Karar verildi translate English
1,007 parallel translation
Tamam, millet, karar verildi, devam ediyoruz.
Well folks, that settles it, we're goin'through.
O zaman karar verildi.
Then it's settled?
Karar verildi.
It's taken care of.
Herkes seni istiyor. Yani, karar verildi.
Everyone's asking you So, that's settled
Karar verildi, evet.
It's all settled, yes
Jüriyle aynı fikirde olmadığınızı biliyorum ama adil bir karar verildi.
I know you don't hold with the verdict of the jury, but it was fair.
Nesfi müdafa olduğuna karar verildi.
It was self-defense just as they said,
Pekala, beyler, karar verildi, öyleyse.
Well, gentlemen, that's settled, then.
- Karar verildi.
- So ordered.
Karar verildi.
Motion carried.
O zaman karar verildi.
So it's decided.
O halde karar verildi, değil mi?
Everything's fine then?
Dürüst olursak, oy çoğunluğuyla, bir süreliğine okuldan uzaklaştırılmana karar verildi.
To be fair to the majority, the school decided to suspend you for a while.
- Gecikmeli bir karar verildi.
- There was a delayed decision.
Üzgünüm ama karar verildi.
I'm sorry, but the decision's been made.
Terfi etmene karar verildi, Lee.
You're coming up for promotion, Lee.
O halde karar verildi.
It's settled, then.
Mahkemeye çıkmadan önce suçunuzun kanıtlarıyla yüzleştirilmenize karar verildi. Tek çarenin suçunuzu kabul ederek devletin affına sığınmak olduğunu göresiniz diye.
It has been decided to confront you with some evidence of your guilt before you are brought to trial so that you may see that the only course is to appeal to the mercy of the government by pleading guilty.
Savaşa karar verildi mi?
Then it's been decided that we'll fight?
Karar verildi.
It's decided.
Aslında ben bir matador giysisi ile görünecektim, ancak, son dakikada, bunun televizyon izleyicisinin henüz hazır olmadığı bir görüntü olduğuna karar verildi.
Originally I was to have appeared in the skintight pants of a matador, however, at the last moment, it was decided that this was a sight for which the television audience was not yet ready.
Üye olmanız gerektiğine karar verildi.
It was agreed that you should become a member.
- Karar verildi, kalıyor.
- That settles it. She stays.
Buna dün karar verildi.
They just decided that yesterday.
Tamam o zaman, karar verildi, onlara istifamızı veriyoruz.
- So we're really quitting? - Don't get cold feet.
Oh, biliyorum, biliyorum pekala benim iş ile ilgili kararım ne olacak dediğimde, bana sizin lehinize karar verildi diye söylememişmiydi.
Oh, i know, i know. All right, what about my promotion, then? Didn't it tell me, "it has been decided in your favor"?
Ve buna karar verildi, çünkü Büyük Walter bunu isterdi.
And that much is decided,'cause Big Walter would have wanted that.
Karar verildi.
It's been decided.
Öyleyse karar verildi.
Then it's decided.
Rahip gibi giyinmene karar verildi Daha sonra karmaşada kaçmana yardımcı olsun diye.
It's been decided that you will be dressed as a priest to help you get away in the pandemonium afterwards.
Söz konusu suçlarla ilgili karar verildi.
The traitors have been sentenced.
- Evet, karar verildi.
- Yes, it's settled.
Evet, karar verildi.
Yes, it's settled.
Hadisedeki ağır tahrik göz önüne alınarak 51. madde mucibince üçte iki nispetinde tenzil suretiyle cezasının 8 seneye indirilmesine sanıklardan Osman Kocabaş'ın suçu sabit olmadığından beraatına karar verildi.
But since the crime was committed following a provocation, the sentence will be reduced by two thirds : eight years. The defendant Osman Kocabas was found not guilty and has been acquitted.
Karar verildi.
That settles it.
Karar verildi sayılır. Baş kütüphaneci olacaksınız.
Don't tell stories.
Karar verildi, Lucila.
It has been decided, Lucilla.
Şef soruşturmacı Tarron'un raporana dayanarak mahkûm Ian Chesterton'un cinayetin zanlısı olduğuna ve infaz edilmesine karar verildi.
Our decision on the report of Chief Enquirer Tarron is that the prisoner Ian Chesterton is guilty of murder and that his sentence is death.
Karar verildi.
It is ordered.
Tamam, karar verildi.
Okay, that's settled.
Tüm bunlara karar verildi. Hepsi içimde.
All that is decided. lt's inside of me.
Sizin yaşam formunuzu taşıyan bir İlk Federasyon gezegeninde sizi idare etmeme karar verildi.
It has been decided that I will conduct you to a planet of the First Federation which is capable of sustaining your life form.
Kararım verildi. - Kesin mi?
- I tell you, I've made up my mind.
Karar çoktan verildi.
The verdict is already indicated.
Karar verildi, balık avına gidiyorum.
Doesn't matter.
Karar ikinci günün sonunda mı verildi?
Was the verdict passed at the end of the second day?
14'ünde boşanma kararı verildi.
It came through on the 14th.
"Çocuk Hırsızına İdam Kararı Verildi"
"Kidnapper Gets Death Sentence"
Üç gün önce evliliğim için bir boşanma kararı verildi.
Three days ago I got the annulment for my marriage.
Her şeye karar verildi.
And we're all going to be very happy.
Paris'e gitme kararı verildi ve üçümüz bu kararın sorumluluğunu üstleneceğiz.
The decision has been made to go into Paris, and the three of us hold the responsibility for that decision.
verildi 28
karar 43
karar ver 40
karar senin 85
karar verdiniz mi 21
karar verdin mi 17
karar verdim 47
karar sizin 30
karar veremiyorum 28
kararımı verdim 141
karar 43
karar ver 40
karar senin 85
karar verdiniz mi 21
karar verdin mi 17
karar verdim 47
karar sizin 30
karar veremiyorum 28
kararımı verdim 141