Kalabilirsin translate English
3,286 parallel translation
Gelecekte, yönetmenin devam etmeni istediği ve diğer insanların gürültü yaptığı bir ortamda çalışmak zorunda kalabilirsin.
In the future, you may be in a situation Where they're unable to stop Or where the director wants them to continue.
Çünkü günün birinde burada üşümüş, aç ve silahın olmadan tek başına kalabilirsin.
Because one day, you'll be out here alone, cold, starving, no weapons.
Kalçama batırmak zorunda kalabilirsin.
You may have to jam it in my thigh.
Evlat mı? Burada kalabilirsin.
Son, you can stay.
Carter, kiralık odada kalabilirsin.
Carter, you can keep the rental.
Biliyorsun burda da kalabilirsin, Mylene.
You know you can stay here, Mylene.
Şey, hayır, burada kalabilirsin en azından rahibeler senin için daha uygun bir yer buluncaya kadar.
Well, no, you can stay here until the nuns find the right place for you.
- Kalabilirsin, ama olay mahallimin dışında.
And you can stay, just not inside my crime scene.
Partiden sonra istersen uğrayıp, onun yanında kalabilirsin.
If you would stop off after your party, sit beside her.
Bir yer bulana kadar burada kalabilirsin.
You can stay here until you find a place.
Gidebilirsin de. Ya da kalabilirsin.
You can go, too.
İstersen kızgın kalabilirsin ya da eve geçip kaldığımız yerden devam ederiz, sen seç.
So, look, you can either stay mad or we can head home and pick up where we left off.
Buzdan tamuna geri çekilip, ebedi işkenceye katlanmak zorunda kalabilirsin.
You might be thrown back into the icy abyss to endure endless torture.
İstediğin kadar kalabilirsin.
You can stay as long as you want.
Arkadaşın gelene kadar kalabilirsin.
You can stay until your friend gets here.
- Hayatta kalabilirsin.
You can survive this.
Kendini toparlayana kadar burada kalabilirsin.
You can stay here until you get yourself back on your feet.
Kendini toparlayana kadar burada kalabilirsin.
You can stay here until you get your feet back under you.
Benimle kalabilirsin.
You can stay with me.
Amelia, ilaç ya da herhangi bir müdehale olmadan, 20 hatta 30 saat daha bu şekilde kalabilirsin.
Amelia, you understand that without any drugs, any intervention, you... You could be in labor for another 20, even 30 hours?
İstediğin kadar kalabilirsin.
Like, stay as long as you want.
İsterseniz burada kalabilirsin.
You guys can stay here if you want.
İstersen teknede kalabilirsin.
Well, you're welcome to stay on the boat.
Dinle, bizim evimiz senin evin ne yapacağına karar verene kadar çocuğunla istediğin kadar kalabilirsin.
Listen, our house is yours, you can stay here with the kid, until you decide what to do.
Ya da gelip benimle de kalabilirsin.
Or you're welcome to stay with me.
İstediğin kadar kalabilirsin.
You can stay as long as you like.
Onun çalıştığı günler gelip kalabilirsin.
You can have his study when you come and stay.
Şimdi, gerekiyorsa, bir süreliğine bende kalabilirsin.
Now, if you need to, you can move in with me for a while.
Eğer gidecek bir yerin yoksa herzaman bende kalabilirsin.
Well, if you have nowhere to go... you can always stay with me.
İstediğin kadar kalabilirsin bu arada.
You can stay as long as you like, though.
Burada istediğin kadar kalabilirsin.
You can stay as long as you like.
İstersen bende kalabilirsin.
You can come to my place if you want.
Burada yalnız kalabilirsin, değil mi?
You can stay here alone, right?
Hastayekn tek başına nasıl kalabilirsin?
How can you stay alone when you're sick?
Bugün olanlar hakkında ağzını açmazsan kalabilirsin.
If you are not going to say anything about today, you can stay.
Biraz eski tarz falandır ama istediğin kadar kalabilirsin.
It's definitely a little old-world, but... It's yours, for as long as you need it.
Hatta minnettar bile kalabilirsin.
You might even be grateful.
Ayrıca benim evimde de istediğin kadar kalabilirsin. - Sağ ol.
And you are totally welcome to stay with me as long as you want.
Hayır, ama dedemin şüphelinin gözünü korkutacağından endişelenmek durumunda kalabilirsin.
No, but you might have to worry about Gramps intimidating the perp.
Parkta kalabilirsin!
You can stay at the park!
Bende kalabilirsin ama çok dağınık.
You can stay at my home but it's far too messy.
Ben burada kalacağım ve sen de şehirde kalabilirsin.
I'm going to stay here at the summer house and you can live in the city.
- Kalabilirsin
– You can stay.
Sen kalabilirsin.
You can stay.
Noel zamanı itfaiye istasyonunda kalırsan dul kalabilirsin.
Christmas Time at Fire Station. Might Get Divorce.
Diz çökmek zorunda kalabilirsin.
You gotta kneel.
- Burada kalabilirsin.
You can sleep here.
Gerçekçi ol. Ancak o zaman hayatta kalabilirsin.
Survival.
Sadece insan kanı içerek hayatta kalabilirsin.
You can only live by drinking human blood.
Çünkü karşındaki Tantra'ya uygun, sen de yerlisin sen daha iyi bilirsin dese bile, her halükarda hamile kalabilirsin.
and you know better, you're just going to end up pregnant anyways.
Yani kalabilirsin.
So... y... you can stay.