Konuştu translate English
4,663 parallel translation
Nedenle bu o görüldüğü son yer telefonda dün gece, konuştu Finn buradaydı.
That doesn't make any sense. Finn was here when we spoke on the phone last night, so this is the last place she was seen.
Bunu başka biriyle konuştu mu?
Has he talked about this with anybody else?
Üzgünüm, Başkomiser açık konuştu.
I'm sorry, captain was clear.
O zaman federallerle konuşmadıysa kimle konuştu?
So, she isn't talking to the Feds, who's that guy?
- O kadarda konuştu durdu ya.
- All that talk.
Seul aksanıyla konuştu. 1 saat önce gelip bir çift mutfak eldiveni aldı.
She speaks with a Seoul accent. She came here to buy a pair of kitchen gloves an hour ago.
Bıdı bıdı bıdı bıdı durmadan konuştu. Çenecinin teki oldu.
She just talked on and on nonstop ever since and has been a chatterbox.
Bu lavuk az önce benimle gayriresmi bir şekilde mi konuştu?
That bastard... Did he just lower his formalities with me?
Kim konuştu?
- Who's speaking?
"Kim konuştu?"
"Who said that?"
Eskiden konuştuğu gibi konuştu ama seninle ilgili hiçbir şey yoktu.
He spoke with some of the words he's used before, but it wasn't aimed at you.
O çok fazla konuştu baba.
He spoke too much, papa.
Gerçeği konuştu.
He spoke the truth.
Dr. Fielding sonuçlar üzerinde sizinle hiç konuştu mu?
Has Dr. Fielding gone over the results with you?
O 8 gün içinde, karısıyla uzun uzun konuştu kardeşiyle son bir kez kahverengi kâğıt torbada öğle yemeği yedi ve oğluyla remide hile yaptı.
In that eight days, he had long talks with his wife... shared one last brown bag lunch with his brother... and cheated his son at gin rummy.
- Konuştu.
- It speaks.
Uzmanımız konuştu.
The expert has spoken.
Onlar benimle konuştu.
They talked to me.
Clancy Glenn hiç Mickey'nin takıldığı kızlardan biri hakkında konuştu mu? Shasta isminde bir kız.
Hey, Glance... did Glen ever mention one of Mickey's ladies... who goes by the name of Shasta?
- Reis konuştu.
The man has spoken.
Marsden sizinle birlikte kaldığında hiç benim veya Lily'nin hakkında konuştu mu?
When Marsden stayed with you guys... did he ever talk about me or Lilly?
Bilmiyorum. Bilmece gibi konuştu.
I don't know, she spoke in riddles.
Peki bunu kiminle konuştu?
Who else did he tell?
Sence neden öyle konuştu?
Why do you think he said that?
- Yaradan seninle konuştu mu?
Did He speak to you? I think so.
- Konuştu mu?
- Has she spoken?
- İngilizce konuştu.
- It was English.
Olurlu konuştu işe yarayabilir gibi
He sounded like, really positive, like... like it could work.
Seninle aktris hakkında konuştu mu? Kim?
- Did she talk to you about the actress?
Roger, Antarktika yapısı hakkındaki tüm kitaptan konuştu.
Roger went through an entire book about Antarctic pattern.
Seninle hiç bu şekilde konuştu mu?
Has he talked to you like that, or has he...?
Bizden küçük bir grup bir araya geldi ve konuştu.
A small group of us would get together and talk.
- Konuştu zaten.
He made contact all right.
Konuştu mu?
Any word?
Bu yoğunluğu, Ben konuştu.
This is the intensity, I spoke of.
Sabahtan beri 9 dilden fazla konuştu.
He's spoken over nine languages since morning.
Su onlarla derin, ciddi bir sesle konuştu.
The water spoke to him in a deep, serious voice.
Amcan işin hakkında saçma sapan konuştu.
That was a dick thing for your uncle to say about your job.
İngilizce mi konuştu?
He speaks in English?
Benimle konuştu ve bana bir gün herkesin seni tanıyacağını söyledi..... ve hiçbir şey hem de hiçbir şey, seninle boy ölçüşemeyecek.
He spoke to me and said one day, everybody gonna know your name. And ain't nothing, nothing can touch you.
Gazeteye kim konuştu?
Who talked to the paper?
Evimden beni aradı ve benle telefonda konuştu.
She called me at my house and got me on the phone.
Ama şahin olmaz. Bu konuda oldukça açık konuştu.
The man couldn't have been any clearer.
Dün kardeşin, yazın yapılacak baskınları konuştu.
Yesterday your brother spoke of the summer's raid.
Viziteye çıktığımız ilk gün pratisyenler hakkında çok kötü konuştu. Gerçek doktorların neşter kullandığını söyledi rektal termometre değil.
Ah, well, first day of rounds, he's trash-talking G.P.s, saying that a real doctor uses a scalpel...
Aynı annesi gibi konuştu.
Oh, god, she sounds just like her mother.
Çok uzun konuştu.
He talked for a really long time.
Herkes ne konuştu?
What say all?
Ve konuştu.
And he spoke.
Ya gerçek bir hayalet var, az önce bizimle konuştu ya da bilinçaltımız bunun olmasını öyle çok istedi ki, bastırılmış, mahvolmuş kısımlarımız bunun ortaya çıkmasını sağladı.
One :... A ghost, a literal ghost, just talked with us. Or two :...
O'Connell konustu ve kizim öldü!
And then O'Connell has talked. And now my daughter is dead!
konuştuk 50
konuştum 61
konuştun mu 21
konuştun 22
konuştuğumuz gibi 33
konuştu mu 24
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuştum 61
konuştun mu 21
konuştun 22
konuştuğumuz gibi 33
konuştu mu 24
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuşsana 113
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuşsana 113