English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ K ] / Kırmızı ışık

Kırmızı ışık translate English

7,513 parallel translation
Öyleydi ama 18 ay önce kırmızı ışıkta geçip polis arabasını kullanılmaz hale getirmişsin.
GREGSON : He was, but then 18 months ago, you blew through a red light and totaled your radio car.
Ultraviyole ışık neden bunu kırmızı ışıktakinden çok daha iyi yapıyor?
But why is ultraviolet light so much better at doing this than red light?
Hatırlayın, kırmızı ışık ne kadar yoğun olursa olsun metalde elektronları yerinden oynatmamıştı.
Remember, no matter how intense the red light was, it still didn't budge electrons from the metal.
Bir bilgisayarın üzerinde kırmızı bir düğmeyle tasarlandığını düşünün.
Um, imagine there's a computer that's been designed with a big red button on its side.
Bizim Kırmızı'ya benziyor.
He's like Red.
Uyumuyorum. - Kırmızı şaraptan hep.
It's just the red wine.
Komik kırmızı bir şapka takıyormuş, beyaz bir sakalı varmış. - Gerçekten mi?
Fuzzy red hat, big white beard.
Gördün mü Kırmızı karma diye bir şey var.
See, red, it's all about the karma.
Kırmızı bile bu silahı takdir eder.
A-bomb : Oh, even red's gotta approve of that popgun.
- Önceki seferinde 16 yaşındaki birini kaçırmış. Kızı evine almadan önce birkaç içki içmiş.
In his prior, he slipped a 16-year-old a few drinks before taking her back to his place.
Tony Stark karakterini canlandıran Robert Downey Jr kırmızı ve altın sarısı zırhın kendisi kadar ikonik hâle geldi.
The character Tony Stark, played by Robert Downey Jr., is as iconic as the red and gold armor itself.
Göğsünde kırmızı bir lazer var.
There's a red laser on your chest.
Kırmızı yandığını gördüm ve iyi sürücülerin yapması gerektiği gibi durdum.
So I see the light's red, and I come to a complete stop like good drivers are supposed to do.
Biz buradaysak, ışık buradaydı. O aptal çocuklar bizim oraya gelir, bir şeyler fırlatırken kırmızı yandığını fark etmezlerdi. Öndeki araba durunca geçirirlerdi.
Like, it's here, and then there's a stop light here, so when idiot frats were like, screaming and hollering at us and throwing stuff, they wouldn't realize that the light was red and the car in front had stopped...
Onu ısıtmamız lazım. Kırmızı.
We need to heat her up.
Sıcaklık, kırmızı, beni kurtardın.
( shudders ) Warmth. Red, you...
Kırmızı olanı saptamak hakikaten zor.
It's really tough to spot the red ones.
Böylece kırmızı arabaları ortaya çıkartmış olur ve Rebecca'yı kaçıranların arabasını daha kolay buluruz.
Then we can highlight the red cars, make the kidnappers'car easier to spot.
Kırmızı araba, bagaj kapağında pas izi!
Red car, rust patch on the trunk! That's the one!
Bize oryantasyon sırasında söyledikleri Kırmızı Hat şeyini hatırladım,... kaç tane yeni kızın... bilirsiniz,... çok fazla içki içmekten okulun ilk yıllarında tecavüze uğradıklarından.
I remembered all the Red Zone stuff they told us at orientation about how many freshman girls get, you know, assaulted in the first few months of school from drinking too much.
Çekilin. Hey, ufak bir Kırmızı Bileklik sevinç gösterisine var mısınız?
Hey, who's up for a little red band fist pump, huh?
Kırmızı ve sarı McDonald's'ın renkleri.
Red and yellow are the color of McDonald's.
O, orijinal Kırmızı Bileklikli.
He's the original Red Bander.
İşte kırmızı çadırda İnanna'nın bahşettiği armağan için minnetimizi sunuyoruz.
Here in the red tent, we rejoice in Inanna's gift.
Abilerimin zevceleri, bu inançlarla doğmamıştı ve içlerinde korku yüzünden eşlerine, kırmızı çadırdaki sırrımızdan bahsetmişlerdi.
