Heyecanlı translate English
12,925 parallel translation
Heyecanlıyım.
I'm excited.
- Bu karnaval hakkında heyecanlıyım.
I'm excited about this carnival.
- Heyecanlıyım Richard!
- I'm excited, Richard!
Daha önce bir şeye tutkulu ve heyecanlı birini gördün mü?
Have you never seen someone who's passionate - and excited about something? - Yup.
Çok heyecanlıydı.
It was exciting.
Çok gururluyuz ve hayatının yeni dönemi hakkında çok heyecanlıyız.
Very proud and very excited with this next chapter in your life.
Bu çok heyecanlı!
This is exciting!
"Heyecanlı" mı?
"Exciting"?
Büyük fırlatma için heyecanlı mısınız?
Are you guys excited about the big launch?
Bu çok heyecanlı.
It's just exciting.
- Çok heyecanlıyım.
- It's really exciting.
Son zamanlarda bu konuda oldukça heyecanlı.
It's just been a little too gilly lately.
Gerçekten çok heyecanlı olurdu.
Oh. That would be really exciting.
bir başka için teşekkür ederiz 31'in heyecanlı yılı.
Thank you for another exciting year of 31.
Herkes oldukça heyecanlı.
We are all hugely excited.
Brahms seninle tanışacağı için çok heyecanlı, daha önce hiç Amerika'lı biriyle tanışmadı.
Brahms wants to meet so badly. He has never seen an American.
Bende çok heyecanlıyım.
I would also like to meet him.
Ne kadar heyecanlı olduğunu bilmiyorsun.
You don't know what kinda high it is.
Babam bu gece şahsen bulunamamaktan dolayı çok üzgün. Ama bu ödülü kazanmaktan dolayı çok heyecanlı... Ve en iyi dileklerini Dernek'teki herkese gönderiyor.
My father's very sorry not to be here in person tonight, but he is thrilled to be getting this award and sends his very best wishes to everyone at the Guild.
Biraz gergin, biraz da heyecanlı.
A little nervous and a little exciting.
Önündeki süreç için çok heyecanlıyım.
Pretty excited of what's gonna happen for you, bud.
Çok heyecanlı!
Exciting!
Çok heyecanlı bir şey bu.
This is so exciting.
Biraz gergin ve biraz da heyecanlı.
It makes me feel a little nervous and a little excited.
- CONNQUEST YAKINDA ÇIKIYOR Evet, şu anda çok heyecanlı bir zaman.
Yeah, well, it's a pretty exciting time right now.
Heyecanlı mısınız?
You nervous?
Heyecanlıyız.
We're excited.
Eve dönünce herkesi göreceğin için heyecanlı mısın?
Are you excited to see everyone when you get home?
Evet, sanırım heyecanlıyım.
Yeah, I guess.
İkiniz de bu konuda çok heyecanlıydınız.
You were both so excited about it.
Çok heyecanlıyız.
We're very excited.
- Claire'in gidişinden çok heyecanlıyım Bu yeni maceraya.
- I'm so excited that Claire's heading off on this new adventure.
Piyasa taklitçilerinin sıkıcı yazıları yerine farklı düşünen birisinin biraz heyecanlı bir metnini tercih ederim.
I prefer a text a bit rhapsodic by someone who thinks out of the box, - over the bland writing of marketing fiends. - They do their job.
Eski Şehir'i göreceğim için çok heyecanlıyım.
I'm excited to see Oldtown.
Çok heyecanlıyım.
I am so excited.
- Heyecanlı mısınız, Bay McMoon?
- Are you nervous, Mr McMoon?
- Sevgilim, Fledermaus çok heyecanlıydı.
- Darling, the Fledermaus was thrilling.
- Çok heyecanlıyım!
- I'm so excited!
Bu Madam Florence'i en heyecanlı ruh hallerinden birine soktu.
It put Madam Florence into one of her excited moods.
Bu film için çok heyecanlıyım.
I'm psyched for this movie, man.
Bay Shukla iki takımda gerçekten heyecanlı.
- Mr. Shukla... - both teams are really enthusiastic.
Sen birlikte yaptığımız ne varsa daha heyecanlı bir hale getiridin ve birlikte olduğumuz her an gerçekten yaşadığımı hissederdim ve...
You just have this really great way of sort of making everything really exciting and each moment always just felt so alive and...
- Heyecanlıymış, değil mi Anthony?
It's exciting, right, Anthony? Yeah.
Çok heyecanlıydım.
I was a bundle of nerves.
Çok heyecanlıydı.
Very exciting stuff.
Çok heyecanlı.
Mm-hmm. So excited.
- Farklılık ilginçtir, heyecanlıdır.
- Different is interesting, exciting.
Oğlunuzu görmek için heyecanlı olmalısınız.
You must be excited to see your son.
Sadece biraz heyecanlı, hepsi bu.
He's just... he's just a little excitable, that's all.
Çok heyecanlı.
She's excited.
- Çok heyecanlı.
So exciting.