Istedim ki translate English
1,251 parallel translation
Ben istedim ki- -
I wanted you to p- -
Bilmeni istedim ki artık neden görüşemeyeceğimizi anlayasın.
I wanted you to know so you would understand... why I can't see you anymore.
Seni öyle çok istedim ki!
I wanted you so badly!
Marge'ın parçaları bir bataklığın üstünde dağılmış. Bense evde, Bensonhurst'da dev ekran televizyonumuzun test örneğini çözmeye çalışıyordum. Tekrar içmeyi, öyle çok istedim ki.
Marge is... scattered in bits over some swamp... and I'm home in Bensonhurst trying to make sense of the test pattern on our giant TV... wanting so bad to drink again,
Gitmeyi öyle çok istedim ki.
I just wanted to leave so, so bad.
Çocuklar, demek istedim ki hepinizin avukatı olmasını ve başvurduğunuz hukuki yolları tamamen anlayışla karşılıyorum.
Kids, what I meant to say is that I fully condone you all having lawyers and support your legal recourses in every way.
- Ben sadece demek istedim ki biz bir aileyiz ve bir ailede...
I just meant we were like family, and in a family...
Şey, "sözünü etmeye gerek bile yok" derken, demek istedim ki... sözünü edebilirsin.
Well, when I say "Don't mention it." I mean you can mention it.
Sen gitmeden önce bilmeni istedim ki üzgünüm.
I just wanted to tell you before you left... I'm sorry.
Demek istedim ki yaslanacak bir omza ihtiyacın olursa, arkadaşlarından birine git. Mesela Shelley'e.
What I meant was if you need a shoulder to cry on, go to one of your friends, like Shelley.
Ben - Ben istedim ki...
I-I wanted- -
Sadece söylemek istedim ki...
I just wanted to...
Şey aslında, demek istedim ki, görüşleriniz bizi memnun etti
No, I mean please be lenient to us in what you say
Bu köpeği öldürmeyi o kadar çok istedim ki.
And I wanted so bad... to kill this dog.
Demek istedim ki bütün gece Pacey'de sevişiyor muydun yoksa doğum kontrol işlerine yatak odan dışında mı devam ediyorsun.
It meant either you were at Pacey's having sex all night or you've started your own birth control business out of your bedroom.
Tamam. Ben sadece... Size demek istedim ki filmleriniz, görüntüleriniz beni gerçekten çok etkiledi.
Okay. I just- - l- - l wanted to tell you that your movie- - Your pictures really had an impact on me.
Ama.. ama ben yıldızları görmeyi öyle çok istedim ki.
But... But I just wanted so desperately to see the stars.
Ne zaman seni kontrol etmek istedim ki?
When have I even tried to control you?
- Hayır, demek istedim ki...
- No, I meant...
- General demek istedim ki... Emirleri çiğnediğimizin farkında değildik, tam olarak çiğnemeden önce.
- My point is, General,..... that we were defying orders didn't occur to us until we were actually... defying.
Hayır, ben demek istedim ki, alyansını göremedim.
No, I just meant I didn't notice a wedding band. - Oh.
Demek istedim ki ben...
I do mean that I...
Ben hastaneydim ve istedim ki...
I'm at the hospital...
Demek istedim ki onları uyutan ben değilim.
No, I meant I'm not the one who actually puts them to sleep.
Ben sadece istedim ki... Hâlâ...
I just wanted- - I still....
Sana demek istedim ki.......
I wanted to tell you, that...
O masaya oturmayı o kadar istedim ki. Tüm o kumpasa rağmen.
I wanted to sit at that table so bad, regardless of the edge.
O kadar çok istedim ki her şeyi yapmaya hazırdım.
I wanted it so bad, I was willing to do anything.
O kadar çok istedim ki kendi yalanıma inanmaya başladım.
I wanted it so much I started to believe my own lie.
Yani... demek istedim ki... o sadece...
I mean... he just...
