English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ I ] / Içeri gireyim

Içeri gireyim translate English

334 parallel translation
Sakın içeri gireyim deme.
And stay out.
Yarın sandığı dışarı çıkarın da ben içeri gireyim.
Tomorrow you can take the trunk out and I'll go in.
- Bırakın içeri gireyim.
Let me go in there!
Doktor Edelmann, bırakın içeri gireyim.
Dr. Edelmann, let me in!
Irene, bırak içeri gireyim.
Irene, let me in.
Bırak içeri gireyim.
Let me in. Let me in.
Sakın içeri gireyim deme.
Don't you dare come in.
- Lütfen içeri gireyim.
- Please, let me in. No!
Yalvarırım içeri gireyim.
Let me go in there. Can't you hear them yelling?
Bırak içeri gireyim, içeri gireyim.
- Let me in. Let me in. - [Doorknob Rattling]
Acele içeri gireyim, arkadaşlarım bekliyor.
I must hurry in.
Kapı kilitli değildi ve kimse cevap vermeyince içeri gireyim dedim.
The door wasn't locked... and when no one answered I just came in.
Sorun ne? Bırak da içeri gireyim.
What's the matter?
Artık içeri gireyim, Ben.
I'd better go in, Ben.
Lütfen, izin verin içeri gireyim.
Let me come in.
"Bu, kapımın önünde içeri gireyim diye yalvaran geç kalmış bir konuk."
" Some late visitor entreating entrance at my chamber door.
Judy, bırak içeri gireyim!
Judy, let me in!
- Lütfen, içeri gireyim. - Hayır.
- Please, let me in.
Diana, lütfen içeri gireyim.
Oh, please, Diana, let me in.
Frank, bırak da içeri gireyim.
Frank, let me in, will you?
Bırakın içeri gireyim.
( Fading ) Let me in.
- Dan, beni koru içeri gireyim.
- Dan, cover me and let me go in first.
En iyisi içeri gireyim.
I'd better go in.
Koman, içeri gireyim.
Koman, let me in.
Hayır, ama bırak da içeri gireyim.
No, but let me in.
Lütfen hanımefendi, içeri gireyim.
Please, ma'am, let me come in.
Evet, içeri gireyim.
Yes, I want in.
Bırak içeri gireyim.
Let me in.
Oh, lütfen, içeri gireyim, babacım!
Oh, please, let me in, daddy!
Bırakın içeri gireyim!
Let me in! What's the matter?
Lütfen bırak içeri gireyim!
Please let me in!
Bırak içeri gireyim!
Let me inside!
Bırak da içeri gireyim, lütfen!
For god's sake!
Bırak içeri gireyim, hadi.
Hey, let me in. Come on.
- Hadi ama, içeri gireyim.
- Come on. Let me in.
- Aç şu kapıyı hadi, içeri gireyim.
- Come on, open the door. Let me in.
- İçeri gireyim.
- Let me in.
İçeri gireyim!
Let me in!
İçeri gireyim.
Let me in.
- Orası hiç belli olmaz. - İçeri gireyim.
- You never can tell if someone's around.
Madem beni kapınıza getirttiniz içeri de gireyim bari.
And since you're twisting my arm, I'll come in.
- İçeri gireyim.
- Why don't I just go on in?
İçeri gireyim bari.
Think I'll check in.
- Niçin içeri girip beklemiyorsunuz? - Gireyim.
Would you like to wait inside?
İçeri gireyim.
Let me get in here.
İçeri gireyim Kathy.
Let me in.
- İçeri gireyim mi? - Hayır.
- You want me to go in?
İçeri gireyim!
Open up! Let me in!
Bırak gireyim içeri.
Let me in.
Bırak gireyim içeri, seni inatçı katır!
Let me in, you stubborn mule!
İçeri seninle birlikte giremem. Sen burada bekle ben tek başıma gireyim.
If you could both- - lf you could just wait here and let me walk in by myself, that's all.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]