Hiç değişmeyeceksin translate English
87 parallel translation
- Maalesef hiç değişmeyeceksin.
- I'm afraid you'll never change.
Ve hiç değişmeyeceksin.
And you will never change.
Üstelik hiç değişmeyeceksin.
And that won't change you. You already look like you've drowned.
Anne, sen hiç değişmeyeceksin.
Mother, you will never change.
- Hud, hiç değişmeyeceksin.
- You, Hud. Like always.
Hiç değişmeyeceksin, değil mi?
Oh, you don't ever change, do you?
Hiç değişmeyeceksin Jonathan.
Same old Jonathan.
Hiç değişmeyeceksin.
You'll never change.
- Hiç değişmeyeceksin Melody!
- Ah, again typically Melody!
Guillaume, hiç değişmeyeceksin.
Oh, Guillaume.
Hiç değişmeyeceksin, değil mi?
You never change, do you?
Hiç değişmeyeceksin değil mi Boyl?
You don't change, do you?
Hiç değişmeyeceksin, değil mi Dianne?
You don't ever change, do you, Dianne?
- Hiç değişmeyeceksin.
- You'll never change.
Hiç değişmeyeceksin, değil mi?
You're never going to change, are you?
Hiç değişmeyeceksin, değil mi Michael?
You never change, do you, Michael
Hiç değişmeyeceksin.
Still at it?
- Hiç değişmeyeceksin değil mi?
- You'll never change, will you?
- Sen hiç değişmeyeceksin.
Is it just lot of battered women dancing?
Hep böyleydin, hiç değişmeyeceksin.
You always have been, always will be.
- Hiç değişmeyeceksin Mike.
- You never change, Mike.
Sen hiç değişmeyeceksin.
You'll never change.
Sevgili dostum, hiç değişmeyeceksin.
Dear friend, you never change.
Sen hiç değişmeyeceksin, değil mi?
You will never change, will you?
Eh, Doka, hiç değişmeyeceksin...
Eh, you're always the same old Doka...
Hiç değişmeyeceksin değil mi?
Goddamn it, Morpheus, you ain't never gonna change.
Sen koca bencil hayvanın birisin. Ve hiç değişmeyeceksin...
You're a big selfish, reckless hoofer... and you're never gonna change.
Sen hiç değişmeyeceksin, değil mi?
You never change, do you?
- Sen hiç değişmeyeceksin.
- You're never gonna change.
Dostum, sen hiç değişmeyeceksin.
Man, you're a cheer-queer, too?
Hiç değişmeyeceksin Larry.
- Okay, there's no ultimatum. - You're never going to change, Larry.
Blenderi aldın, bütün birikimi aldın, hiç değişmeyeceksin!
You take the blender, you take our savings, you never change!
Sen hiç değişmeyeceksin ve değişmezsen ben kafayı yiycem
- Listen to me You're never gonna change Dad, and if you don't change I'm gonna lose my mind
Hiç değişmeyeceksin.
You never change.
Sen hiç değişmeyeceksin.
Don't pretend you can't remember.
Ulan Metin, hiç değişmeyeceksin ha.
You're never going to change, Metin.
Sen hiç değişmeyeceksin.
You're something else.
Hiç değişmeyeceksin.
You'll never reform.
Baba, hiç değişmeyeceksin.
Dad, you never change.
- Hiç değişmeyeceksin.
- It's always the same.
Hiç değişmeyeceksin.
You haven't changed.
Chaddi, hiç değişmeyeceksin!
Chaddi, you won't change!
Hiç değişmeyeceksin değil mi anne?
You will not change will you, mother?
Seni kaşarlanmış orospu, sen hiç değişmeyeceksin.
A piece of bitch-trash, you'll never change.
Hiç değişmeyeceksin, değil mi?
You will never change, will you?
Hiç değişmeyeceksin Milla.
It's so typical of you, Milla.
Clive, hiç değişmeyeceksin, değil mi?
Clive, you won't change, will you?
Hiç değişmeyeceksin, Shawn.
You never change, do you Shawn?
Charlie, hiç değişmeyeceksin.
Charlie, you'll never change.
Asla değişmeyeceksin, Misa. Light hakkındaki hislerinin de hiç değişmeyeceğini biliyorum.
This should all be going according to Light's plan.
Hiç bir zaman değişmeyeceksin.
You're never gonna change.
hiç de bile 279
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç denemedim 24
hiç duymadım 220
hiç de 24
hiç değil 97
hiç dert değil 31
hiç düşünmedim 35
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç denemedim 24
hiç duymadım 220
hiç de 24
hiç değil 97
hiç dert değil 31
hiç düşünmedim 35