English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ I ] / Ikisini de

Ikisini de translate English

4,647 parallel translation
ikisini de koyuyorum.
Let's play the two.
Öldürelim ikisini de!
- Kill them.
Önceden de söylediğim gibi, Stephen onu getirdiğinde ikisini de bahçeye atmakla tehdit etmiştin.
Like as I recall, when Stephen brought that thing home you threatened to pitch'em both out in the yard.
Ama bu güçlü yaratık ikisini de yere seriyor.
But this powerful creature turns the tables on them both.
- Her ikisini de sen oku o zaman. - Yaparım da.
- Why don't you read both parts?
Eğer ısıtamazlarsa, haşhaşlar içinde kalsın ve diğer haşhaş diliminin tanelerini yaban mersinli çöreğin yarısına serp sonra da iki yarımı da yarıya böl ve ikisini de çöpe at.
If they can't heat it up, then leave half the poppy seeds in and sprinkle the other half of the poppy seeds on one half of a blueberry muffin and then cut both halves in half, and throw them both away.
Eğer ısıtamasanız, haşhaşlar içinde kalsın ve diğer haşhaş diliminin tanelerini yaban mersinli çöreğin yarısına serpin sonra da iki yarımı da yarıya bölüp ikisini de çöpe atın.
If you can't heat it up, then take half the poppy seeds out and sprinkle the other half on top of the half of a blueberry muffin, cut both halves in half, and then throw them both away.
Yalan söylemeye başlarsa ikisini de boğazlarım.
If she starts to lie I will strangle them both,
Ellerimin ikisini de hissedemiyorum!
I can't feel either one of my hands!
Ertesi gün ikisini de gömüldükleri yerden çıkardık.
The next day we dug those two up.
Neden ikisini de yapamıyorum?
Why can't I have both?
Daha da iyisi arkadaşın Melanie bir tanesini öldürdü. Bana kalsa öbür ikisini de öldürebilir.
Better still, your friend Melanie's killed one of them, she can kill the other two as far as I'm concerned.
Sonra ben gelip ikisini de öldürüyorum ve kızın çarşafına lekeler sıçrıyor.
Then I just come in, and I murder-Sui everything, and then she gets stains on her sheets.
Ama ikisini de yaralamamayı başardı.
And he managed not to wound either of them.
- Getirdim zaten, ikisini de.
I did, both of them.
Her ikisini de mi?
Men? Both?
Futbol sana ikisini de veriyor.
Football gives you both.
Eğer Caruso ilişkiyi öğrenmiş olsaydı, ikisini de öldürürdü.
If Caruso got wind of the affair, he'd kill them both.
Ama teknik olarak iki kelime ve ikisini de ayrı ayrı severim.
"fingerfuck," but that's technically two words and I like each one separately.
Az bir çabayla ikisini de hemen aynı anda kaldırabilirim.
I can do them with very little effort at exactly the right time.
İkisini de mi yapıyorsun yoksa?
And you're doing them both?
- İkisini de!
- Both Of them! - Yeah!
- İkisini de yapabiliriz.
- Well, we can do both things.
İkisini de.
Both of them.
O orada ne olacağını bilmiyor, kız da kendi konuşmasını bilmiyor, İkisini de düşündüğünü biliyorum, Ama ne yapacağını bilmiyorum, hikaye, sahne, yönetmen Süper!
He doesn't know what is happening there, she doesn't know it's your sketch, though I know both, I don't know what to do, story, screenplay, direction superb!
İkisini de doldurdum.
Both of them.
- İkisini de yapmamış.
Neither.
İkisini de mi sikiyorsun, bu da deneyin bir parçası mı?
Te leaves them of the, ¿ es eso part... Experiment...?
İkisini de öldürdün, değil mi? !
You killed them both, didn't you?
İkisini de sen öldürdün!
You killed them both!
Evet, ve ne yazık ki, kurban Greer Wilson'ınla da ilgileniyordum. İkisini de tanıyorum.
Yes, and unfortunately, I am also Greer Wilson's- - the victim's--parole officer.
İkisini de al.
Take'em both.
Şu heriflerin ikisini de öldürelim.
Let's kill both those motherfuckers, all right?
İkisini de mahkememden...
Get them both out of my...
İkisini de mi?
Two of his legs?
İkisini de alabiliriz.
We can take both of them!
İkisini de öldürdüm.
I killed them both.
İkisini de vurmanızı emrediyorum!
I say you shoot both of them!
İkisini de vurun!
Shoot them!
İkisini de vur...
Shoot both of them..
Geçen gün çiftliğine gittim ve birini arka bahçede... üçünü bayırda, ikisini gölette, birini de çatıda gördüm.
I went to your farm the other day, and I saw one in the backyard, three way up on the ridge, two in the pond, and one on the roof.
İkisini de paketleyeyim mi?
Shall I pack them both?
İkisini de vurdu.
He shot them both.
İkisini de özlüyorum.
I miss them both.
İkisini de sallıyorlar.
They're waving both their hands.
İkisini de seçmem.
I wouldn't do either.
- İkisini de. - Tamamdır.
- Uh, both.
İkisini de istiyorum.
I'll take both.
- İkisini de pişirmeye ne dersiniz?
Why don't we do both?
Bu da Emma'nın Ibiza'da onu alması için uçması ve benim de Napoli'de ikisini karşılamam gerektiği anlamına geliyor.
It means that Emma's got to fly to pick him up in Ibiza, and I've got to meet them both in Naples.
İkisini de tanıyordum.
I knew both of them.
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
dean 111
detroit 189
dennis 260
dell 45
delia 49
değil mi 44479
ders 21

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]