyse ne, Şükran Günü'nde biz ne yapıyoruz?
Anyway, what are we doing for Thanksgiving now?
Neyse ne ya, başka ne seçeneğim var ki zaten?
What the hell. I mean, wh-what other choice do I have at this point?
Bu biraz uygunsuz kaçacak ama... Neyse ne!
This is gonna sound, um... okay, what the hell?
Peki, neyse ne.
Fine, whatever.
Neyse ne. Stres yüzünden böyle düşüp bayılır mı insan?
No matter what, how can someone pass out like that just due to stress?
Neyse ne... Seni ilgilendirmez.
Whatever it is, don't care about me
Neyse ne. Hepimiz, kimin spermini seçeceğini biliyoruz.
We all know whose sperm he's gonna choose.
Neyse ne.
Whatever.
Neyse ne.
Fuck it.
Neyse ne ya.
Whatever.
- Tamam neyse ne.
Yeah, whatever.
Neyse ne, ben de haklıyım, sen de haklısın.
Okay, whatever, I'm right, you're right.
- Neyse ne.
- Whatever.
Neyse ne.
Oh, what the hell.
Bak, Wichita'nın en çok kullandığı kelime ;'Neyse ne'.
Look, in the immortal words of Wichita herself, "whatever."
- Biliyorum, neyse ne.
- I know, but whatever.
Neyse ne adamım.
Man, whatever, yo.
Ve neyse ne. ben hile yapmam.
And, anyway, I don't cheat!
Neyse ne, artık çöpleri ya ateşe ya da çöp kutusuna atıyoruz.
Whatever, dude. From here on out, - all the food goes either in the fire or in the ground. -
- Her neyse, ne yapmamızı öneriyorsun?
Anyway, what are you suggesting?
Neyse. Asıl konu ; Hope, ne olursa olsun, seninle gurur duyacak.
Anyway, my point is, Hope will be proud of you no matter what you are, just the same way you're proud of your dad.
İlk şeyden sonra, her neyse, kurtulan ne varsa onları nasıl pişirileceğini bulmak görevi senin. Herkes ön bahçeye çıksın.
Sabrina, if you're gonna become a member of this family, you need a job- - you're in charge of figuring out how to cook anything that survives the initial... whatever.
- Peki, neyse ne.
Fine, whatever.
- Neyse ne mi?
"Whatever"?
- Neyse ne.
Whatever.
Çünkü şimdi ne tarafa gideceğim gibi bir durum olmuştu bir nevi, neyse işte.
Cause that was kind of where I was going to go here, anyway.
Her neyse de, ne hissettiğinizi anlıyorum.
Whatever the case is, I understand how you feel.
Neyse, şimdi kardeşinin düğün öncesi vereceği yemeği konuşmamız lazım... -... ne de olsa yine baş nedime sensin.
Anyway, we have to discuss your sister's rehearsal dinner... seeing you are a maid of honor again.
her neyse, ne için geldin?
What do you want anyway?
Neyse evet evlat, Noel için ne istersin?
Anyway. Hey, kid, what would you like for Christmas?
Neyse, ürün için isim bulmaya çalıştıklarında, 10,000 fikir atılmış ortaya ama bulamamışlar ve "ne kadar zor olduğunu anlamak için 10 tane kendiniz bulmaya çalışın" demişler.
Well, when they were trying to come up with the name for that product, they brainstormed 10,000 ideas, and they said, "Try to come up with ten of your own just to see how hard it is."
Evet, neyse bu akşam siz beylere yardımcı olabilmek için ne yapabilirim bakalım.
Well, anyway, let me see what I can do to help you gentlemen out this evening.
"Her neyse, sonunda ne yapacağımı düşündüm?"
So anyway, eventually I thought, " you know what?
Neyse, senin hikâyen ne?
Anyway what's your story?
Neyse ya, kardeşini görmeyeli ne kadar oldu?
How long since you seen your bro?
Neyse bana ne yapacaksın, ha?
What are you going to do to me, anyway, huh?
Neyse, ne diyordun sen?
What is it that you were saying?
Her neyse, bu parayı polise teslim etseydin onlar ne yapardı?
Anyway, what do you think the police themselves would do with it if you handed it in?
Her neyse, geçen yıl ne yaptıysanız işe yaramış çünkü yarışı TSAR 2.0 kazandı. Son hamle konusunda özellikle çok iyilerdi. Bilgisayar programlarının genelde bocaladığı kısım budur.
Well, anyway, whatever you did last year was working because TSAR 2.0 was the winner, and they were especially good about endgames, and that's a place where computer programs often falter.
Sorunun her neyse, baban her ne yaptıysa, bunu ben düzeltemem.
Whatever's broken in you, Cory, whatever your Dad did or didn't do, I can't fix it.
Onun derdi ne bilmiyorum. Derdi her neyse, bundan bıktım.
I don't know what's been eating him... but whatever it is, I'm sick of it.
Her neyse, yazmak olmasın da ne olursa olsun.
Well, anything's better than writing.
Neyse, onlara "Kızlar, bu kadar komik olan şey ne?" diye sordum ve Diane bana şöyle dedi :
Anyways, I asked them, I said, "Girls, what's so funny?" And Diane said to me,
Neyse ne!
Here's what's what.
Her neyse, Benden ne istiyorsunuz?
So what do you want with me?
Onu ne mutlu eden neyse beni de eder.
What's good for him is good for me.
... "Biz Harvard Üniversitesi'ne gittik." Her neyse.
We went to Harvard University. " Whatever.
Neyse, sen olsan ne yapardın?
Ow! What'd you do that for, anyway?
- Her neyse. - Ne dedi?
What's that?
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320