But my brothers's wives were not born to these beliefs, and in their fear, they told their husbands the secrets of the red tent.
Ne bir prenses ne de bir kölesin. Güçlü bir kadınsın, bu gücün de annelerinden ve kırmızı çadırdan geliyorsa demek ki bunlar, asla sırtını çeviremeyeceğin şeyler.
Not a princess, or a slave, but a woman of strength, and if that strength is born of your mothers, and the red tent, then those are things that you can never turn your back on.
Bununla başlamam lazım. Buna, kırmızı cüce deniyor.
I'm going to start with that one - that's called a red dwarf.
M sınıfı yıldız denilen şu kırmızı cüceler...
The red dwarfs, the so-called M-class stars...
Tamam, şimdi Kırmızı'nın kafasını kullanıyoruz.
Okay, now use red's head.
Kırmızı'nın kafası iyi iş gördü.
Skaar : Red's head work good.
Skaar neden Kırmızı'nın kafasını uf yaptı?
Why skaar hurt red's head?
Skaar Kırmızı'nın kafasını uf yapmadı.
Skaar not hurt red's head.
Evet, bu o kırmızı denyo, tamamdır.
Yup. That's the red jerk, all right.
Üzgünüm Kırmızı ama Groot daha kahvaltısını yapmadı.
Sorry, red. But groot hasn't had breakfast yet.
Adım Kırmızı.
Name's red.
Ve ne olursa olsun kırmızının senin rengin olduğunu her zaman biliyordum.
And for what it's worth, I always knew red was your color.
Marcy bana ya da kızıma bulaştırmış olabilir mi?
Could Marcy have infected me or my daughter?
İkinizin de bilmenizi istiyorum ki Donna bebek gelene kadar kırmızı bölgede.
Hey, I just want to let both of you know that Donna is in the red zone, as far as the baby's arrival.
Kırmızı tilkilerin kışın bu ilk dönemlerinde bu alanda kalmak için geldikleri 30 yıldır ilk defa bu yıl oluyor.
It's the first year in 30 years that red foxes have come around this area to stay so early in the winter.
Bu kırmızı tilkiler Kutup tilkilerinden daha büyük ve daha güçlü. ve onları alan dışına itebilirler. ve biz bunu burada çok acı bir şekilde deneyimleriz.
These red foxes are bigger and stronger than Arctic foxes and they can push them out of the area and we experience it here in a very painful way.
Onun yerine, kırmızı tilkilerin sayısı gittikçe artıyor. tıpkı cesaretleri gibi.
Instead, the number of red foxes just grows and grows, as does their boldness.
Haley, "kız" dövmesi yaptırmazsan ben bunu annem için yaptırmışım gibi olacak ve bacağımı kesip koparmak zorunda kalacağım.
Haley, if you don't get "daughter," it's gonna look like I did this for my mother, and then I'm gonna have to saw my leg off.
Ufak bir ihtimalle de üzeri kırmızı örümcek dolabilir.
And there's a small chance it could be full of red spider mites.
Ve görünüşü en güzel olan, en hızlı olan ve en kırmızı olan bu.
AND it's the best-looking and it's the fastest and it's the reddest.
Bu kırmızı.
It's... Red.
Kırmızı, yeşil, mavi.
There's red, green, blue.
Ona Ava yı anlattım. ve gözleri kan kırmızısına döndü.
I tell him about Ava and his eyes go killer red.
Hızlandığım anda ışık kırmızıdan turuncuya ve sarıya dönüşüyor.
As I speed up, the colour shifts from red to orange to yellow.
Çıkan ısıyı ve güzel bir turuncu-kırmızı karışımı parlaklığı fark edebiliyorum.
I can feel the heat coming off and it's glowing with a lovely orangey-red colour.
Işık daha beyaz, kırmızı-beyaz olmasına rağmen çok az mavi vardır.
Although the light is whiter, it's red-white - there's very little blue.
İIk önce kırmızı ışığı alıyorum metal yüzeye doğrultuyorum ve hiçbir şey olmuyor.
Now, first I take red light and shine it on the metal surface and nothing happens.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]