Inan bilmiyorum translate English
384 parallel translation
Noriko o çocukta nasıl kusur bulabilir, inan bilmiyorum.
I really don't see how Noriko could find fault with him.
Seni niye seviyorum inan bilmiyorum, Brennan
Well, I sure don't know why I like you, Brennan.
Pete kardeşi Edgar ile kavga etti, ancak sebebi neydi inan bilmiyorum.
Pete had a fight with his brother Edgar, but I don't know what it was about.
Jean beni artık korumuyordu, ve inan bilmiyorum... bu durum, bu istek bana bir şeyler yaptırdı...
Jean wasn't keeping me anymore, and I don't know... suddenly I just got this urge to take something, anything.
Sensiz nasıl başardığımı inan bilmiyorum.
I don't even know how I got through the performance without you.
Devamını inan bilmiyorum. Bildiğim herşeyi anlattım.
I know it's not much to go on, but it's all I've got.
Bunu nasıl bildin inan bilmiyorum.
How you knew that, I don't know.
Amacın ne, bilmiyorum ama Dr. Laughton'la çalıştığına kesinlikle inanıyorum.
I don't know what you're up to but I believe you were definitely working with Dr. Laughton.
Ne söyleyeceğimi inanın bilmiyorum.
1 scarcely know what to say.'
Fakat inanın, ben bir şey bilmiyorum, hiçbir şey.
But I don't know anything I tell you, nothing!
Nasıl olduğunu inan hiç bilmiyorum.
I never knew anything about it.
Ne söylediğimi mi bilmiyorum? İnan bana biliyorum ne söylediğimi.
Because I don't know what I'm saying?
inan bana, Aline... şimdiden ziyade ileride kraliçe benim isteklerim yönünde emirlerde bulunabilir... fakat ne kadar bir zaman alacağını bilmiyorum.
Believe me, Aline... Her Majesty may have commanded my interests then... but now, after, how long is it?
Bunun son yolculuğumuz olacağına inanıyor mu bilmiyorum.
I don't know if he believes this will be our final journey.
Nedenini bilmiyorum, ama inanıyorum.
I don't know why, but I do believe in them.
İnanın bana hanımefendi, hakkında hiçbir şey bilmiyorum tek bildiğim bununla yaşadığı.
Believe me, Madame, I know nothing about him... except that he lives by this.
Başınıza gelecekler konusunda hiçbir şey bilmiyorum ama o elbisenin kıymetini biliyorum, inan bana.
I know of nothing that's gonna happen to you... but I do appreciate the dress, believe me.
Sana inanmamı neden istiyorsun bilmiyorum, ama sana inanıyorum.
I don't know why you want me to believe you, but I believe you.
Valizinde bir kafa olduğuna gerçekten inanıyor musun? Bilmiyorum.
Would you think there really was a head in her suitcase?
Tabii ki, inan ne düşüneceğimi bilmiyorum.
No, of course not. I don't know what I could be thinking of.
İnanıp inanmadıklarını bilmiyorum, ama ben tanrı tarafından gönderildim.
I don't know if they believed it, but I was sent by God.
Bu inanılır gibi değil. Sizi çok az tanıyorum... Doğrusu, sizin hakkınızda hiçbir şey bilmiyorum.
Unbelievable, I hardly know you.
Bilmiyorum Bay Nazerman. Ama siz inanıyorsunuz.
I don't know, Mr. Nazerman.
İnanın bilmiyorum.
I really don't.
- İnan, ben de bilmiyorum Stanley.
Not me, Stanley. Believe me.
- Oh tanrım, Madam, inanın size söylediğimden daha fazlasını bilmiyorum.
On my soul, Madame, I know no more than I have told you.
Seni hapishaneye tıkmanın mı yoksa.. ... serbest bırakıp başka birilerini tutuklamanın mı doğru olduğunu inan ben bile bilmiyorum.
I don't even know whether I've the right to put you in jail let alone go out and arrest somebody else.
İnan bana Loco, ben hiçbir şey bilmiyorum.
Believe me, Tigrero, I know nothing.
