Kimse değil translate English
3,645 parallel translation
Kimse değil.
- I-it's not what you- - - oof!
- Kimse değil.
No-one.
Fabian, cevap O. Başka kimse değil.
Fabian, it's Him. No one else.
Kimse değil.
He's no one.
- Hiç, kimse değil.
- Nothing, no-one.
Bekle, kimse ölmek zorunda değil.
I have to kill either you or Roger.
Kimse bana lâyık değil.
Nobody's ever good enough.
Sen ne söylersen söyle kimse seni ciddiye almaz nasıl olsa değil mi?
They're not exactly going to come running to you lot, are they?
Ya da bunu hiçbirimiz yapmadı ve kimse sorumluluk almak zorunda değil.
Or... none of us did it, and none of us are gonna take responsibility.
Kimse parti yapacak durumda degil.
No one feels much like a party.
Gay olman kimse için sorun değil.
I don't know. FREDDIE : No one cares about the gay thing.
Evet ama kimse görmedi, değil mi?
Yeah, but nobody did, you know?
Peki, tahmin edeyim. Kimse bir şey görmedi değil mi?
All right, let me guess, none of you saw anything, huh?
Yasa önünde hiç kimse eşit değil.
There is no equality before the law.
Kimse yaralanmamış değil mi?
No-one's injured?
Kimse içeri girmeyecek, değil mi?
No one gets in, right?
Onlar da bilmeyebilir, değil mi? Kanserin nasıl işlediğini kimse bilmiyor. Mesele bu ya.
- They do not know everything, huh.
Kimse ısınmadı değil mi? Güzel.
And did nobody warm up?
Kimse bu adama senin kadar yakın değil. Adamın evinde yaşıyorsun,
No one, and I mean no one, is closer to this guy than you are- - you live in his house, for crying out loud.
Hayattan kaçabileceğini düşünüyorsun ve muhtemelen başka birinin yapabileceğini ama kimse senin gibi değil, Bennet Drake.
You think you can hide from life and perhaps another man might... but not a man such as you, Bennet Drake.
Kimse burada değil yani?
So no one's here tonight, huh?
Kimse aç veya susuz değil ; bayrak yarışı yapmak isteyen de yok!
Nobody's hungry or thirsty or wants to run a relay race!
Geceleri okulda kimse olmuyor değil mi?
There's no one in the school at night, is there?
Bu saatte kimse olmamalı, değil mi?
There can't be anyone there this late, right?
Benden başka kimse farkında değil galiba Bay Elliot'ı tutuklamak ya da serbest bırakmak zorundayız.
Am I the only person here who understands that we can't hold Mr. Elliot much longer without arresting him?
Kimse deli değil kimse de bir eve gitmiyor.
Nobody's crazy, and nobody's going in a home.
Bulunduğu yeri kimse bilmiyor değil mi?
Nobody knows of its location?
Kimse benimle konuştuğunuzu bilmek zorunda değil.
No one has to know that you talked to me.
- Sizi kimse rahatsız etmedi, değil mi?
No one has bothered you, huh? No.
Burada kimse yok, değil mi?
Wasn't... Wasn't someone here?
Kral mezarı değil ya, kimse mezarı kazmaz.
It's not a king's tomb, no one will dig it up.
Bay Kan Gölü her kimse, parmak izleri AFIS'te kayıtlı değil. Sabıkası yok diye tahmin ediyorum.
Whoever this Mr. blood is, his prints didn't turn up in AFIS, so I'm guessing no criminal record.
Kimse bilmek zorunda değil.
No one has to know.
Yasa önünde kimse eşit değil.
There is no equality before the law.
Biri değil Hiç Kimse.
Not someone. No-one.
Bu, güçlü bir olasılıktır ancak koyarak değil Bu kelimeleri garanti hiç kimse o, beyaz veya siyah, hiç onları okuyacaktır.
That is a strong possibility, but not putting those words down guarantees that no man, white or black, will ever read them.
O gece konusunda kimse suçlu değil.
No one is really guilty for that night.
- Kimse beni duymadı, değil mi?
Nobody heard me, did they?
Peki, sorun değil. Ama başka kimse yok mu?
Yeah, well, that's fine, but anyone else?
Kimse de bunu istemez, değil mi?
And no one wants that, do they?
Dan, ne duyduğunu bilmiyorum ya da kimden duyduğunu, ama kimse serbest değil.
Dan, I don't know what you've heard or who you've heard it from, but nobody is at large.
O dışarıdayken, kimse güvende değil.
No one is safe as long as she's out there.
İki dakikalığına çağrı cihazımıza bakmasak kimse ölmez, değil mi?
No one's gonna die if we don't answer our pagers - for two minutes, right? - Right.
Pankreasla uğraşmanın iyi olmadığını kimse söylemedi ama görünen o ki durumu hâlâ stabil değil.
Nobody said it wasn't good to deal with the pancreas, but he is still clearly unstable.
Kimse önemsiz değil Ward.
Nobody's nobody, Ward.
Yani kimse göremiyor diye bu gerçek değil mi demek?
Because no one else can see him, that means he isn't real?
Kimse o kadar yakında değil.
No one's close enough.
Hiç kimse için kolay değil.
Nobody's got it easy.
Kimse o kadar zeki değil.
Nobody's the wiser.
Kimse izinli değil.
Nobody's taking the day off.
Güvende değil, bu lanet evde kimse güvende değil.
Nobody is safe in this fucking house.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56