English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ K ] / Kalabilirim

Kalabilirim translate English

1,689 parallel translation
Elijah'nın yerini almayı denerse, Royce'la kalabilirim.
If he tries for Elijah's seat, I might stay with Royce.
Biliyorsun, evimden atıldım ve bir süre burada kalabilirim diye düşündüm.
Oh, you know, I lost my apartment. And I figured I'd crash here a while.
Eğer istersen seninle kalabilirim.
I can stick around, if you want.
- Cumartesiye kadar kalabilirim.
- I can stay until Saturday.
- İstersen seninle kalabilirim.
I mean, I could stay with you if you want.
- İstersen seninle kalabilirim.
I mean, I could stay with you, if you want.
Ve sonra belki de burda kalabilirim.
And then maybe I can stay here.
Suçumu bile belirtmeden, masumiyetimi ispatlamamda ısrar eden biriyle nasıl arkadaş kalabilirim?
How can I be friends with someone who demands I prove my innocence without stating my crime?
Başka bir hemşire bulabilirsen eğer, şafağa kadar onunla birlikte kalabilirim.
Look, if you wanna go, I can stay until, uh, just before dawn and if you can get another nurse.
Burada sonsuza kadar kalabilirim.
I could spend an eternity in here.
İzin verirseniz, bütün gün yanında kalabilirim.
I'll stay with her today, if that's okay.
Bir sonraki el oyunda kalabilirim.
I'll still be around to play the next hand.
yapamasam bile çok evrimleşmiş bir insan olarak kalabilirim.
Well, even if I don ’ t, so I stay a highly-evolved human.
İyi ki hiç işim yok çünkü burada bütün gün kalabilirim.
Good thing I don't have a job because I could stay here all day.
Bak, istersen, sende kalabilirim tabi ki kanepede.
Well, look, if you want, I can stay over. on the couch, of course.
Bak, eğer istersen sende kalabilirim kanepede tabi ki. Etrafı kollarım.
Look, if you want, I could stay over... on the couch, of course... and keep an eye on things.
Bu tip bir ameliyatta, daima bir enfeksiyon riski vardır, eğer kemik tehlikeye atılırsa- - falan, falan, falan... masada ölüp kalabilirim.
And with surgery of this kind, there's always risk of an infection if the bone is compromised- - blah, blah, blah, I could die on the table.
- Tabi ki kalabilirim.
SURE I CAN.
- Eğer gitmen gerekiyorsa, bu... - Hayır, sorun değil, kalabilirim.
IF YOU NEED TO TAKE OFF, THAT'S- - NO, IT'S FINE.
Komşumu köpeğimi dışarı çıkarmaya ikna edebilirsem biraz daha burada kalabilirim.
You know, I think I might be able to hang out for a while, if I can get my neighbor to let the dog out.
Eğer tekrar ışınlanırsam herhangi bir yerde kalabilirim.
If I teleport again I could end up anywhere.
Düşündüm ki belki burada kalabilirim.
So I was thinking maybe I could crash here.
Çocuklarımızla konuşmak zorunda kalabilirim.
I may be forced to speak to our children.
Ama yalnızca bir bıçağım var ve günlerce kalabilirim burada.
But I only have a knife can come and stay here for days.
Oraya vardığımızda seni kucağıma oturtmak zorunda kalabilirim.
I might put you on my lap while we drive out there.
Böylece giderler ve ben de bu şekilde kalabilirim.
Then they can leave and I can stay as I am.
Düşündüm de, burada kalabilirim, sen ile Marian -
You know, I was thinking, I might stay here when you and Marian are, you know...
İşe geç kalabilirim.
I CAN BE LATE FOR WORK.
Çünkü eğer çıkıyorsan, ondan kurtulmak zorunda kalabilirim.
Because If You Were, I'd Have To Seriously Think About Getting Rid Of Him. Murder?
Bilemiyorum. Ben kalabilirim. Sen git.
I don't know... why don't I stay and you go?
Burada kalabilirim.
i can't stay here.
Ayrıca bikini düğmelerini kimyasal bir test için gelip almak zorunda kalabilirim.
Oh, and I might have to come back for your bikini bottoms to use as a baseline for a chemical test.
Burada seninle nasıl kalabilirim?
How can I stay here with you?
Gece geç kalabilirim.
I'll probably be a little late tonight.
Dört yataklı bir odamız daha var ancak birisini daha sizin odaya vermek zorunda kalabilirim.
We've also got a room with four beds, but I might have to put someone else in with you.
Sen gittiğine göre ben kalabilirim.
You're leaving so I may as well stay.
Tamam, yani burada kalabilirim.
Okay, so I can stay.
Burada kalabilirim diye, düşünmüştüm.
Well, I thought I would just stay here.
İsterseniz dışarıda kalabilirim.
I can sleep out in the back If you need.
Bütün öğleden sonra burada kalabilirim.
I can stay here all afternoon.
Gece orada kalabilirim.
I may be staying the night.
Kizim, üzerimde bu kiyafetle, günde iki vardiya çalisirken nasil hamile kalabilirim?
girl, now how am i gonna be pregnant wearing this outfit two shifts a day?
Julie arkadaşlarımda.Kalabilirim.
Julie's with my folks. I can stay.
Hatta ben size borçlu kalabilirim doktor hanım.
I might even owe you one... Doctor.
- Ben Ducky'yle kalabilirim.
I could stay here with Ducky.
Kullanmak zorunda kalabilirim.
Might have to.
- İstersen kalabilirim. - Hayır.
- I can stay if you want.
Ama daha ne kadar uyanık kalabilirim bilmiyorum.
I don't think I can stay awake very much longer.
Mümkün olursa ama geç kalabilirim.
If I can make it. But I won't be done till late.
Kalabilirim.
I can stay.
Ben kalabilirim.
- I can stay.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]