Kuzeyden translate English
601 parallel translation
Eğer Alaska'nın bir enkesitini çizmek istersem, kuzeyden gelirim kara boyunca, volkanları geçer ve azar azar dikleşip, derinleşerek iner ve sonra da deniz bir okyanus yatağına gelirim. İşte böyle.
So if I draw a cross-section of Alaska, I come from the north, through the land, across the volcano and down gradually steeper and deeper, then down into a deep ocean trench... like this.
Ya dağlara kuzeyden gidersek.
What if we take the mountains to the north.
- Kuzeyden geliyor efendim, Everytown'dan.
- He comes from the north, sir, from Everytown.
Kuzeyden az bulunan ve değerli bir şey getiriyor.
He's bringing something rare and precious from the North.
Bir hafta ya da en azından Kuzeyden gelen gemi gelene kadar.
Only one more week, or at least until the northbound boat arrives.
Kuzeyden bildiriyorum, Cape Ross bildiriyor, büyük bir buz parçalandı — 9
In a report from the far north, Cape Ross reports heavy slop ice from — 9
- Kuzeyden.
- From the north.
- Bir grup Japon kuzeyden yaklaştı.
- Jap transports landed up north.
Ve aynı demiryolu kuzeyden buralara bir sürü... yeni göçmeni de getirecek. Buna ne dersin? Onlar da oy vermeye başlayacak vergilerimiz onlara gidecek.
And that same railway will ship... a lot of emigrants from up north down here... and they'll start in voting and putting in taxes.
Yılın bu zamanında kuzeyden gelen rüzgar... sert estiğinde, çölün altı üstüne gelir!
Big winds from the north this time of year... when they blow hard, this desert country stands right up on its hind legs!
- ben kuzeyden.
- I shall take care of the north.
- Kuzeyden.
- Northerly.
Bu gece General Galba kuzeyden geliyor! Ordunuz ayağa kalkmıştır!
Tonight general Galba marches from the north, your army has risen.
Bizzat Doktor Carrington'dan, kuzeyden tuhaf bir mesaj aldım.
Just got a queer message from your picnic party up north, from Dr. Carrington himself.
Ve bahar geldiğinde, Kuzeyden yapılacak saldırı hazırlığı güneyden olacak.
And when the spring comes, instead of the North mounting an offensive it'll be the South.
Huerta, Pancho Villa'nın desteği ile kuzeyden ve sen General, güneyden bastırınca - Diaz çöktü.
Huerta pushed from the North with Pancho Villa, you, the South why, Diaz crumbled.
Hayvan sesleri kuzeyden geliyor.
The bellowing come from the north.
Kasım'da, nükleer serpintilerin... kuzeyden gelebileceğine dair bir haber okumuş... ve inşaatı durdurmuştur.
In November, after reading in a newspaper that fallout would come from the north, he halted construction.
Seni kuzeyden sürükleyen şey nedir?
What makes you drift north?
Ben fırtınalı bir günde doğdum ve kuzeyden geldim babam bir dağ aslanıydı.
I was born of a whirlwind and came out of the north and my father was a mountain lion.
Kuzeyden. Paris'ten!
She's from the north.
Yüce Tanrının üzerine yemin ederim Macar Milletini düşmanlara karşı koruyacağım. Doğudan, güneyden, batıdan veya kuzeyden gelse de...
I swear before God Almighty... to protect Hungary from its enemies... if they come from north, south, east or west.
Kuzeyden gelmiş.
He came from the north.
Kuzeyden tırmanmak için yanlarına çok fazla teçhizat almışlardı.
They were carrying too much gear to go up that side.
Yüce Tanrının üzerine yemin ederim Macar Milletini düşmanlara karşı koruyacağım. Doğudan, güneyden, batıdan veya kuzeyden gelse de...
And herewith I swear by God, the Almighty, to protect the Hungarian Nation against all enemies, coming from the east, the south, the west, or the north.
