Neyse işte translate English
2,035 parallel translation
Neyse işte.
Whatever.
- Neyse işte
- Whatever.
Neyse işte, buraya da bunlar yüzünden gelmiş.
Anyway, she moved here to get away.
Her neyse işte.
Anyways, we have a deadline.
Neyse işte. Kum Faresi, yat şuraya.
Yes, come on.
Her neyse işte.
- Whatever. Whatever.
Neyse işte, büyükannem olaya el attı ve kötü, asabi oğlanı kanadı altına alıp bugünkü suratsız basit adam hâline getirdi.
Anyway, Gran stepped in. Took an angry, obnoxious, young boy under her wing and made me the simply unpleasant man I am today.
- Her neyse işte.
No. Anyway...
Neyse işte, yapma.
Come on, whatever.
Yani yaptığın her neyse işte.
For whatever it's worth.
Neyse işte, Nepal'e gidip fotoğraf falan çekiyordum.
So, anyway, I'm on my way to Nepal. Shooting photos.
Her neyse işte.
Whatever.
Neyse işte, Svendiyarı'nda bir deyiş vardır.
Ja, well, we have a saying back in Svenland.
Evet, öyleydi. Ya da geriye kalan neyse işte.
Yeah, it was, or what's left of him.
Adı her neyse işte.
Whatever you call it.
- Neyse işte.. tamir et onu
- Whatever you said. Anyway, fix it.
Neyse işte... Havaalanında kimi gördüm tahmin edemezsin.
So, anyways, you'll never guess who I saw at the airport.
- Neyse işte.
- Whatever.
Evet, neyse işte.
Yeah, whatever.
Neyse işte, sadece bir telefon hakkı veriyorlar size.
Anyway, they're only gonna give you one call.
Her neyse işte. Sahnedeki en güzel azize sen olacaksın.
Well, whatever it is, you're going to be the prettiest Saint on the stage.
Ya da MPD, neyse işte.
Or M.P.D. or whatever you want to call it.
Her neyse işte, Lou.
Whatever, Lou.
Neyse işte.
Mm. Whatever.
Peki, Dr. Kooth... Her neyse işte, sıra sende.
All right, Dr. Kooth- - uh, whatever it is- - you're up.
Neyse işte, snowboard ile kaymamız bitince bizim otele gidip jakuziye girdim.
Anyway, after we get done snowboarding, I go back to the lodge and get in the Jacuzzi.
Neyse işte, kız tüm kıyafetlerini çıkardı küvette yanıma atladı ve gözüme çarpan ilk şey...
Right. Anyway, she takes off all of her clothes, climbs into the hot tub, and the first thing I notice...
Ayrıca, sana belediye başkanının ofisinde iyi şanslar ya da CIA'de, her neyse işte.
And good luck at your new job at the mayor's office Or the whitney or cia or... Whatever.
Ofisinden çaldım desek daha doğru olur. Her neyse işte.
I actually stole it from his office, but whatever.
Neyse işte..
It is what it is, though.
Peki, neyse işte.
Yeah, whatever.
- Neyse işte.
- The caballos?
- Neyse işte, anlamıyorum.
- Anyway, they don't get it.
Neyse işte, sadece kimyasal anlamda yanlış kapıyı çalmadığımdan emin olmak istedim.
Anyway, I- - I- - I just want to see if I'm, you know, not barking up the wrong tree chemically speaking.
Şu an internetten bakıyorum oraya. Büyük bir depo kümes hayvanlarıyla dolu sıra sıra yüksek binalar üretim yerleri ya da adları her neyse işte...
It's a big warehouse and rows of these long, poultry buildings or hatcheries, whatever you call them.
Neyse işte, bittikten sonra yine o ışık topuna girip yok oldu.
Anyway, uh, after we finished, she jumped back in the ball of light and vanished.
Neyse işte, o kadar çok yalan söyledim ki nereden başlasam bilmiyorum.
Anyway, I told so many lies, I don't know where to start.
Neyse işte...
Never mind.
Her neyse, buradaki en önemli faktör işte bu kadın.
Anyhow, the most important factor here... is this woman.
Her neyse, biri matineye girmiş ve tam da bilirsiniz işte, taşaklarına geçirmiş.
Anyway, somebody just comes into the theater and... right into his you know, his balls.
Neyse ne işte.
Whatever.
- Neyse. Sevmedim işte.
Either, I don't like them.
Neyse, işte böyle.
Well, there you go.
Her neyse, şimdi canımı sıktın işte.
You're making me depressed. Let's go.
Neyse, geldim işte.
Anyway, here I am.
Neyse, bu kadar işte.
So that's- - That's basically it.
- Her neyse, kaçmaya devam ediyordum silahını çıkarıp lastiklere ateş edip, beni arabadan çıkardı sonra da böyle oldu işte...
- Anyway, I was gonna keep on driving, but he pulls out a gun and tries to pull me out of the goddamn car and that's when- - anyway, I managed to hit him and I got away,
Her neyse, idare ediyorum işte.
Anyway, hanging in there.
Neyse, harika işte.
Anyway, it's crazy.
Her neyse, işte burada.
Either way, it's here now.
Neyse, dedim ki her işte bir hayır vardır.
Anyway, I was thinking, everything happens for a reason.
işte 8558
iste 115
istediğim 46
ister 23
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste 115
istediğim 46
ister 23
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
işte böyle 2360
isterdim 117
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
işte böyle 2360
isterdim 117