Sana özel olarak söylemek istedim ki ; ... ne zaman hapishanedeki TV odasında oturup futbol izlersen, aklına hep ben geleceğim tabii arkadaşlarım da.
I just wanted to tell you personally... so that every time you're in that prison TV room... watching football, you'll think about me... and my boys.
Çok istedim, ama hiç zamanım olmadı ki.
I meant to. I just don't have time.
Molly, partinin tartışmasız en güzel kızı olduğundan korkarım ki rahatsız edileceksin o yüzden kuzenim Charles'dan senin yanında kalmasını ve seni korumasını istedim.
Now, Molly, as you are far and away the prettiest girl of the party, I'm afraid you might be pestered, so I've detailed my cousin Charles to act as your sheepdog and stand guard over you.
Daha önce hiç olmadığı kadar güzel ve masum bir şekilde önümde duruyordu ve onu daha önce hiç istemediğim kadar istedim ama, bilmiyorum, büyük bir parçam onu istese de bir o kadar büyük bir parçam biliyordu ki bu bizim için doğru bir zaman değildi.
She was standing before me as innocent and as beautiful as ever and I wanted her just as much as I ever have but, I don't know, as large a part of me wanted her there's a part of me just as large that knows that now is not the right time for us.
Emin olmak istedim. İyi ki istemişim.
I wanted to be safe and I'm glad I was.
Diyelim ki, sizin biraz terlemenizi izlemek istedim.
Well, let's just say I wanted to see you guys sweat a little.
O kadar korkmuştum ki Lana'dan yardım istedim.
I was so terrified and nervous I asked Lana to read the results.
Karınızın sorunları demek istedim, tabii ki.
Your wife's, I mean, of course.
Aylardır zamanımı, düşüncelerinin içine giden bir yol bulmak için harcadım. Benim halkıma bu zulümleri nasıl yapabildiklerini anlamayı istedim. İnanıyorum ki ; bir çift faktör bir çok şeyi açıklıyor.
When the government says it's permissible to deny Jews their rights and then says it's imperative to kill these inferior people they comply.
İstedim ki... İsterim ki... Kokunuzu seviyorum.
I wanted to... I want to... I love your smell.
Ki bu yüzden Peter'dan karıma gözkulak olmada yardım istedim.
Which is why I asked Peter to help me look after her.
Sadece olanlar için özür dilemek istedim ve bilmeni isterim ki... eğer oyunda olabilirsem... çok büyük heyecan ve onur duyarım...
I just wanted to apologize for everything, and I wanted to let you know... that I am absolutely thrilled... and I'd be honored if I could do the play....
Bilmiyorum ki, Sanki biraz.. ... değişiklik istedim veya biraz spontane takılmak istedim.
Oh, I don't know, you know, I just... wanted to change things a little or something- -
Hayatından çıkmak istedim Ama anladım ki bu doğru bir şey değil.
I wanted to disappear from your life but I've understood it's not right.
Tabii ki istedim.
Of course I did.
Bana o kadar kötü baktı ki, masanın altına saklanmak istedim, kusacağını düşündüm.
He stared at me so hard, I wanted to hide under the table, I thought he'd puke.
Hafif zırhlı araçlar ve AC-130 Spectre helikopterleri istedim ama Washington'un bir bildiği olmalı ki bunu reddettiler.
Now, I had requested light armor and AC-130 Spectre gunships but Washington, in all its wisdom, decided against this.
Ben de hasta bir çocuktum ve her zaman bir çocuğum olsun istedim. Ama ne yazık ki bu mümkün olmadı.
I was a very sickly child myself... and I always wanted kids of my own but...
İstedim ki kendisi itiraf etsin. Etmedi, bir de bana katakulle yapmaya kalktı.
I wanted her to confess but instead she started playing games.
- İyi ki ayarladın, çünkü bunu senden ben istedim ve bunu ayarladığın için çok mutluyum.
You arranged it because I asked, and I'm glad you did. You are?
"Ne yazık ki" demek istedim. Kelime oyunu yaptım.
It's, like, darn,'cause it's a play on DAR.