O zaman hapisten adam kaçırmayada engel ol, kuzeyden gelen sürü sahiplerini gözle bakalım.
And if you don't hold with jailbreaks, watch the north road for the cattlemen.
Doğudan ve batıdan, kuzeyden ve güneyden, her şeyleriyle geldiler, koyunlarını sığırlarını ve develerini önlerine kattılar.
From east and west, from north and south, they came with all they had, driving their Hooks and their herds and their camels before them.
Kuzeyden mi geliyorsunuz?
You fellows come from the North?
- Kuzeyden.
- Up north.
Küçük bir kuş kuzeyden kayığa doğru geldi.
A small bird came toward the skiff from the north.
Kuzeyden gönderilen şu tuhaf vaizlerden biri.
One of those eccentric preachers they send from the north.
Kuzeyden gelen uçak var!
Aircraft approaching from the north!
Kuzeyden, doğudan ve güneyden, aynı anda, şaşırtacağız.
From the north, the east and the south, at the same time, by surprise.
Kuzeyden güneye 9 bin kilometre doğudan batıyaysa 6 bin kilometre.
AND ALL OF IT JUST LIKE THIS. ( Allenby ) ALL RIGHT, ADAMS, CUT IT OUT.
Kuzeyden çok uzaktasınız.
You are so far north.
Kuzeyden Teksas'a geldiğimde bir şeyler arıyordum ne olduğunu bilmeden.
When I came down here to Texas, I was looking for something. I didn't know what.
Adamlarımı toplayıp, kuzeyden çıkacağım.
I'm taking my men out. Cut through to the North.
Kuzeyden, Vasternol'dan
The north, from Vasternol
Öyleyse bizde kuzeyden batıya geçeceğiz, ve genç bayanın evine varmadan önce yollarını keseceğiz Tam burada İspanyol Kuyularında.
So we're gonna go north by west fast, and cut them off before they reach the young lady's home right here at Spanish Wells.
Doğduğumda rüzgâr kuzeyden esiyordu.
When I was born the wind was north
Ben doğduğumda kuzeyden esiyordu.
When I was born the wind was north
Ben doğduğumda rüzgâr kuzeyden esiyordu.
When I was born the wind was north
Doğduğumda, rüzgâr kuzeyden esiyordu.
When I was born the wind was north
Bu ortağım Jim Gary, Kuzeyden, Montana'dan.
Quanah, this is my partner here. This is Jim Gary. He's from up north, Montana way.
Sana kuzeyden bu yolara çıkan bir yol olduğunu söylemeye geldim.
I have come to tell you there is a path leading through them from the north.
Milyonlarca bizon kuzeyden geri dönecek, tıpkı atalarımızın zamanında olduğu gibi.
The buffalo will come back from the north in their millions, as in the days of our fathers.
Kuzeyden Irun, Güneyden Badajoz, Franco tarafından işgal edildi.
Irun in the north, Badajoz in the south, are occupied by Franco.
Her zaman kuzeyden gelirler.
Always, they come from the north.
Kuzeyden.
North.
Ey Filistinliler, eridiniz baştanbaşa, kuzeyden toz duman yükseliyor.
Thou, whole Palestina, art dissolved, for a smoke shall come from the north.
Sioux Kızılderilileri, her zamanki gibi seçtikleri en cesur adamlarla..... kuzeyden aşağıya doğru gelirken....... Denver'lı halk milisleri, South Platte Nehrini doğuya doğru geçmeye çalışıyorlardı.
picking up more braves all the time. Whoa!
kuzey 131
kuzey kore 18
kuzey amerika 39
kuzey atlantik 17
kuzey afrika 45
kuzey kutbu 56
kuzeydoğu 29
kuzey carolina 21
kuzeye 75
kuzeyde 42
kuzey kore 18
kuzey amerika 39
kuzey atlantik 17
kuzey afrika 45
kuzey kutbu 56
kuzeydoğu 29
kuzey carolina 21
kuzeye 75
kuzeyde 42