Neyse artık translate English
1,560 parallel translation
Ya da "Ebediyen" in yetişkin versiyonu neyse artık.
Or, whatever the adult version of forever is.
Ya da somon rengi, her neyse artık.
Or salmon or whatever that is.
Halletsen iyi olur, çünkü Jumper'daki şey her neyse artık şehirde.
You'd better figure it out, because whatever was in that Jumper is now in the city.
O zaman.. Neyse artık.
Doesn't matter, I'll just...
Evet, bu harika... bahsettiğin her neyse artık.
Yeah, that's great... whatever that is.
Her neyse artık.
Whatever that is.
Onun bir işi var... neyse artık.
He's got his job at the... whatever it is.
Pekâlâ, her neyse artık.
Fine, whatever.
- Neyse artık.
Anyway...
İvedi de neyse artık?
Whatever that means.
Hepsi tek bir banyoyu paylaşıyor, o neyse artık.
Who all share a bathroom, whatever that is.
Neyse artık geri dönmeliyim.
Well, I should be getting back.
- O neyse artık.
- Whatever that is.
Madem bu işte beraberiz büyük bir hazine bulursak, ya da her neyse artık onunla ne yapacağımı biliyor musun?
I'll tell'ya since we're in this together. If we find a big treasure there, whatever it may be, You know what I'll do with it?
Nedeni her neyse artık, ben eğlenemedim.
For whatever reason, I didn't.
Her neyse artık ortalığı yıkmaya devam edemeyiz.
Anyway... We can't mess around anymore.
Neyse, bu eski bir hikâye artık.
Anyway, it's ancient history now.
Her neyse, o artık ölü herkes ondan melekmiş gibi bahsediyor.
And by the way, now she is dead, everybody talks like she's some angel.
Evet, neyse sanırım yapabileceğiniz bir şey yok artık.
Yes, I'd like to rent this copy of Garden State.
Neyse ben gideyim artık.
well... i'll be on my way.
Artık her neyse, az önce çıkartılmış gibi sanki.
Looks like whatever it is just shrugged it off.
Neyse, artık git.
Anyway, you should leave.
Evet neyse, eğer hazırsak artık yavaş yavaş tüplerimizi takalım Allah'ın izniyle dalışımızı yapalım.
Anyway, if we're ready let's put on the tanks and let's dive.
Neyse, bir şekilde başlayacağız artık.
Well, I guess we ought to get started, huh?
Artık her neyse.
Whatever that is. Here.
Her neyse, Öncel Cinayet artık geçmişte kaldı.
Anyway, Priority Homicide is now a thing of the past.
Evet, neyse, artık çok geç... Çünkü göçmen bürosu saçmalığını bırakıyorum.
Yeah, well, it's too late now because I'm pulling out of this ICE takedown.
- Neyse, artık dışarıdayım.
Well, I'm out now.
Her neyse, artık hasta değilim.
Anyways, I'm not sick anymore.
Neyse, bahçedeki bombalardan birisi eksildi artık, değil mi?
Well, there's one less bomb in the garden now, isn't there?
Çok hoşuna gidecek, artık her neyse.
You're gonna love that, whatever it is.
Oğlumla halen yapacak işlerimiz var ama neyse ki artık konuşuyoruz.
My son and i still have some work to do, but we're talking again.
Neyse, yarın görüşürüz artık.
Well, I guess I'll see you tomorrow.
- Neyse, zaten artık bunu istemiyordu. - Ne?
Yeah, she doesn't want that anymore anyways.
Neyse, söylemeye çalıştığım şey- - Artık benim için endişelenmek zorunda değilsin.
Anyway, what I'm trying to say is, uh... you don't have to worry about me anymore.
Hayır ama neyse konuyu değiştirelim artık gelinliğimi ne zaman görebileceğim?
Um, no... but, anyway, changing the subject, When do I get to see my wedding dress?
Neyse, sen git artık.
Oh, anyway, you, go!
Neyse uzun lafın kısası rahipliği bırakıyorum artık.
Anyway, long story short... I'm leaving the priesthood, pronto!
Neyse, ben artık ölüyüm.
I'm dead anyway.
Neyse, artık görebildiğin için, insanlar senden yapamayacağın şeyler bekleyecekler.
Anyway, because you can see, people gonna expect you to do things, that you can't do.
Tek tahminim eskiden kullandığı her neyse bir kulaklık ya da kendi güçleri artık yoktu.
I could only guess that whatever Buck had used in the past, whether it was an earpiece or his own powers, it was gone now.
- Neyse ne, artık benim oldu.
- Whatever it is, it's mine now.
Neyse, artık gitmeliyim.
Well, I'm gonna get going.
Her neyse, ona artık "Dazlak" olmak istemediğimi söyledim. O da beni terk etti.
Anyway, I told him that I didn't want to be a skinhead, and then he broke up with me.
Neyse, biz artık kalksak iyi olur.
Well, we should be going.
Her neyse, iki kısa ay önce Cleveland Modern Sanat Müzesini dolaşıyordum ben kaybolmuştum, şey... ama o an dünyada var olabilecek en güzel gözleri gördüm.
Anyway, uh, two short months ago... I wandered into the Cleveland Museum of Modern Art. I was, of course, lost, um, but then...
Neyse, artık çok geç.
It's too late, anyway.
Neyse ki artık Matilda...
Good thing you knew that Matilda...
Şirketteki gücün her neyse, artık o bitti.
So whatever clout you had with the Company, It's gone.
Neyse gitmem lazım, sonra görüşürüz artık.
Well, I gotta go, so I guess I'll see you later.
Tamam, Arlen Her neyse söyler misin artık?
Okay, Arlen Give what any weight?
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık çok geç 412
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık senin 35
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık senin 35
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65