- İnan bilmiyorum. - Dinle, korktuğunu biliyorum ama...
- I know you're afraid, but we have to...
İnan bana, neler döndüğünü bilmiyorum, eğer tekrar ararsan...
Believe me, I don't know what's happening, if you call back...
Seni nasıl ikna ettiler. Bu iş karşılığında sana ne verecekller bilmiyorum ama, inan bana, ne verseler az.
I don't know how much they're paying you but you gotta believe me, it ain't enough.
Bilmiyorum efendim ama burada olanlar inanılmaz bir durum.
I don't know sir, but it's, it's quite incredible.
İnan bana, ne yapacağımı bilmiyorum.
believe me, I don't know what to do.
Gerçekten bilmiyorum, inan bana!
I don't know, I really don't know
Dale, inan bana Kim oraya koydu bilmiyorum!
Oh, Dale, believe me... I have no idea how they got there!
Şu Irving denen adamın neyi vardı, bilmiyorum, fakat, inanın bana, o rolü oynama tarzın...
I don't know what that fella Irving had, but, believe me, the way you took that part...
İnanın, efendim, daha fazlasını bilmiyorum.
Honest, sir, I just don't know any more than that.
Bilmiyorum fakat inan bana... sen sadece kağıt üstündeki bir isimsin... oturma planı üstündeki bir fotoğraf, hepsi bu.
I don't know, but believe me... you're just a name on a piece of paper... a picture on a seating chart, and that's all.
- İnan bana kim olduğunu bilmiyorum.
- I know nothing about it.
... bir sorunun içinde olduğuna inanıyorum tehlikenin içinde ama ne çeşit bir tehlike bilmiyorum. ... ve ne kadarı uydurma, emin değilim.
I believe you're in trouble... danger... but I don't know what kind, and I'm not sure how much of it is made up.
Neye inanıp inanmayacağımı bilmiyorum.
I don't know what to believe or not to believe.
Eğer topluluktan birinin terörist olduğuna inanıyorsan... bunu muhbirine sor, çünkü ben bilmiyorum.
If you're curious if someone in the commune is a terrorist, ask your informer, because I don't know.
Bunun hakkında konuşmaya nasıl başlayacağımı bile bilmiyorum ama bilirsin işte, Orta Çağ'da bugünkü bildiğimiz şekliye bilimsel düşünce oluşmadan önce insanlar her şeye inanırlardı.
I mean, I don't even know how to begin talking about this... but you know, in the Middle Ages... before the arrival of scientific thinking as we know it today... well, people could believe anything.
Kutsal ruhun gerçek olup olmadığını bilmiyorum ama sen de bu işi yapıyorsun..... ve bu yüzden bana kutsal hayaleti anlatırsan, sana inanırım.
Des, I don't know the Holy Ghost for a fact, but you're in the Holy Ghost business, so you tell me about the Holy Ghost, I believe you.
Bay Finch, ya da adınız neyse, gerçek hikayenizi bilmiyorum ve inanın bana anlatmanızı da istemiyorum ama bu akşam bizi eğlendirdiğiniz için size çok teşekkür ederim.
Mr Finch, whatever, I don't know what your real story is, and the last thing I want is for you to tell me, but I wanna thank you for entertaining us.
Kuzen Larry, ne istediğini inan ki bilmiyorum.
Cousin Larry, I don't know what you want.
İnan bilmiyorum Michaelangelo.
i really don't know, Michelangelo.
Buna inanır mısın bilmiyorum ama ben son derece aklı başında bir kadınım.
I'm a perfectly sane woman.
İnan bilmiyorum.
I don't know.
Nereye gideceğini inan ki hiç bilmiyorum.
I don't know where it's gonna go.
Dünyanın buna değeceğini bilmiyorum ama o kız ölmeye değeceğine inanıyor, ve babam da inanmıştı.
I don't know if the world's worth it but that girl thinks it's worth dying for, and so did my father.
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum efendim 100
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum işte 23
inan bana 1447
inan ki 19
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum efendim 100
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum işte 23
inan bana 1447
inan ki 19