English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ I ] / Istedim

Istedim translate English

49,623 parallel translation
Bakın, ondan bunlardan uzak durmasını istedim.
See, I wanted her to stay out of all of this.
Yok, hep olsun istedim ama ben hukukla evliyim, hem insan kitaplardan çocuk da yapamıyor haksız mıyım?
No, I always hoped I would, but I'm married to the law, and you can't very well have book babies... now, can you?
"Yatak" derken, "birden çok yatak" demek istedim elbette.
I meant "bed" as in "more than one bed," obviously.
Buraya doğru gelirken tutamadığımız sözlerimize yönelik ne gibi bir tavır aldığını öğrenip meseleyi çözmek istedim. Jack Rackham'ın ve hala kayıp olan zulanın teslim edilmesini meselesini.
I wanted to be certain that our account with him was squared, that we ought to expect no return by his fleet, considering there were promises made to him that remain unfulfilled... to deliver the still missing cache and Jack Rackham.
Bunu bilmeni istedim.
I wanted you to know that.
- "Genç zihinleri şekillendirmek" istedim.
- I wanted to teach, "shape young minds."
Kizsin istedim, bunalima girsin, ortaliği yaksin yiksin.
I wanted her to get angry, to feel depressed, to have a fit.
Sizin kale gibi korunan gök sarayiniza uğradim çünkü bir hediye birakmak istedim, hiç olmamasindansa geç olsun.
Look, I was passing by your fortified sky palace because I want to drop off a gift, a better-late-than-never wedding present.
Blakey, seni tanıştıran ben olmak istedim.
Blakey, I wanted to be the first to introduce you.
Kızsın istedim, bunalıma girsin, ortalığı yaksın yıksın.
I wanted her to get angry, to feel depressed, to have a fit.
Sizin kale gibi korunan gök sarayınıza uğradım çünkü bir hediye bırakmak istedim, hiç olmamasındansa geç olsun.
Look, I was passing by your fortified sky palace because I want to drop off a gift, a better-late-than-never wedding present.
Çalışmasını izlemek istedim o yüzden çalışıyor.
He doesn't. But I wanted to see him run, so he ran.
Yardım istedim.
I have reached out.
Basit bir soru sormak için sizi görmek istedim.
I wanted to see you... to ask you a simple question.
Sadece sana ait bir şey istedim.
I just wanted something that was yours.
Birkaç soru sordum Ev hakkında sormak istedim.
I had a couple of questions I wanted to ask about the house.
Sana söylemek istedim Bir sorunumuz olabilir.
I meant to tell you, we may have a problem.
Ben sadece Penelope'un geri dönmesini istedim.
I just want Penelope back.
Seni onunla konuşturmak istedim ama telefona cevap vermedin.
I wanted you to talk to him but you never answered my calls. You are too much!
Şey demek istedim...
I, uh... I just...
Sana bir şey göstermek istedim.
I wanted to show you something.
Tiyatro oyuncusu olmayı her şeyden çok istedim ama hiç seçilmedim. Babam sürekli kimsenin seçmeyeceğini ve başka bir iş bakmam gerektiğini söyledi.
I wanted to be a stage actor more than anything, but I never got cast, and my dad kept telling me that no one was going to cast me and I needed another job.
Uğrayıp kurabiye vermek istedim.
I just came by and brought some cookies.
Sadece bunları almanı istedim.
I only wanted you to have these.
İkinizle de rakip olmaktan çok mutlu olduğumu söylemek ve başarılar dilemek istedim.
Just wanted you to know that I really appreciate having both of you as my competition and I wish you guys both the best.
Dr. Brennan güvende, bu yüzden... ben sadece... onu kendi gözlerimle görmek istedim.
Dr. Brennan's safe, so... I just... ( Saroyan sighs ) I needed to see him with my own eyes.
Dr. Brennan, size kuklacının bodrumunda bulduğumuz kemik parçacıklarını teşhis ettiğimi bildirmek istedim.
Dr. Brennan, I wanted to let you know that I've identified the bone shards we found in the puppeteer's basement.
Zack'in ne yaptığına bakmak istedim.
I wanted to see how Zack was doing.
Bunları bir an önce size vermek istedim.
I wanted you to have these as soon as possible.
Sen özel olduğunu söylediğin için Cody'nin sorun çözmesini görmek istedim.
I wanted to know how Cody deals with problems since you thought he was special.
Mark güvenlikte çalıştığı için ondan yardım istedim.
Since Mark worked in security, I asked him for advice.
Güvenlik geçmişi vesilesiyle Mark Costley'ye gittim ben de ve ondan yardım istedim.
I went to Mark Costley because of his background in security and asked for his advice.
Sadece durmasını istedim.
I just wanted it to stop.
Ona bir ders vermek istedim.
Ijust wanted to teach him a lesson.
Senin güvende hissetmeni istedim.
I wanted you to feel safe.
Evet, aramak istedim.
Yeah, I wanted to call.
O anda, onun gitmesini istedim anlaşmanın ortadan kalkmasını istedim, sırf sana sahip olabilmek için.
In that moment, I wanted him to go away, the whole agreement, and just have you.
Sadece size kendimi tanıtıp muhite hoş geldiniz demek istedim.
Thought I'd introduce myself and welcome you to the neighborhood.
Sana telefonda bütün bilgileri anlatabilirdim ama teşekkür etmek istedim.
I could've just told you all that information on the phone but what I wanted to do was thank you.
Özel olsun istedim.
I wanted it to be special.
Ama ben beslenme ve diyabetin rolüyle ilgili gerçek bir uzmanla görüşmek istedim
But, I wanted to talk with an actual expert on the role of diet and diabetes.
Birçok osteoartrit'i olan ve acı çeken Jane Chapman'ı takip etmek istedim ve diyetini değiştirdikten birkaç hafta sonra gördüklerime inanamadım.
I wanted to follow up with Jane Chapman who had been suffering from severe osteoarthritis, and I could not believe what I saw after only a few weeks of fasting and changing her diet.
Ameliyat olmaktan ve tiroidimi alınması yerine alternatif metotları ve tedavileri seçmek istedim çünkü ameliyat sonsuza kadar ilaç kullanmaktı.
I decided that I wanted to try alternative methods and treatments rather than have surgery and have my thyroid removed, which meant I'd be on medication forever, and I didn't want that.
Gençlik Bakanı'ndan çocukların Dostluk Salonu'nda şarkı söylemelerini istedim.
I told him to have the kids choir sing in the fellowship hall.
Dışişleri Bakanlığı'nı istedim, seni değil.
I wanted the state department, not you.
Sadece, telefonunuzu kimin hacklediğini bulduğumu söylemek istedim.
I figured out who was hacking your phone.
Vizitten önceki son 10 dakikam, sana bir selam vermek istedim.
I have 10 minutes before my rounds, so I thought I would sneak you a-these.
Sadece üzgün olduğumu söylemek istedim.
I just wanted to say I'm sorry.
Sanırım sonunda seninle yüz yüze gelmek istedim. Çünkü doğru olduğuna inanmak istemedim - Senin Wes'e bunu yaptığına.
I guess I just wanted to look you in the eye finally'cause I haven't wanted to believe that it's true that you did... that you did that to Wes.
Sadece duyar duymaz aramak istedim.
I just called the minute I heard.
Sadece benim için yaptığın şeyi unutmadığımı bilmeni istedim.
Asher.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]