Mutlusun translate English
827 parallel translation
Mutlusun.
You've been happy.
Mutlusun.
You're happy.
Mutlusun, hiçbir eksiğin yok!
You're happy you want for nothing!
- Neden mutlusun?
- Happy about what?
Gidecek doğru dürüst bir evimiz olmadığı halde mutlusun, öyle mi?
Are you, When we haven't got a proper house to go to?
- Mutlusun, değil mi?
- Kinda happy, ain't you?
Ve şimdi gerçekten çok mutlusun.
So now you really are happy
Mutlusun, değil mi?
You're happy, aren't you?
Ben mutluyum, sen mutlusun.
I'm happy you're happy.
Burada yalnız yaşamaktan tamamen mutlusun?
You're completely happy living here alone?
- Çok mu mutlusun?
- Very happy?
Evde olmaktan mutlusun, değil mi Jane?
Glad to be home, Jane, aren't you?
Doğru, çünkü mutlusun.
It is right because you're happy.
Artık mutlusun değil mi?
Are you happy now?
Burada çok mutlusun, değil mi?
You're very happy here, aren't you?
- Bu gece çok mutlusun, değil mi?
- Pretty happy tonight, aren't you?
Mutlusun değil mi?
You are happy, aren't you?
Demek çilekleri toplarken mutlusun.
So you're happy to be picking strawberries
Onunla ve çocuğunla birlikteyken mutlusun ama biliyorum ki bugün de tam şu anda birlikte mutluyuz.
You're happy when you're with him and the child but I also know that today right at this moment we are happy here together
ÖIüm döşeğinde yapılan itiraflar gibi huzurlu ve mutlusun değil mi?
You've been uncommonly fortunate in deathbed confessions.
Neden bu kadar mutlusun?
Why so happy?
- Jim, bugünlerde kendinle oldukça mutlusun değil mi?
Jim, you're pretty happy with yourself these days, aren't you?
Bir samuray olmaktan çok mutlusun.
You're so happy to be a samurai.
- Sen yanlış nedenlerden mutlusun.
- You're happy for the wrong reasons.
- Mutlusun, değil mi?
- You're pretty happy, aren't you?
Sen de mutlusun, değil mi Doktor?
You're happy about it, too, aren't you, Doc?
İşi oluruna bırakmaktan çok mutlusun.
You're happy to let things slide
İşte buradasın, bütün dünya seninmiş gibi mutlusun.
Here you're as happy as if the world were yours.
Mutlusun sanmıştım.
I thought that you were happy here!
Asker olarak daha mi mutlusun sanki?
Are you any happier being a soldier?
Mutlusun sanmıştım.
I thought you were happy.
- Neden bu kadar mutlusun?
- Why are you so happy?
- Mutlusun, değil mi?
And you're happy, aren't you?
Çok mutlusun.
You're so happy.
Çok mutlusun.
You're very happy.
O halde neden bu denli mutlusun?
What are you so happy about then?
Neden bu kadar mutlusun?
Why so pleased?
- Çok mutlusun.
- You're happy.
Ne kadar da mutlusun... oysa yanı başında bugün öldürülen iki kişi yatıyor.
You act all happy, while two people murdered today lie there next to you.
Neden mutlusun?
Why are you happy?
Neden böyle mutlusun?
Why are you so happy?
Neden bu kadar mutlusun?
What are you so happy about?
Neden mutlusun?
Of what are you glad?
- Çok mutlusun.
- So very happy.
Kendini suçlu hissetmek istediğin için mutlusun Ayrıca bir bebeğe sahip olmak yanlış değil.
You want to convince yourself that you're happy and it wasn't wrong to have a baby.
Burada onlardan daha mutlusun.
You're happier than they are.
Mutlusun!
You're happy!
Pek mutlusun, değil mi? Kadınlar başka insanlar için bir şeyler yapmayı sever.
I'm sorry, Holly, but I don't happen to have any drinking water on me right now.
- Çok mutlusun, Roger.
- It's a great day out.
- Mutlusun, değil mi?
- Nothing.
Burada olduğum için mutlusun.
That you're happy I'm here.
mutlu yıllar 555
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu günler 26
mutlu 183
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
mutlu olun 20
mutlu musun 338
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu günler 26
mutlu 183
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
mutlu olun 20
mutlu musun 338